Moskova'da Topkapı-Kremlin zirvesi
İstanbul ve Moskova, Topkapı Sarayı ve Kremlin Sarayı, tarih ve kültür temelleri üzerinde buluştu. Yüzden fazla yapıt, Osmanlı sarayının 'savaşçıl' ve 'evcil' yüzlerini gözler önüne seriyor.
İstanbul Yenikapı’daki son kazıların buluntularıyla ilk yerleşmeleri 8 bin yıl önceye tarihlenen, Roma imparatoru I. Constantinus tarafından Konstantinopolis adıyla başkent edilen, ortaçağ boyunca Hıristiyanlığın en önemli kültür ve sanat merkezi olan, başkentliğini Bizans imparatorluğu döneminde de sürdüren, Fatih Sultan Mehmed tarafından Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra 500 yıla yakın bir zaman Osmanlı başkenti olarak yaşayan, ayaklanmalar, yangınlar, depremler gören, Osmanlı’nın en görkemli günlerine de, çöküşüne de tanıklık eden, İtilaf Devletleri’nin işgaline uğrayan, Cumhuriyet’le birlikte başkentliğini yitirse de Türkiye’nin gözdesi olma özelliğini yitirmeyen bir kent.
Moskova. Arkeolojik bulguları Neolitik Çağa kadar inen, 1100’lerden başlayarak büyük prenslerin yerleştiği, 1200’lerde Moğol istilasına uğrayan, 15. yüzyılda birleşik bir Rus devleti kurulması sürecinde siyasal merkez durumuna gelen, I. Petro döneminde başkentliği Petersburg’a kaptıran, 1812’de Fransız kuvvetlerince işgal edilen, 1905’te işçilerin giriştiği ayaklanmanın acımasızca bastırılmasına tanıklık eden, 1919 Ekim Devrimi’yle Bolşeviklerin denetimine giren, Lenin’in Sovyet hükümetini buraya taşımasıyla yeniden başkent olan, II. Dünya Savaşı’nda Alman kuvvetlerine karşı mahalle mahalle çarpışan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra da Rusya Federasyonu’nun başkenti olmayı sürdüren bir kent.
Topkapı Sarayı. Yüzyıllarca hem Osmanlı’nın 24 padişahının karıları, çocukları, yardımcıları ve hizmetkârlarıyla birlikte yaşadıkları bir konut, hem de devletin resmi yönetim yeri olmuş. III. Mahmud’un daha çok Boğaz kıyısındaki saraylarda kalmayı yeğlemesi, ardından Abdülmecid’in Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırıp oraya taşınmasıyla, 19. yüzyıl ortalarında eski işlevini yitirmiş. Cumhuriyet’ten sonra, 1924’te müzeye dönüştürülmüş. O gün bugündür sayısız değerli eşya ve objeyi barındırıyor, dünyanın en önemli müzelerinden biri.
Kremlin Sarayı. Kremlin, 15. yüzyıl sonunda kırmızı tuğladan inşa edilmiş, mazgallı ve 20 kuleli surlarla çevrili bir içkaleymiş. Zamanla büyük prenslerin, giderek çarların konutuna dönüşmüş Kremlin Sarayı. Rus devleti de, Sovyetler Birliği de buradan yönetilmiş. Bugün, Kremlin Sarayı Müzesi’yle, ünlü Silah Müzesi’yle, katedralleriyle Moskova’nın odağında büyük bir kompleks.
Topkapı Sarayı Müzesi Has Ahırları’nda şu sıra sürmekte olan “Kremlin Sarayı Müzesi Hazineleri Topkapı Sarayı”nda sergisi ile 25 Mayısta Kremlin’de açılan “Topkapı Sarayı’ndan Osmanlı Sultanlarının Hazineleri” sergisi, bu iki büyük kenti, iki sarayı ve iki müzeyi tarih ve kültürün temellerinde buluşturdu.
Kremlin’deki sergi, müzenin iki ayrı salonunda gerçekleşti. Topkapı’dan gelen 106 yapıt, başarılı bir ışıklandırmayla, özel cam koruyucular içinde, yalın, olması gerektiği gibi sergilenmişti.
Salonlardan birinde, Sultan I. Mustafa ile Sultan III. Murad’ın mühürleri, Sultan I. Ahmed’in tuğrasını taşıyan mülkname, II. Bayezid, I. Selim, I. Ahmed ve I. Mustafa’nın minyatür portrelerinin yanında, Kanuni Sultan Süleyman’ın kılıcı ve yatağanı, Yavuz Sultan Selim’in Memluklerden ganimet olarak getirdiği kılıçlar ve alemler, Sultan I. Selim’in hançeri yerlerini almıştı. 16. ve 17. yüzyıllardan objelerin yer aldığı salonda, 15. yüzyıldan sanırım bir tek Fatih Sultan Mehmed’in kılıcı bulunuyordu.
İkinci salona geçildiğinde, hükümdarlığın buyurgan ortamından, fetihlerin savaşçıl havasından çıkılıyor, Topkapı Sarayı’nın gündelik yaşamına giriliyordu. Burada, III. Murad ile IV. Murad’ın tören kaftanları, altın, zümrüt, yakut bezeli neceftaşından bir satranç takımı, hat albümleri, I. Ahmed’in çocukluk kaftanı ile kollukları, I. Süleyman’ın çocukluk kaftanı ile şalvarı, IV. Murad’ın kızı Kaya İsmihan Sultan ve I. Ahmed’in kızı Hanzade Sultan’ın giysileri, Hürrem Sultan’ın portresiyle kaşbastısı, IV. Mehmed’in annesi Hatice Turhan Sultan’ın mührü ile tombak leğen-ibrik takımı, Çin porselenleri sergileniyordu.
Başka bir deyişle, Osmanlı sarayının iki yüzyılının askeri ve sivil yaşamlarından, imparatorluğun doruğuna yükseldiği dönemin “savaşçıl” yüzü ile “evcil” yanından örnekler sunuluyordu Rus sanatseverlere. “Sanatseverlere” diyorum, çünkü tüm bu savaş aletleri, giysiler ve eşyalar, dönemin Topkapı Sarayı’nın beğenisini gözler önüne seren birer sanat yapıtıydı artık.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü etkinlikleri kapsamında Kremlin Sarayı Müzesi ile Topkapı Sarayı Müzesi işbirliğiyle düzenlenen sergi, ağustos ayının ortalarına kadar açık kalacak.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı