"Mühendislik ve mimarlık yasaları çıkarılmalı"

Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Marmara Depremi'nin 10. yılı nedeniyle Kocaeli Üniversitesi'nce düzenlenen Uluslararası Deprem Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, ''son 7-8 yılda afet konusunda yapılan iyileştirici çalışmalardan dolayı afet zararları ve can kayıplarının azaldığının görüldüğünü'' söyledi.

Türkiye'de afetin her türlüsünün görülebileceğini, Türkiye'nin üçte ikilik bölümünün afetlere maruz bir coğrafya olduğunu ifade eden Demir, şunları söyledi:
''Öyle bir şey yapmalıyız ki bugünden tez gelecekle alakalı afetin her türlüsüne maruz kalabilecek, hatta muhtemel afetin maksimum düzeyde olabilecek şekilde hazırlanmalıyız. Mimarlığımızı ve mühendisliğimizi en iyi şekilde kullanıp sıfır hasar ve zayiatla atlatacak şekilde yapılandırmalıyız.

Yapılarımızı tek tek nerede ne yapımız varsa, röntgenini çekmemiz lazım. Bu, sağlık açısından, güvenlik, enerji tasarrufu yönünden, orada yaşayacak insanların sağlıklı yaşaması yönünden her türlü envanterini çıkarmak zorundayız. Ondan sonra afete karşı yapılması gerekenler neyse yapılacak.

Bugün bizi acılara boğan ağır hasarlı yapıların altında mimarlarımızın ve mühendislerimizin imzası var. Yasalarımızda eksiklik var mı, yaptırım gücü anlamında belki bunu ifade edebiliriz. Ama boşluk yok.

Yıkım kararları uygulanmazsa uygulanmayan yıkım kararı bir şekilde bu binaları 'yap' anlamı çıkıyor. Kaçak ve ruhsata aykırı yapı yapma zihniyeti olduğu sürece biraz patinaj yaparak yol alırız, hiç yol alamayız demiyorum.''


Dayanıksız yapılar

Bakan Demir, Türkiye'de deprem afetine dayanıksız yüksek oranda yapı stokunun bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Bu yapı stokumuzun iyileştirilmesi, dönüştürülmesi, kullanılabilir, güvenli hale getirilemeyecekse mutlaka yıkılmasını temin etmemiz gerekiyor. Kırsal alandaki yapı stokumuzun da durumunun içler acısı olduğunu ifade etmekte fayda var.
Mimarlık ve mühendislik meslek yasalarını mutlaka çıkarmamız gerekiyor. Bizim kaçak ve ruhsata aykırı yapı kavramını zaten sözlüğümüzden çıkması gerekiyor ama ruhsata uygun yapılacak olan binaların da kaliteli ve geleceğe mümkün mertebe bir sanat eseri olarak devredeceğimiz yapılara da ulaşmamız gerekiyor. Eğer büyük ülke olacaksak, hak ettiğimiz yere ulaşacaksak coğrafyadaki silüetimizle bunu yapamadan başaramayız.''