Mühre kuşu...
Günümüz Türkiye’si modern devlet anlayışı ve kurumlarıyla doku uyuşmazlığı olan, cemaat atmosferinin bireyi ve kişisel inisiyatifi dışlayan itaat kültürü içinde yetişen bir siyasal kadro tarafından yönetilmektedir. Bu anlayış, devletin denge kurumlarının, siyasal iktidarlara göre değişmez çekirdeğinin tasfiyesiyle, cemaat piramidinin başındakine kayıtsız şartsız itaate dayalı hiyerarşinin ülke ve devlete sahip olmasını dayatmaktadır.
Çağdaş demokratik sistemin vazgeçilmezleri olan kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, düşünce özgürlüğü gibi kavramların yabancısı iktidar sahiplerini halkın, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin ekonomik demokratik talepleri kızdırmakta, niçin verilenle yetinip şükretmediklerine şaşırmaktadırlar! Halkın yönetime mutlak itaatini istemenin doğal hakları olduğuna inanmaktadırlar. Kendileri açısından da ABD, AB gibi dünya otoritelerine itaat ve biat etmekte yadırganacak bir durum olmadığını düşünmektedirler!
Düne kadar öteki ve baş düşman belledikleri dünyanın efendileriyle gelişen karşılıklı çıkar sarmalının faturası bugün önlerindedir. Atlantik ötesinin iktidara tırmanmalarındaki ciddi katkısının diyeti olarak talep ettiklerini vermek zorunda olduklarının bilincindedirler.
Siyasal iktidar, devletin dönüştürülmesi operasyonunun meşrulaştırılmasında gerçek solla ilgisi kalmamış sistem solunun vereceği demokratlık vizesine ihtiyaç duymaktadır! Emperyalist sistem ve içerdeki uzantılarıyla uzlaşıp düzenin imtiyazlıları arasına girmiş kimi eski solcular bunun için parlatılmakta, sanal itibar zirvelerine taşınmaktadır.
Sol olmayan, sol da getirisi yüksek itibar dopinginin karşılığını sistemi meşrulaştırarak ödemektedir! Nasıl mı? Emek ve demokrasi karşıtı dinci faşizan anlayışı, ülkede ilk kez kararlı ve kurumsal sivilleşme atağı, Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze devlete kök salan totaliter, jakoben yapıyı değiştirmeye kararlı bir girişim olarak takdim ederek! Sözün kısası sistemin, sol olmayan solu “meşhurlaştırılması” yatırımı tavan yapan yüksek getiriyle dinci faşizan anlayışın “meşrulaştırılması” olarak geri dönmektedir.
Sermaye soluna verilen yüksek hakem görevi, Osmanlıdaki şeyhülislam fetvalarına benzemektedir. Kararların dine uygunluğunu denetleyen şeyhülislamların postuna, siyasal iktidarın ulusal çıkar ve emek karşıtı tutumuna soldan onay veren sermaye şeyhülislamları oturtulmuştur!
Sistemin can suyu, serumu olmaya soyunan sol olmayan solun bu işlevi, bana mührü kuşunu hatırlatıyor: Uçar avına çıkan avcı, yanında avlayacağı kanatlının evcilleştirip eğittiği hemcinsini götürür. Doğaya salınan, ayağı bağlı mühre kuşu denilen ördek, bıldırcın, keklik cinsinden avcı kuşu ötmeye başlayınca yerdeki, gökteki hemcinsleri çağrıya uyar, sese gelirler. Pusuda bekleyen avcıya tetiğe basıvermek kalır! Düşünce, sanat, siyaset, ekonomi dünyamızın fonlu mühre kuşlarının birbirine karışan cırıltılarına koşan halka yöneltilmiş sermaye namlularının arkasındakilerin keyfine diyecek yok bu günlerde. Sermayenin sermayesine dönüştürülen bizim parlatılmış kuşların sesine koşanları gördükçe, mührelerin dolarlı Avro’lu bordrolarına bir sıfır daha eklemekteler.
Mütareke İstanbulu’nun meşhur sosyalisti İştirakçi Hilmi, yakasında kırmızı karanfil, elinde cakayla salladığı zarif bastonu, İngilizlerin emrine tahsis ettikleri son model otomobiline kurulup caddelerde boy gösterirdi.
İngiliz Büyükelçiliği’nin yüklü ödeneği ve yüksek himayesiyle mütareke süresince iştirakçiliğe devam etti Hilmi Bey! İşgal çizmeleriyle çiğnenen ülkenin onuru, Anadolu’da verilen Milli Mücadele hiç ilgisini çekmese de işgale gönülden iştirak etmesinden olacak, Osmanlı Sosyalist Fırkası başkanı iştirakçinin iştirakçiliği her türlü desteği verdirecek ölçüde ilgisini çekti işgal komutanlığının!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Akaryakıt tankeri patladı!
- 'Daha sert adımlar atacağız'
- Kızılcık Şerbeti'nin 'Nilay'ı senaryoyu ifşa etti!