Mütaala için kim ne dedi?

Ergenekon davasında esas hakkında mütalaayı değerlendiren hukukçular,'mütalaanın şaşırtıcı olmadığını, demokraside yeri olmadığı ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği için tasfiye haline sokulan bir mahkemenin savcısı, delillere dayanmayan, gerçeklerle bağdaşmayan ve önceden nasıl yazılacağı bilinen bir mütalaa sunduğunu, bu nedenle herkese büyük görevler düştüğünü' belirttiler.

Mütaala için kim ne dedi?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.03.2013 - 18:30

Hukukçular, Silivri mahkemelerinde hiç bir zaman gerçek bir yargılama yapılmadığını, gerek sanıkların gerekse müdafilerinin talepleri dikkate alınmadığını kaydettiler. Hukukçuların değerlendirmeleri şöyle:

Ankara Barosu Başkanı Avukat Metin Feyzioğlu: “Esas hakkında mütalaa şaşırtıcı değildir. Demokraside yeri olmadığı ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği için tasfiye haline sokulan bir mahkemenin savcısı, delillere dayanmayan, gerçeklerle bağdaşmayan ve önceden nasıl yazılacağı bilinen bir mütalaa sunmuştur. Bundan sonra savunmalar alınacaktır. Ancak yaptıkları yapacaklarının teminatı olan mahkeme, düşman ceza hukukunu bile aratır şekilde adil yargılanma hakkının bilinen bütün kurallarını hiçe sayarak yaptığı yargılamanın neticesinde korkarım ki peşinen yazdığı hükmü ilan edecektir. Bu olanları terör örgütü lideriyle Anayasa pazarlığı sürecinden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Toplum, “Barış istiyorsanız, zindandaki gazetecilerinizi, komutanlarınızı, profesörlerinizi, avukatlarınızı, sevdiklerinizi geri istiyorsanız terör örgütü liderinin affına ve bir siyasi lider olarak sahneye çıkmasına rıza gösterin” noktasına getirilmek istenmektedir. Türkiye’nin hukuk devletine ve demokrasiye dönüşten başka çaresi yoktur. Bu sebeple herkese büyük görevler düşmektedir.”

Ceza avukatlarından Avukat Kemal Kumkumoğlu: Bu dava başlarken iddianame zaten kanıttan ve tanıktan yoksundu. Bugüne kadar sürdürülen kovuşturma aşamalarında da sanıkların suçluluğunu kanıtlayacak nitelikte hiçbir tanık ve kanıt varlığı ortaya konulamadığı halde iddianamenin varlığında sürdürülen koğuşturmanın sonunda esas hakkındaki mütaaalasında iddia makamı, bütün kanıtlardan ve tanıklardan hiçbir konuda katkı olmadığı halde yüksek düzeyde cezalandırma savları ile mütaalasını sunmuştur. Savunmanın bu konudaki yüksek düzeydeki haklılığı karşısında umulur ki sayın mahkeme maddi temelinden yoksun kanıtsız ve tanıksız ve bu savlar doğrultusunda hükme varmasın ve Türk Ceza Hukukuna çok ters çağdaş hukuka aykırı bir hüküm ortaya çıkmasın.

Avukat Dayanışma ve Hukuk Araştırma Vakfı Başkanı Uğur Yetimoğlu: Savcının mütalası bizim için beklenen bir karardı. Silivri mahkemelerinde hiç bir zaman gerçek bir yargılama yapılmadı. Gerek sanıkların gerekse müdafilerinin talepleri dikkate alınmadı. Bırakın hukuku, kanuna aykırı şekilde talepler hep red edildi. Örneğin ceza yargılamalarına aykırı olarak İlker Başbuğ’un tanığının dinlenmemesi yargılamanın gerçek yüzünü gösterdi. Hukuka ve kanuna aykırılık cereyan eden bir mahkemede olumlu bir kararda beklenmiyor. Sadece sonucu önceden belli olan mahkemede savcı mütala verdi. Bundan sonra mahkemenin vereceği karar ve yargıtay aşamasına bakılacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler