‘Müzik birleştirir’
İsviçreli grup Kadebostany, Soundgarden’la yeniden Türkiye’yi ziyaret etti.
İsviçreli pop müzik grubu Kadebostany, yeni albümleri Monumental’le birlikte Türk izleyicisiyle tekrar Babylon Soundgarden’da buluştu. Türkiye’de sık konser veren gruplardan olan Kadebostany’nin kurucusu Guillaume Jérémie ile bunun nedenini ve beğenilen şarkılarının yapım süreçlerini konuştuk.
-Son zamanlarda Türkiye’yi ziyaret eden müzik grubu azalmasa da Kadebostany hâlâ en çok gelenlerden, neden?
Türkiye’deki hayran topluluğu çok büyük ve bizi yıllardır destekliyorlar. Ben bunun bir arkadaşlık gibi olduğuna inanıyorum. Bir arkadaşa sahipsen sadece onun iyi zamanlarında değil, zor zamanlarında da yanında olursun. Bizim için burada olmak çok normal, dürüst olmak gerekirse korku da yaşamıyoruz. Bize iyi davranıyorlar. Türkiye’de olmak bizim için zevk.
-Şarkılarınızda hüzün ve mutluluğu aynı potada eritiyorsunuz. İnsan üzgün bir anında da sevinçli bir anında da aynı şarkıyı dinleyebiliyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Bence bunun bir ismi var: Melankoli. Aynı anda gülmek ve ağlamak çok güzel. Böyle bir müzik yapmak hoşuma gidiyor. Dinleyende de aynı duyguyu yaratması bizi mutlu ediyor. Çalışırken biraz sihir arıyorum. İnsanlar değişik bir kalitesini olduğunu söylüyor.
-Hayranlarınızın arasında gençler kadar yaşlı insanlar da var, konser atmosferi nasıl?
Böyle olduğu için gerçekten minnettarım. Kadebostany, çok geniş bir gruba hitap ediyor. Bana göre bu çok önemli. Bu sanki aile partisindeymişsiniz gibi. Herkes bir diğerinden bir şeyler öğrenebiliyor. Konserde gençleri ve ileri yaşlardaki insanları görünce mutlu oluyorum. Müzik insanları birleştirebilir. Örneğin, gençler müziğin şeklini ve ‘sound’unu beğeniyordur, daha yaşlılar şarkıların sözlerinden heyecan duyuyordur.
-Türkiye’den hiç dinlediğiniz sanatçılar var mı?
Selda Bağcan’ı severim. Sezen Aksu’yu da. Kategorize etmeyi sevmiyorum ama inancıma göre, dünyanın bu tarafının, yani Türkiye, Yunanistan, Ortadoğu’nun özünde bir melankoli var ve ezgileri çok heyecan verici. Müziğiniz ve geleneğiniz çok hoş, neşeli, ancak hiçbir zaman ağlamaktan çok uzak değil. Bu bana çok çekici geliyor. Biraz İspanyolların flamenkosu gibi.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık