Nâzım, İstiklal ve Filistin...
Doludizgin bir süreç yaşıyoruz. Hem dünyada, hem de ülkemizde, dolu dizgin bir gidiş… Küreselleşme, çatır çutur, mali dedikleri krizle birlikte yeni açlar, yeni yoksullar yaratarak, göçtü gider. ABD’nin başına oturacak olan merak ediliyor, ama beni hiç de ilgilendirmiyor; çünkü, arkasındaki büyük güçlere bakarım ben: Savaş sanayi gibi dev bir ekonomik gücün desteğiyle seçilen, ne barış getirir dünyaya ne de huzur. Getirmeyeceğini de Filistin’de, Gazze’de göstermeye başladı zaten…
Her şeyini sattılar memleketimin, suları da satılacak yakında. ABD, Gladyosu ile, ılımlı İslamcılarıyla, satılık neoliberal kalemleriyle, hırsızı ve arsızıyla iktidarda. Türk Kurtuluş Savaşı şehit ve gazilerinin kemikleri sızlıyor, dedem rüyalarımı işgal ediyor…
Bakmayın siz, öyle Nâzım’dan şiir okuyup ağlayanlara…
Bakmayın siz, ona tekrar vatandaşlık veren kararlara…
Filistin’de, Ortadoğu’da kan ve gözyaşı, çocukların gözündeki korku son bulur, biter mi? 1800’lerin başlarında bu serüvenin yolu, o zaman Osmanlı’nın Kuveyt kaymakamı olan, şimdiki kralın büyük dedesi zata İngilizlerin verdiği rüşvetle başlamıştı. Birinci Dünya Savaşı’nda yine İngiliz para ve mermileriyle kendi geleceklerine ihanet eden şeyhler, soytarılarla devam etti. Bakın, sınırları masa başında cetvelle çizilmiş Ortadoğu coğrafyasına: ABD ve İngiltere’nin uşağı olmayan kaç kral, kaç devlet başkanı var? Ortadoğu insanı bu asalakları, bu hainleri sırtından atamadığı müddetçe, çocuklarının gözünden korku ve yaş kaybolmayacak, morglar parçalanmış ve yanmış çocuk cesetleriyle dolup taşmaya devam edecektir.
Adına ister “Ilımlı İslam”, ister “Büyük Ortadoğu Projesi” deyin, ABD ve İngiltere mahreçli plan ve projeler tarihin çöplüğüne atılmadan, işbirlikçileri hak ettikleri cezayı almadan, kan durmaz, durmayacak…
Batı, emperyalist bir şehvetle, Haçlı seferlerinden bugüne ne kadar insanlık dışı, doyumsuz hırsı varsa, tamamını inatla sürdürüyor. Bizzat aklı başında Yahudilerin ırkçılık ve faşistlikle suçladığı İsrail devleti, koçbaşıdır. İsrail’in Gazze’de yaptıklarıyla, ABD’nin işgalin başından bugüne Irak’ta veya Afganistan’da yaptıkları arasında ne fark var?
İstiklal demek, emperyalizmin oyunlarını bozmak, parçalamak demektir. 1920’lerde bizlerin, Türklerin başarıp sonra sürdürmekte kararsızlığa düştüğü tam bağımsızlık ülküsü yeniden bu coğrafyanın ortak kararı ve iradesi olmadan, ne PKK terörü, ne Irak’taki vahşet, ne Filistin’deki fosfor bombalarıyla soykırım denemeleri son bulur! Nâzım’ı da, istiklal inancını da, emperyalizme karşı giderek bilenen maşeri şuuru da elleri, vicdanları, ruhları, imanları kirli olanlar anlayamazlar, lekeleyemezler, kullanamazlar… Hâlâ ruhumuzu ısıtıyor, bilincimizi aydınlatıyorsun Hikmet’in oğlu…
Seni kendi dilinde okumak, anlamak ne büyük zenginlik, ne büyük keyif, ne büyük şeref..
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!