Öğretim yılı sorunlarla başlıyor

Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, 2008-2009 eğitim-öğretim yılının sorunlarla başlayacağını kaydederek, MEB'in geçmişten gelen sorunların çözümü için hiçbir adım atmadığını iddia etti. Eğitim-Sen tarafından hazırlanan Eğitim-Öğretim Raporu'nu açıklayan Kılıç, okulların artma oranından derslik sayısına kadar birçok soruna dikkat çekti.

Öğretim yılı sorunlarla başlıyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.09.2008 - 10:55

Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, düzenlediği basın toplantısında “2008-2009 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu” isimli raporu açıkladı. Kılıç, yüz binlerce eğitim çalışanı, milyonlarca öğrencisi ve velisi ile eğitim sistemi içinde yer alan tüm bileşenlerin her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük umutlarla eğitim-öğretim yılına başladığını söyledi. Kılıç, beklentilere karşın, bu yıl da, önceki yıllarda olduğu gibi eğitimin temel sorunlarının çözülmesi, eğitim niteliğinin artması, eğitim çalışanlarının yaşam düzeyinin yükselmesi noktasında olumlu şeylerin söylenemeyeceğini belirterek, “Her eğitim-öğretim yılı başında sorunların çözümüne dair verilen sözler ve vaatler zamanla unutulmakta ve eğitim sistemi her yıl kendi sorunlarıyla baş başa bırakılmaktadır. Bugüne kadar öğrencilerin sesleri, eğitim ve bilim emekçilerinin talepleri duymazlıktan gelinmiştir. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’de her eğitim-öğretim yılı, bir öncekinin tekrarı olmaktan öteye gidememiştir” dedi.

AKP, sorun çözmedi

Kılıç, yıllardır kalabalık sınıfları azaltmak, derslik, okul, öğretmen, memur ve hizmetli açığını kapatmak, fiziki altyapı ve araç gereç ihtiyacını gidermek, eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, sosyal ve özlük haklarında iyileştirme yapmak, ders kitaplarının içeriğini bilimsel hale getirmek ve üniversite kapılarındaki yığılmayı önlemek için gerekli adımların atılmadığını söyledi. Kılıç, “AKP Hükümeti, 6 yıllık iktidarı boyunca eğitime yapmış olduğu fiili ve hukuk dışı müdahalelerle eğitim sistemini kendi ideolojisi çerçevesinde yeniden şekillendirme noktasında önemli mesafeler almıştır.Son 6 yılda hükümet tarafından benimsenen eğitim politikalarının özünü, Milli Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatında yaşanan yoğun siyasi kadrolaşma, kamu kaynakları ile özel okulları desteklemek, üniversiteleri egemenliği altına alma çabaları ve eğitimi daha da gericileştirmek yönündeki uygulamalar oluşturmuştur” diye konuştu.

Kılıç: Süslü kampanyalar kızları okullu yapmadı

Hazırlanan rapora göre Türkiye’de okullaşma oranının hala düşük olduğunu ifade eden Kılıç, Türkiye’de 2008 yılı itibariye eğitilebilir nüfusun belli bir bölümü eğitim hakkından yararlanamadığını özellikle doğu illerinde bu arınan çok yüksek oludunu kaydetti. Kılıç, “Okullaşma oranlarını değerlendirirken köylerde ve şehirlerde yaşayan nüfusun eğitim düzeyinin dikkate alınması gerekir. Bu açıdan bakıldığında özellikle kız çocuklarının okullaşmasında hala ciddi sorunlar yaşandığı görülmektedir. Bir dizi süslü kampanya kızların okullaşması konusunda yarar getirmedir” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de 6-13 yaş grubundaki çocukların 273 bin 634’ünün okula gitmediğini, bunların 78 bin 261’ini erkekler, 195 bin 373’ünü kızlar oluştuğunu anlatan Kılıç, engellilerin de eğitim hakkını kullanamadığını belirtti.

Her yıl 50 bin öğretmen alımı yapılmalı

Eğitimin niteliğini yükseltmek için derslik yapımına paralel olarak her yıl en az 50 bin kadrolu öğretmen atamasına ihtiyaç duyulduğunu belirten Kılıç, “nüfusu içinde olmasına rağmen eğitim hakkından yararlanamamaktadır. Sınıf mevcutları büyük kentlerde ortalama 40-45 civarındadır, sınıfların kalabalık olması eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Ders kitaplarının içeriği bilimsel olmayan, ırkçı-gerici-cins ayrımcı öğelerle doludur. Bu hükümet döneminde kadrolaşma eğitimin temel sorunu haline gelmiş, kadrolaşmaya paralel olarak sürgünler, cezalar ve kıyımlar binlerce eğitim emekçisini mağdur etmiştir; Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatından başlayıp, en ücra köşedeki okulun müdür yardımcısına kadar AKP yanlısı, ırkçı-gerici kadrolaşma yaşanmaktadır” dedi.

Sorunun çözümü: Eğitimi kamu hizmeti olarak görmek

Eğitim sorunlarının çözümü için hükümetin kendilerini “dinlemesini” istediklerini vurgulayan Kılıç, “Bizi dinlerlerse önemli önerilerimiz olabilir” dedi. Eğitim sisteminin içinde bulunduğu sorunların aşılması için köklü değişikliklerin yapılması gerektiğini belirten Kılıç, “Türkiye’de eğitim sisteminin sağlıklı bir yapıya kavuşması, her şeyden önce, eğitimin bir ‘kamu hizmeti’ olarak görülmesinden geçmektedir. Eğitimin temel bir insan hakkı olduğu, bu nedenle, herkesin eşit, parasız, kamusal eğitim hakkından yararlanabilmesinin ancak kamusal hizmet anlayışı çerçevesinde gerçekleşebileceği unutulmamalıdır” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler