'Özgür Basın İçin Özgür Bir Dünya' konferansı

İstanbul Teknik Üniversitesince (İTÜ) Taşkışla Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen ''Özgür Basın İçin Özgür Bir Dünya'' konulu konferansta konuşan ABD'nin Columbia Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lee C. Bollinger, bireylerin küreselleşmeden kaynaklanan karmaşık konularda bilgi sahibi olabilmeleri için özgür bir basın tarafından hizmet almaları gerektiğini, bunun demokrasi gereği olduğunu vurguladı.

Bollinger, bugün insanların küreselleşen bir dünyada yaşadığını ifade ederek, serbest piyasanın, gelişen ve değişen dünyada internet ve uydu gibi yeni teknolojilerin de küreselleşmede baskın iki büyük faktör olduğunu kaydetti. İnternetin yeni bir teknoloji olduğunu, dolayısıyla henüz teknolojik devrimin başında bulunulduğunu belirten Bollinger, Ortadoğu'da daha fazla demokrasi ve açık bir toplum talep edildiği için yaşanan olaylarla da bu teknolojinin ne kadar büyük bir önem teşkil ettiğinin görüldüğünü kaydetti.

Bollinger, Ortadoğu'da ve dünyada yaşanan olaylara gençlerin teknoloji sayesinde ulaşabildiğini dile getirerek, teknolojinin aynı zamanda dünyadaki iletişimi sağlayan bir araç görevini de gördüğünü ifade etti. Dünyadaki yeni gerçekler olan iklim değişikliği, ekonomik kriz gibi bir çok küresel problemle uğraşabilmek için bilgi ve analize ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Bollinger, dolayısıyla sansür konusunun eskisinden daha farklı bir şekilde ele alınması gerektiğini dile getirdi.
 

Sansür ve küreselleşme

Sansürün de küreselleşme çerçevesinde farklı bir boyut kazandığını söyleyen ve ''Dünyanın herhangi bir yerinde uygulanan sansür artık her yeri etkiliyor'' diyen Bollinger, artık kendisinin ABD'de yayımlanan bir yazısının dünyanın herhangi bir ülkesinde okunması ya da internete düşmesi nedeniyle yargılanabileceği örneğini verdi. Bollinger, ''Eğer yazımın yayımlandığı ülkenin neyin söylenmesinin uygun olup olmayacağı hakkında farklı bir sansür uygulaması varsa orada bulunmasam bile beni cezalandırabilirler ya da dava edebilirler'' dedi.

Bollinger, insanların artık bir şeyleri yayımlamadan önce bu gerçekleri düşünmeye başladığını ifade ederek, dolayısıyla da özgürlüklerin sınırlı olduğunu dile getirdi. ABD'de sadece 100 bin evde El Cezire kanalının izlendiğini bildiren Bollinger, kablo operatörlerinin bu yayınları zorlaştırdığını, bunun da bir kamu politikası olduğunu, bilgiye erişebilme sorununun tüm dünyada geçerli olduğunu belirtti. Bollinger, medyanın tüm dünyada küçüldüğünü dile getirerek, ''Profesyonel gazetecilik açısından olmamız gereken yerde değiliz'' dedi.

Bollinger, bütün dünyada basın özgürlüğünün sağlanması konusunda ABD'nin de daha büyük adımlar atması gerektiğini anlatarak, ABD'de basının özgürleşmesinin 1919 yılında bir gazetecinin, bir başkan adayını eleştirmesi sonucu yargılanıp cezalandırılması sonucunda başladığını ve bu sürecin gelişmesinin kolay olmadığını anlattı.

Basın ve ifade özgürlüğünün kolay olmadığını söyleyen Bollinger, ''İnsanlar, başkalarını kızdıracak nefret dolu şeyler söyleyebilir. Bu da hem halkı hem de devleti etkileyerek zarara neden olabilir. Ama artık ABD'de bu zararlar kabul edilebiliyor. Dolayısıyla güçlü bir şekilde açık toplum birkaç probleme tolerans gösterebilir'' dedi. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin de, konferansın ardından söz alarak konuk profesör Bollinger'e teşekkür etti.