'Parlamentoda arayışlar olacaktır'

Bozdağ, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Merkezi (IRCICA) ile Umman Sultanlığı Milli Arşiv Müdürlüğü işbirliğiyle Yıldız Sarayı Çit Kasrı'nda düzenlenen ''Osmanlı Belgelerinde Umman'' konulu uluslararası panelin açılışında konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, açılışın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin ''Seçilme yaşının 18 indirilmesi ve ardından silah altındaki er ve erbaşlara seçimlerde oy kullanma hakkı verilmesiyle ilgili çalışmalarınız var mı?'' sorusu üzerine Bozdağ, şunları söyledi:

''Sayın Başbakanımızın açıklaması son derece önemli. Zira Türkiye'de seçme ve seçilmenin önünde hala demokrasiyle bağdaşmayan bir takım engeller bulunmaktadır. 18 yaşındaki bir kişi Cumhurbaşkanı seçimlerinde oy verebilirken, milletvekili, belediye başkanı seçimlerinde oy verebilirken, seçilme hakkını ona tanımamışız. Anayasamızın ilgili maddeleri buna engel durumda. Öte yandan askerde bulunan er ve erbaşlara, seçme hakkı vermiyoruz. Böyle bir sıkıntı var. Bu nedenle Başbakanımızın açıklamasını yerinde görüyorum. Bu açıklamanın hayata geçmesi, Anayasa değişikliğini gerektiriyor. Anayasa'nın 67. maddesinin 5. fıkrası erbaş ve erlerin oy kullanmasını engelleyen bir düzenleme içeriyor. Bu maddede bir değişiklik yapılarak, bu konudaki engel ortadan kaldırılmış olacaktır. Seçilme yaşını 18'e çekmek için de Anayasa değişikliği gerekiyor. Bu konularda Anayasa değişikliği yapmak için parlamento zemininde arayışlar olacaktır. Bu çerçevede mutabakat olursa bu konudaki Anayasa değişikliğini hep beraber hayata geçirmiş, seçme ve seçilme yaşının önündeki demokratik olmayan, hukuk devletiyle bağdaşmayan engelleri kaldırmış oluruz.''

''Tezkere, Suriye'ye dönük bir tezkere''

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ''Tezkerenin Meclis'ten geçmesinin ardından yabancı ülkelere asker gönderilmesiyle ilgili ortaya çıkan tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''Tezkere, Suriye'ye dönük bir tezkere. Orada geçen ifade, Anayasa'ya uygun bir ifadedir. Bu muhalefet partilerinin bir çarpıtmasıdır. Bu tezkere, Suriye'ye dönük çıkarılmış bir tezkeredir. Ama bu tezkereyi 'Başka ülkelere dönük' diye de yorumlamak isteyen bir kesim vardır. Bu tamamen bir çarpıtmadır, doğru değildir. Tezkere bir tedbirdir. Bunu her zaman bunu ifade ettim. Türkiye savaş meraklısı değildir. Yakın zamanda pek çok savaşlar oldu, bu savaşlarda pek çok kayıplar oldu, ülkeler bedel ödedi. O yüzden biz, savaşların çıkmasını ve olmasını arzu etmeyiz. Tezkere niçin çıkar? Tezkere, Türkiye'nin egemenlik hakkını korumak, güvenliğini, topraklarını, insanlarını korumak için bir tedbirdir. Bu, bir nevi uyarıdır. Suriye yönetimine savaş çıkaracak adımlar atma ikazıdır. Türkiye'nin topraklarına, Türkiye'nin egemenlik alanına saldırıda bulunma uyarısıdır. Bu anlamda bir tedbirdir. O yüzden Suriye yönetimi umarım bu uyarıya dikkat edecektir, kulaklarını kabartacaktır, ona göre adımlarını atacaktır. Atmazsa Türkiye gereğini yapmakta da tereddüt etmeyecektir. Biliyorsunuz angajman kuralları değiştirildi ve Türkiye bugün Suriye'den gelen her saldırıya anında, tereddütsüz karşılık vermektedir. Bu noktada Suriye yönetimi Türkiye'nin kararlılığını görmüştür, görmesi de kendi menfaatinedir. Dileriz ki, tezkere kullanılmaz, kullanılma ihtiyacı ve gereği de doğmaz. Ama kullanılma ihtiyacı ve gereği doğarsa da Türkiye bunu kullanmakta da tereddüt göstermez. Çünkü tezkereyi almak 'Bu tezkere elimizde süs için dursun' anlamına gelmez, 'Ben bunu kullanmak istemiyorum ama ihtiyaç olursa kullanabileceğim bir yetki var' demektir. Tezkere bir ikazdır, 'Ben bunu kullanmayacağım' anlamında değildir. Suriye yönetimi ikazlara kulak asmaz, ülkemize bir saldırı gerçekleştirirse, Türkiye karşılık vermekte, insanımızı ve ülkemizi korumakta herhangi bir tereddüt göstermeyecektir.''

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun medya patronlarını da dinlemeye başladığının hatırlatılması üzerine, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleştiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Esasen bir yandan 12 Eylül yargılaması sürerken, 28 Şubat ile ilgili soruşturmalar devam ederken öte yandan da Silivri'de bir takım davalar görülürken, Türkiye'nin demokratikleşme ve hukuk devleti olma yolunda önemli adımlarından biri olarak çıkıyor. Bazıları eleştirebiliyor. Türkiye'nin geçmişine baktığımızda bunlar son derece önemli olaylardır. İleride Türkiye'nin demokrasi ve hukuk tarihi bunları yazacaktır. Meclis Araştırma Komisyonu da aynı şekilde demokrasi tarihimiz açısından son derece önemli bir görev yapıyor. Çünkü bugüne kadar hep darbelere muhatap olmuş, kapatılmış, milletvekilleri asılmış, yargılanmış, mahkum edilmiş bir Meclis, ilk kez darbelere dönük bir araştırma yapıyor, darbecileri millet adına sorguya çekiyor. Meclis'te de tarihi bir yüzleşme yaşanıyor. Meclis'e gelip bilgi veren ister asker ister sivil ister medya patronu ister siyasetçi olsun Türkiye'nin geçmişine dair hesap dökümü ortaya çıkarıyor. Bir yüzleşme gerçekleşiyor. Biz, dünde neler olduğunu bugün daha net bir şekilde değerlendirme imkanı buluyoruz. Bu yüzleşmelerin Türkiye'ye kazandıracağı çok şey vardır. Geçmişle yüzleşerek, geçmişimizle hesap varsa hesapları vererek Türkiye'nin yoluna devam etmesi, hem demokrasi hem de milletimizin güçlenmesi açısından son derece önemlidir.''