Polis şiddeti Türkiye'ye mahkumiyet getirdi
Karakolda polis şiddetine maruz kaldığını raporlarla tescil ettirmesine karşın mahkemeden "suç işleme devamlılıkları görülmediği" gerekçesiyle serbest kalan polislerin peşini bırakmayan Gökhan E. Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde mahkum ettirdi.
İstanbul Fatih'te hamile bir akrabasını hastaneye götürürken polislerin sokak ortasında dövdüğü Ahmet Koca hakkında "Görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlilerine görevlerinden dolayı zincirleme hakaret" suçundan 6.5 yıla kadar hapsi istemiyle açılan davanın yankıları devam ederken, benzer bir olaydan dolayı Türkiye AİHM'de yine tazminat ödemeye mahkum oldu.
İşkence ve kötü mualeme nedeniyle AİHM'in gündemine taşınan dava konusu olay İzmir'de yaşandı. 2002 yılında sarhoş olarak taksiye binen Gökhan E., araçta arkadışıyla tartışınca olay karakola yansıdı. Karakola girdiklerinde Gökhan E.'nin arkadaşı, polislere cep telefonunun Gökhan E. tarafından çalındığını söyledi. Bunun üzerine polis memurlarından biri Gökhan E.'nin ayağına basarak, telefonu geri vermesini söyledi.
Gökhan E.'de polis memurunu itti. Sonrasında birkaç polis memurunun kendisine saldırdığını söyleyen Gökhan E., yarım saat boyunca gözleri bağlı ve elleri kelepçeli bir halde tahta sopa ve coplarla dövüldü. Saat 01.40'ta, Buca Sağlık Merkezi'ne götürülen Gökhan E.'yi muayene eden doktor, sırtında büyük çaplı morluk, her iki bacağında ve sol kolunda morluklar, alnının sağ tarafında, sağ kolunda ve parmaklarında şişlik bulunduğunu belirterek, sağ elinin kırılmış olabileceği şüphesiyle, hastaneye sevk etti.
15 gün çalışmaz raporu verildi
İzmir Eğitim Hastanesi raporuna göre, Gökhan E.'nin sağ bileğinde şişlik ve sol diz bölgesinde hassasiyet tespit edildi. Ayrıca, çekilen röntgen sonucu Gökhan E.'nin sol kolunun kırık olduğu görüldü. İzmir Adli Tıp Kurumu ise aynı gece hazırlanmış olan iki tıbbi rapor dikkate alarak, Gökhan E.'nin sırtında geniş çaplı birçok morluk, alnının sağ tarafında şişlik ve morluk, bacaklarının arkasında morluklar, sol kolunun üst kısmında morarmış bir bölge ve sağ elindeki parmaklarından birinde şişlik ve morluk tespit etti.
Ayrıca sağ kolunun kırık olduğu not eden Adli Tıp, Gökhan E.'nin 15 gün çalışamaz raporu verdi. Bir gün sonra ise toksikoloji raporunda, Gökhan E.'nin kanında binde 0.98 oranında alkol tespit edildi. Gökhan E. kendisine kötü muamelede bulunan polis memurlarının yargılanması talebiyle, İzmir Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. İzmir Cumhuriyet Savcısı, Gökhan E.'ye kötü muamelede bulunmaları nedeniyle 10 polis memuru aleyhine iddianame hazırladı. İzmir Asliye Ceza Mahkemesi, tanıkların ifadeleri ve tıbbi raporlara dayanarak, Ceza Kanunu'nun 245. maddesi uyarınca, polis memurlarını Gökhan E.'ye kötü muamelede bulunmaları nedeniyle suçlu buldu.
Kendini yaralamasın diye ağzı tıkandı
Olay günü görev başında olan diğer altı polis memuru ise beraat etti. İzmir Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararında, Gökhan E.'nin karakola vardığında sarhoş olduğu belirtilerek, polis memurlarına küfretmeye ve onları tehdit etmeye basladığı, kendini sağa sola attığını ve birkaç polis memuruna vurduğu, durdurmak için polis memurlarının Gökhan E.'nin ellerini kelepçelediği, gözlerini bağladığı ve ağzını tıkadıkları kaydedildi. Gökhan E.'nin küfür ve tehditlerinin kıskırtma niteliği taşıdığı kanısına varan yerel mahkeme, polis memurlarının cezalarında indirim uyguladı ve para cezasına çarptırdı.
Mahkeme ayrıca sanık polislerin tekrar suç isleme ihtimallerinin bulunmadığına dayanarak, cezalarını erteledi. Karara itiraz edilence dosya Yagrıtay'a geldi. Yargıtay da yerel mahkemenin beraat kararını onayarak, mahkumiyet kararlarına yönelik olarak, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca dosyanın yeniden incelenmesi gerektiğini belirterek, bozdu. İzmir Asliye Ceza Mahkemesi de ikinci kararında polis memurlarının Gökhan E.'ye kötü muamelede bulunduklarına kanaat getirerek, Ceza Kanunu'nun 245. maddesi uyarınca ilk olarak her birini üç ay hapse mahkum etti, ardından da Gökhan E.'nin küfür ve tehditler savurmasını tahrik unsuru saydı ve hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Görevden uzaklaştırılmadılar
İşkencici polislerin peşinhi bırakmayan Gökhan E., davayı AİHM'in gündemine taşıdı. AİHM başvuruyu kabul ederek, yerel mahkemenen uygulanan fiziksel ve psikolojik eziyeti hiçbir koşulda cezasız bırakmamaları gerektiğine dikkat çekerek, bu durumun özellikle halkın hukuk devletine olan güveni için önem arz ettiğini belirtti. Kamu makamlarının hukuka aykırı eylemlere tolerans gösterdiği ya da gerekli dikkati göstermediğine iliskin toplumda oluşabilecek kanaatin önlenmesi açısından önemli olduğunun altını çizen AİHM, bir devlet görevlisinin iskence ve kötü muamele içeren suçlarla suçlanması halinde, sorusturma ve yargılama boyunca görevden uzaklaştırılması gerektiğini ve mahkum edilmesi halinde, görevden alınması gerektiğine işaret etti.
Gökhan E.'nin hukuk mücadelesinin 6 yıl sürdüğünü anımsatan AİHM, bu sürecin, sorumlu olanların cezalandırılmasını gerektiren çabukluk ilkesine ters düşdüğünü kaydetti. Polis memurlarının yargılama süresi boyunca görevlerinden uzaklaŞtırıldıklarına dair herhangi bir belirtinin bulunmadığını belirten AİHM kararında, yetkili makamların da bu polis memurları aleyhine herhangi bir disiplin işlemi başlatmadığına işaret etti.
Tahrik gerekçe olamaz
Tahrikin, bir bireye şiddetli kötü muamele uygulamanın gerekçesi olarak nitelendirilemeyeceğini vurgulayan AİHM, cezaların ertelenmesinin, mahkumiyet hükümlerinin etkisiz kalmasına yol açtığının ve kabul edilemez "tedbirler" kategorisine girdiğinin altını çizdi.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilkesinin, cezanın infazının ertelenmesinden daha güçlü bir etkiye sahip olduğu ve sanıkların cezadan muaf tutulması ile sonuçlandığına işaret eden AİHM, yerel mahkeme kararının hakimlerin, hukuka aykırı ciddi davranışlara hiçbir şekilde göz yumulamayacağını göstermekten ziyade, bu tür davranışların sonuçlarını aza indirmek için kendi takdir yetkilerini kullandıklarının göstergesi olduğunun altını çizdi. AİHM, Gökhan E.'nin acı ve ızdıraba maruz bırakıldığını belirterek, 19 bin 500 'Avro manevi tazminat, masraflar için ise bin Avro ödenmesine karar verdi.
Fotoğraf temsilidir
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!