Rakamlarla 2009 Türkiye ekonomisi

Türkiye ekonomisi, 2008'in son çeyreğinde başlayan küçülmeden bu yıl da kurtulamadı ve üst üste dört çeyrekte ekonomide daralma görüldü.

Rakamlarla 2009 Türkiye ekonomisi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.12.2009 - 13:15

Krizin etkisiyle önce yavaşlayan, ardından da yaklaşık 7 yıllık bir büyüme sürecinin ardından ilk kez 2008'in 4. çeyreğinde yüzde 6,5 ile eksiye geçen Türkiye ekonomisi, 2009'un 3. çeyreğinde yüzde 3,3, 9 aylık dönemde de yüzde 8,4 küçüldü.

Ekonomide yaşanan daralma işsizliği de artırdı. İşsizlik oranı Şubat ayı itibariyle yüzde 16,1'e kadar tırmandı. Daha sonra gerilemeye başlayan işsizlik Eylül ayında yüzde 13,4 oldu.

Enflasyon Kasım ayında yıllık bazda yukarı yönde hafif bir yükseliş gösterirken, yıl boyunca iç pazarda görülen talep yetersizliği fiyatlara da yansıdı ve enflasyonda kayda değer bir hareketlilik görülmedi.

Yılın başından itibaren dış pazardaki daralmanın olumsuz etkisinin görüldüğü ihracat ise Ekim ayıyla birlikte yeniden artış trendine girdi.
 

Enflasyon

Verilere göre, 2008 yılının ikinci üç ayından itibaren yıllık bazda yeniden iki haneli rakamlarda seyretmeye başlayan enflasyon, piyasalardaki durgunluğun etkisiyle 2009'un başından itibaren yeniden tek haneli rakamlara düştü.

Bu yıl Kasım ayında üretici fiyatları endeksi (ÜFE) yüzde 1,29, tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) ise yüzde 1,27 artış gösterdi. Yıllık bazda ise ÜFE'de yüzde 1,51, TÜFE'de yüzde 5,53 artış kaydedildi. Geçen yıl Kasım ayında bu rakamlar sırasıyla yüzde 12,25 ve yüzde 10,76 idi.

Enflasyon, 2008 yılında ÜFE'de yüzde 8,11, tüketicide ise yüzde 10,06 olmuştu. Enflasyon 2004 yılı içinde ÜFE'de 27 yıl 11 ay, TÜFE'de ise 32 yıl aradan sonra tek haneli rakamlara inmişti.
 

Büyüme hızı

Küresel krizin etkisiyle yavaşlayan Türkiye ekonomisi, bu yıl üçüncü çeyrekte yüzde 3,3, yılın 9 ayında ise yüzde 8,4 küçüldü.

2001 yılında özellikle finans sektörünü etkileyen krizle yüzde 5,7 küçülen Türkiye ekonomisi, daha sonraki yıllarda ise aralıksız büyüme sürecine girmişti. Ancak, bu kez küresel krizle sarsılan Türkiye'de büyüme hızı 2008'in üçüncü çeyreğinde önemli ölçüde hız kesti, ardından da uzun yıllar sonra ilk kez 2008'in dördüncü çeyreğinde yüzde 6,5'la eksiye geçti.

Büyüme hızı 2002'de yüzde 6,2, 2003'de 5,3, 2004'de yüzde 9,4, 2005'de yüzde 8,4, 2006'da da yüzde 6,9, 2007'de yüzde 4,5, 2008'de de yüzde 0,9 olmuştu. Bu yıl ise ilk çeyrekte yüzde 14,7, ikinci çeyrekte yüzde 7,9 küçülme kaydedildi.

Sektörel bazda bakıldığında 2009 yılının 9 ayında en fazla küçülme yüzde 19,5 ile inşaat sektöründe yaşanırken, imalat sanayi yüzde 12,4, ticarette yüzde 16,3, ulaştırma, depolama ve haberleşme de yüzde 12,2 daralma, tarımda yüzde 3,2, eğitimde yüzde 0,7 büyüme görüldü.

TÜİK verilerine göre, gayri safi milli yurtiçi hasıla (GSYH) cari fiyatlarla yılın üçüncü çeyreğinde 262 milyar 229 milyon lira, 9 ayında da 700 milyar 958 milyon lira oldu.
Geçen yıl GSYH cari fiyatlarla 950 milyar 98 milyon lira olmuştu.
 

İstihdam

İşsizlik oranı ise bu yıl eylül ayı itibarıyla yüzde 13,4 oldu. İşsizlik oranı bu yıl ocakta yüzde 15,5, şubatta 16,1, martta 15,8, nisanda yüzde 14,9, mayısta yüzde 13,6, haziranda yüzde 13,0, temmuzda yüzde 12,8, ağustosta yüzde 13,4 idi.Bu yıl eylül ayında toplam istihdam 22 milyon 20 bin kişi, işsiz sayısı 3 milyon 396 bin kişi olarak açıklandı.

Geçen yılın aynı ayında ise işsizlik oranı yüzde 10,7, toplam istihdam 21 milyon 802 bin kişi, işsiz sayısı 2 milyon 601 bin kişi olarak belirlenmişti. İşsizlik oranı geçen yıl yüzde 11 olmuştu.
 

Sanayi üretimi

Sanayi üretiminde geçen yılın ekim döneminde yüzde 6,8 oranında gerilerken, bu yıl aynı dönemde yeniden artıya geçti. Böylece 15 ay sonra ilk kez sanayi üretiminde yüzde 6,5 oranında artış kaydedildi.

2009 yılı Ekim ayında, geçen yılın aynı ayına göre üretim artışı, madencilik sektöründe yüzde 5,2, imalat sanayinde yüzde 6,6, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 6,4 oldu.
Geçen yılın tamamında toplam sanayi üretimi yüzde 0,9 oranında düşerken, madencilik sektöründe yüzde 8,9 üretim artışı olurken, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 0,4, imalat sanayinde yüzde 8,2 gerileme kaydedildi.

Öte yandan imalat sanayinde kapasite kullanım oranı, bu yıl kasım ayında yüzde 70,7'ye geriledi. 2008 yılı kasım ayında yüzde 72,9 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanımı, bu yılın aynı ayında 2,2 puan azaldı. Bu yıl söz konusu ayda imalat sanayinde kapasite kullanım oranı devlet sektöründe yüzde 88,8, özel sektörde ise yüzde 70,4 oldu.

Bu arada iş yerlerinin tam kapasite ile çalışmamasının nedenleri arasında talep yetersizliği ilk sırada geldi. İç pazarda talep yetersizliği yüzde 55,4, dış pazarda talep yetersizliği yüzde 29,7 oranında etkiledi. Mali imkansızlıklar yüzde 3,4, yerli mallarda hammadde yetersizliği yüzde 3,7, ithal mallarda hammadde yetersizliği yüzde 1,7, işçilerle ilgili meseleler ise yüzde 1,1 oranında etkili oldu.
 

Bütçe açığı 40 milyarı geçti

2009'da ekonomik faaliyetlerde görülen daralma vergi gelirlerinde düşüşe yol açarken, kamu gelirlerindeki artış program tahminlerinin altında kaldı. Merkezi yönetim bütçesi 2009 yılı Ocak-Ekim döneminde 43 milyar 232 milyon lira açık verdi.

Bu yıl 10 ayda merkezi yönetim bütçe giderleri 218,6 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirleri 175 milyar 368 milyon lira, faiz dışı fazla ise 7 milyar 12 milyon lira olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde vergi gelirleri 139,2 milyar lirayla geçen yılın aynı döneminin yüzde 0,8 altında kalırken, personel giderleri yüzde 14,8 artışla 47,4 milyar lira, sosyal güvenlik sistemine yapılan transferlerdeki hızlı artıştan önemli ölçüde etkilenen cari transferler kalemi yüzde 34,4 artışla 77,1 milyar liraya çıktı.

2008'in 10 ayında, bütçe giderleri 180 milyar 655 milyon lira, bütçe gelirleri 175 milyar 768 milyon lira ve bütçe açığı 4 milyar 887 milyon lira düzeyinde olmuştu. 2008 yılında faiz dışı fazla ise 38 milyar 464 milyon lira düzeyinde idi.

Geçen yılın tamamında merkezi yönetim bütçe giderleri 227 milyar lira, bütçe gelirlerinin 209,6 milyar lira, bütçe açığının 17,4 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 33,2 milyar lira olmuştu.
 

İhracat

Dış pazarlardaki daralmayla birlikte düşen ihracat, Ekim'den itibaren yeniden artış trendine girdi.

İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre bu yıl Ocak-Kasım döneminde ihracat 87 milyar 608 milyon dolar oldu. Kasım sonu itibariyle son bir yıllık ihracat da 94 milyar 798 milyon dolar oldu.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre ise 2009 yılı Ocak-Ekim döneminde ihracat 83 milyar 214 milyon dolar, ithalat 112 milyar 849 milyon dolar, dış ticaret açığı 29 milyar 635 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 73,7 düzeyinde gerçekleşti.

2008 yılının tamamında ise 132 milyar 27,2 milyon dolar ihracat, 201 milyar 963,6 milyon dolar ithalat yapılmış, dış ticaret açığı 69 milyar 936,4 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 65,4 olmuştu.

 

Ödemeler dengesi

Merkez Bankası'nın açıkladığı ödemeler dengesi bilançosuna göre, bu yılın Ocak-Ekim döneminde cari açık, bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 79,4 oranında azalarak 38 milyar 319 milyon dolardan 7 milyar 903 milyon dolara geriledi.
Cari açık, geçen yılın sonunda 41 milyar 416 milyon dolar düzeyinde idi.
2008 yıl sonunda yüzde 5,7 olan cari işlemler açığının GSYH'ye oranının ise bu yıl sonunda yüzde 1,8 olması öngörülüyor.
 

Döviz rezervleri

2008 yılı sonunda 73 milyar 346 milyon dolar olan Merkez Bankası toplam rezervleri, yüzde 2,3 oranında artarak, 75 milyar 42 milyon dolara çıktı.

4 Aralık 2009 tarihi itibariyle rezervlerin 3 milyar 727 milyon doları altın, 71 milyar 315 milyon doları da döviz rezervlerinden oluştu. 2008 yılı sonunda altın rezervleri 3 milyar 272 milyon dolar, döviz rezervleri ise 70 milyar 75 milyon dolar idi.

Döviz rezervleri, 2009 yılının en düşük düzeyine Merkez Bankasının döviz satış ihaleleri düzenlediği Nisan ayında (24 Nisan) 62 milyar 414 milyon dolarla inerken, en yüksek düzeye ise 71 milyar 603 milyon dolarla 13 Kasım'da ulaştı.
 

İç borç stoku

Geçen yıl sonu itibariyle 274 milyar 827 milyon lira olan iç borç stoku, 2009 yılı ekim sonu itibariyle 327 milyar 189 milyon liraya çıktı. Böylece, 10 ayda stoktaki artış yüzde 19 olarak hesaplandı.

2009 yılı ekim sonu itibariyle iç borç stokunun 311,3 milyar lirası tahvil, 15,9 milyar lirası bonolardan oluştu.

Hazine, bu yıl iç borçlanmada en kısa 3 ay, en uzun 7 yıl vadeyle borçlandı. Yılın ilk ayında yüzde 16'larda seyreden yıllık bileşik faiz oranı, en son 8 Aralık'ta yapılan ihalede 20 ay (602 gün) vadeli tahvil yüzde 9 oldu.
 

Dış borç stoku

Türkiye'nin 2008 yılı sonunda 278 milyar 146 milyon dolar olan dış borç stoku, bu yıl Haziran sonu itibariyle 268 milyar 559 milyon dolara geriledi.
Haziran sonu itibariyle dış borç stokunun 47,7 milyar doları kısa vadeli, 220,8 milyar doları da uzun vadeli borçlardan oluştu.

Dış borç stokunun 2,9 milyar doları kısa, 75,3 milyar doları da uzun vadeli olmak üzere toplam 78,2 milyar dolarlık bölümü kamu borçlarından, 43,1 milyar doları kısa vadeli, 133,9 milyar doları orta ve uzun vadeli olmak üzere toplam 177 milyar dolarlık bölümü de özel sektör borçlarından oluştu.

Merkez Bankasının uzun vadeli dış borç tutarı 11,1 milyar dolar, kısa vadeli dış borç tutarı 1,8 milyar dolar olarak hesaplandı. Öte yandan bu yıl Aralık ayı başına kadar yapılan dış borç ödemeleri ise 10 milyar 815,7 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bu rakamın 8 milyar 342 milyon doları Hazine, 390,2 milyon doları Merkez Bankası, 1 milyar 222,1 milyon doları genel ve katma bütçeli idarelerin dokümantasyon, kitap bedeli, katılma payı, üyelik aidatı şeklindeki ödemeler ve 861,4 milyon doları da Uluslararası Para Fonuna (IMF) ödemeler olarak gerçekleşti.
 

2008 yılının tamamında 15 milyar 727,5 milyon dolarlık dış borç anapara ve faiz ödemesi yapılmıştı.

 

Döviz kurları

Küresel krizin etkisiyle 2009'un ilk çeyreğinde yukarı yönlü hareket eden döviz kurları, yıl ortasında yeniden 2008 yıl sonundaki seviyelerine döndü. 1 Ocak 2009 itibariyle başındaki ''yeni'' ibaresi atılan Türk Lirası, 2009'da yabancı paralar karşısında değerli konumunu korudu.

2008 yılı sonbaharında dünyanın en büyük yatırım bankalarından biri olan Lehman Brothers'ın batmasıyla derinleşen küresel kriz sürecinde, Türk bankacılık sektörü 2001 krizinden sonra kararlılıkla uygulanan reformlar sayesinde, güçlü yapısını muhafaza etti.
Temel amacını fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olarak belirleyen Merkez Bankası da bu süreçte küresel krizin yurt içi ekonomideki olumsuz etkisini sınırlamak için tedbirler almayı sürdürdü. Bu çerçevede, yıl boyunca faiz indirimini sürdüren Merkez Bankası, gecelik borçlanma faizini yüzde 6,5'a kadar çekti. Piyasadaki döviz likitidesini de satış ve alım ihaleleriyle düzenleyen Banka, Mart ayında doların 1,8250'lere kadar tırmanmasıyla döviz satış ihalelerine, Ağustos ayından itibaren de doların 1,4600'lara kadar gerilemesiyle döviz alım ihalelerine başvurdu.
 

Dövizin seyri

Merkez Bankasının gösterge niteliğindeki kur rakamlarına göre, 2008 yılı sonunda 1,5314 olan ABD Dolarının efektif satış fiyatı, yüzde 1,2 gerilemeyle 15 Aralık 2009 tarihinde 1,5126 lira, avronun efektif satış fiyatı ise 2,1467 lira iken yüzde 2,5 artışla 2,2002 lira olarak belirlendi.

Geçen yıl sonunda serbest piyasada satış fiyatı 1,5400 lira olan dolar, 15 Aralık 2009 tarihinde 1,5120 lira oldu. Avronun satış fiyatı ise 2008 yıl sonunda 2,1420 lira iken, 15 Aralık 2009 tarihinde 2,2070 lira düzeyinde gerçekleşti.

Krizden öncesi 2008 yılı ağustos ayında 1,1400 lira seviyelerine kadar inen dolar, küresel krizin etkisiyle 2009 yılı başında artış trendine girerken, 9 Mart Pazartesi günü 1,8250'lere kadar çıkarak TL karşısında rekor kırdı. Ardından gelen Merkez Bankası müdahalesiyle gerileyen dolar, yıl ortasına gelindiğinde 2008 yıl sonundaki seviyelerine tekrar geri döndü. Öyle ki, 2008 yılını 1,5400 liradan tamamlayan dolar, haziran ayı sonunda aynı seviyelerden (1,5420 liradan) işlem görüyordu.

Bu seviyelerdeki seyir eylül ekim aylarına kadar korundu. Ekim ayı ortalarına gelindiğinde 1,5000 liranın altına sarkan dolar, 15 Ekim'de 1,4400 lira ile yılın en düşük seviyesine indi.

 

Faiz oranları

2008 yılında yüzde 16 ile yüzde 21 arasında değişen devlet iç borçlanma senetlerinin faiz oranları, bu yıl yüzde 9 ile yüzde 21 arasında seyrederken, bankaların yıllık mevduat faizleri ise yıl sonu itibariyle yüzde 5 ile yüzde 9,5 arasında değişiyor. Geçen yıl sonu itibariyle bankaların yıllık mevduat faiz oranları yüzde 14 ile yüzde 16 arasında idi. Merkez Bankası faiz oranlarında 2008 yılı Kasım ayında başladığı faiz indirimlerini 2009 yılı boyunca da sürdürdü. Para Politikası Kurulu 19 Kasım'da yaptığı son toplantısında kısa vadeli faiz oranlarını çeyrek puan düşürdü. Banka, gecelik faiz oranlarını borçlanmada yüzde 6,50'ye, borç vermede ise yüzde 9'a çekti.
 

Mevduat-Kredi

Merkez Bankasının en son 26 Kasım tarihli verilerine göre, bir önceki yıl sonunda 410 milyar 657,2 milyon lira düzeyinde bulunan bankalardaki toplam mevduat, 11 ayda yüzde 9,5 artışla 449 milyar 855,5 milyon liraya yükseldi. Bankacılık sistemi kredi hacmi ise yüzde 7,7 artışla 26 Kasım'da 306 milyar 225,1 milyon lira oldu. 2008 yılı sonunda bu rakam 284 milyar 310,3 milyon lira idi.

Bankaların kullandırdığı tüketici kredileri de 4 Aralık itibariyle 88 milyar 696,6 milyon lira olurken, geçen yıl sonuna göre yüzde 9,4 artış kaydedildi. 2008 yılı sonunda tüketici kredileri 81 milyar 93,7 milyon lira düzeyinde bulunuyordu.Bireysel kredi kartları aynı tarihlerde yüzde 6,9 artışla 32 milyar 756,5 milyon liradan 35 milyar 10,8 milyon liraya çıktı.
 

Emisyon hacmi

Piyasadaki kağıt para miktarı ise yüzde 21,3 oranında artış ile 14 Aralık 2009 tarihinde 38 milyar 726 milyon 627 bin liraya çıktı. Geçen yıl sonunda piyasadaki banknot miktarı 31 milyar 926 milyon 476,5 bin lira düzeyinde bulunuyordu.
 




 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler