Refleks savunması da kurtarmadı, tutukluluğa devam
Trafikte tartıştığı motosiklet sürücüsü Ahmet Sülüşoğlu'nu 17 Ağustos tarihinde Halkalı'da oturduğu sitenin önünde tabancayla öldüren İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz'ın tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşması yapıldı. “Haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Celal Yılmaz'ın eşi Serap Yılmaz, tanık sıfatı ile ifade verdi.
<video:347809>
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşmasına tutuklu sanık Celal Yılmaz ve avukatları ile maktul Ahmet Sülüşoğlu'nun babası Mehmet Sülüşoğlu, ağabeyleri Mecnun ve Rujdi Sülüşoğlu ile avukatları katıldılar.
İlk duruşmada gazetecileri duruşmaya almayan ve bunu tutanağa da yazmayan Mahkeme Başkanı Asuman Yetişkin, bu duruşmaya da gazetecileri almadı. Sülüşoğlu Ailesi'nin Avukatı Halis Yıldırım'ın kamusal denetim açısından basın mensuplarının duruşmaya alınması talebi, Başkan Yetişkin tarafından reddedildi. Başkan Yetikşin, fizik koşullar ve duruşmanın nizalı olmasını gerekçe göstererek basın mensuplarını duruşmaya almadı.
SANIĞIN EŞİ TANIK OLARAK DİNLENDİ
Duruşmada tanık olarak dinlenen tutuklu sanık Celal Yılmaz'ın eşi Serap Yılmaz, olay günü iş yerinde olduğunu, arkadaşlarıyla beraber akşam yemeği yediklerini ve eşinin de bu yemeğe katıldığını, dönüşte de olayın yaşandığını belirtti.
Tanık Yılmaz, yolda giderken görmediği bir şekilde motosikletin araçlarının önlerine kırdığını, eşinin fren yaparak, kornaya bastığını, motosiklet sürücüsünün el kol işareti yaptığını anlatarak, “O günler ortam çok hassastı. Telefonlarımıza, telsizlerimize sürekli ihbar uyarıları geliyordu. Eşim, 'bir durayım bakayım nedir bu' dedi. Ben de 'ne gerek var' deyince eşim 'bugünkü ihbarlarla alakalı olabilir mi acaba?' dedi. Spontane gelişen bir olay olduğunu gördüğümden durmasına müsaade etmedim. Sapağa girdiğimizde eşim 'bu galiba bizi takip ediyor' deyince ben de 'koskoca yol bizi niye takip etsin' derken sitenin önüne geldik. Sitenin önünde birden bire önümüze geçerek durdu bunun üzerine eşim arabadan indi ve müdahale etti, el, kol müdahalesi oldu" dedi.
BİZ DE ÇOK ÜZGÜNÜZ
Bu nedenle maktule kızdığını, maktulün de, kendisine hitaben, 'özür dilerim yenge' dediğini ifade eden Yılmaz, ifadesini şöyle sürdürdü:
“Özür dileyince eşim de ben de tatmin olduk ve arabaya bindik. Arabaya binerek, siteye doğru devam ettik. Arabada eşim 'Serap çok sert çıktın, o da özür diledi ama benim içim rahat değil' dedi. Özür dileyince olayın kapandığını düşündüm olayın kapandığını düşünmeseydim eşimi yalnız bırakmazdım. Siteye girince park yeri bulamadık. Eşim beni bıraktı. 'Ben arabayı bırakayım sitedeki güvenlikleri uyarayım' dedi. Sürekli gün içinde anonslar yapılıyordu. Belki keşfe gelmiştir, diye düşünüyordu. Ama pantolonun yırtığı ve buz gibi suratı olması aslında beni tedirgin etmişti. Ama eşimi panikletmemek adına böyle bir şey olmayacağını düşündüğümü söyledim. Çünkü eşim 25 yıldır mesleğini sürekli operasyonlarla, silahla ölümle burun buruna geçirmiş bir insandır. Böyle bir şey kesinlikle kimse başına gelsin istemez. Çok üzgünüz. Ortada kaybolan bir hayat var. Ölmek sadece toprağın altına girmekle olmuyor. Biz de çok üzgünüz. Eşimi 25 senedir tanırım, bu adam kendini hayatını, devlete, millete adamış bir insandır. Biz cani değiliz. Bunun bilinmesini istiyorum"
'KENDİMİ KORUMA REFLEKSİYLE SAVUNDUM'
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Celal Yılmaz, 7 Haziran tarihinden bu yana ülkenin içine girdiği terör olayları hakkında ihbarların geldiğini emniyet görevlilerine karşı örgütün daha önce yapmadığı tarzda eylemlerde bulunacağı yönünde ihbarların bulunduğunu bildirdi. Sanık Yılmaz, “Olay günü, emniyetten gelen ihbar ve eylem bilgileri ile birlikte gün içerisinde akşama kadar sürekli uyarıldık. Özellikle lojmanlarıma yakın bölgede sokak çatışmaları ve plakasız motosiklet eylemcisi ihbarı üzerine tedirginliğimiz arttı. Basında çıktığı gibi ben bu şahısla asla bir kelime dahi, müdahale ve münakaşa etmemişimdir. Ne olduysa kamera önünde olmuşturö dedi.
Maktul Sülüşoğlu'nun silahını mermi hazne yatağına sürünce ve 'nerede lan o' diye sorunca kesinlikle kendisini öldüreceğini düşündüğünü anlatan Yılmaz, maktulün kendisine yaşam hakkı vermeyeceğini düşündüğü için silahsız olan güvenlikçilerin arkasından gizlice silahını çektiğini ve güvenlikçilerin arkasından 'at silahını' diye bağırdığını, maktulün kendisine doğru silahını doğrulttuğunu görünce refleks olarak karşılık verdiğini kaydetti.
Sanık Yılmaz, yakın eğitimlerde mesleki olarak duble atış tekniğinin refleks haline getirdiklerini dile getirerek, “Bu mesleki eğitimlerden dolayı doğal reflekstir. Tehlike tamamen bertaraf edilene kadar eyleme devam edilmesi eğitimde verilmiştir. Kesinlikle şahsı tanımam. 26 gündür yatıyorum ve yattığım her an boyunca o olayı düşünüyorum. Ben profesyonelim. Profesyonellik sadece eğitimi almakla olsaydı zırh kullanmadan operasyonlara girmemiz gerekirdi. Bunun değerlendirilmesini isterim. Haklı olduğuma inandığım bir konuda çoluğumdan çocuğumdan ayrı olduğum için içimde bir üzüntü var. O bana kesinlikle eli silahlı olarak geldi. Ben de kendimi koruma refleksiyle savundum" şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, sanık Celal Yılmaz'ın tutukluluğunun devam etmesine karar vererek, Adli Tıp Kurumu'ndan maktulün silahıyla ilgili rapor alınmasına hükmederek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 17 Ağustos'ta Celal Yılmaz'ın eşinin de içinde bulunduğu otomobiliyle Halkalı'daki evine giderken aynı istikamette seyreden Ahmet Sülüşoğlu yönetimindeki plakasız motosikletin sağ yanlarından geçtiği anlatıldı.
Ahmet Sülüşoğlu'nun Yılmaz ve eşinin içinde bulunduğu aracı motosikleti ile oturduğu sitenin önüne kadar takip ettiği belirtilen iddianamede, burada tarafların tartıştıkları, Sülüşoğlu'nun motosikletine binerek gittiği belirtildi.
Sülüşoğlu'nun bir süre sonra yine motosikletiyle şüpheli Celal Yılmaz'ın oturduğu sitenin önüne geri geldiği belirtilen iddianamede, bu sırada sitenin önünde güvenlik görevlileri ile sohbet eden Celal Yılmaz'a doğru yöneldiği, tabancasını doldurduktan sonra 2-3 el tetiğe bastığı, silahın patlamadığı ifade edildi.
İddianamede, özel güvenlik görevlisinin arkasında bulunan Celal Yılmaz'ın tabancayla Sülüşoğlu'na doğru ilerlediği ve tabancasıyla 3 defa ateş ettiği, yaralanan Sülüşoğlu'nun olay yerinde hayatını kaybettiği bilgisine yer verildi.
İddianamede, Celal Yılmaz'ın, “Haksız tahrik altında kasten adam öldürme" suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar değişen hapis cezası istemiyle cezalandırılması isteniyor.
İlk duruşmada gazetecileri duruşmaya almayan ve bunu tutanağa da yazmayan Mahkeme Başkanı Asuman Yetişkin, bu duruşmaya da gazetecileri almadı. Sülüşoğlu Ailesi'nin Avukatı Halis Yıldırım'ın kamusal denetim açısından basın mensuplarının duruşmaya alınması talebi, Başkan Yetişkin tarafından reddedildi. Başkan Yetikşin, fizik koşullar ve duruşmanın nizalı olmasını gerekçe göstererek basın mensuplarını duruşmaya almadı.
SANIĞIN EŞİ TANIK OLARAK DİNLENDİ
Duruşmada tanık olarak dinlenen tutuklu sanık Celal Yılmaz'ın eşi Serap Yılmaz, olay günü iş yerinde olduğunu, arkadaşlarıyla beraber akşam yemeği yediklerini ve eşinin de bu yemeğe katıldığını, dönüşte de olayın yaşandığını belirtti.
Tanık Yılmaz, yolda giderken görmediği bir şekilde motosikletin araçlarının önlerine kırdığını, eşinin fren yaparak, kornaya bastığını, motosiklet sürücüsünün el kol işareti yaptığını anlatarak, “O günler ortam çok hassastı. Telefonlarımıza, telsizlerimize sürekli ihbar uyarıları geliyordu. Eşim, 'bir durayım bakayım nedir bu' dedi. Ben de 'ne gerek var' deyince eşim 'bugünkü ihbarlarla alakalı olabilir mi acaba?' dedi. Spontane gelişen bir olay olduğunu gördüğümden durmasına müsaade etmedim. Sapağa girdiğimizde eşim 'bu galiba bizi takip ediyor' deyince ben de 'koskoca yol bizi niye takip etsin' derken sitenin önüne geldik. Sitenin önünde birden bire önümüze geçerek durdu bunun üzerine eşim arabadan indi ve müdahale etti, el, kol müdahalesi oldu" dedi.
BİZ DE ÇOK ÜZGÜNÜZ
Bu nedenle maktule kızdığını, maktulün de, kendisine hitaben, 'özür dilerim yenge' dediğini ifade eden Yılmaz, ifadesini şöyle sürdürdü:
“Özür dileyince eşim de ben de tatmin olduk ve arabaya bindik. Arabaya binerek, siteye doğru devam ettik. Arabada eşim 'Serap çok sert çıktın, o da özür diledi ama benim içim rahat değil' dedi. Özür dileyince olayın kapandığını düşündüm olayın kapandığını düşünmeseydim eşimi yalnız bırakmazdım. Siteye girince park yeri bulamadık. Eşim beni bıraktı. 'Ben arabayı bırakayım sitedeki güvenlikleri uyarayım' dedi. Sürekli gün içinde anonslar yapılıyordu. Belki keşfe gelmiştir, diye düşünüyordu. Ama pantolonun yırtığı ve buz gibi suratı olması aslında beni tedirgin etmişti. Ama eşimi panikletmemek adına böyle bir şey olmayacağını düşündüğümü söyledim. Çünkü eşim 25 yıldır mesleğini sürekli operasyonlarla, silahla ölümle burun buruna geçirmiş bir insandır. Böyle bir şey kesinlikle kimse başına gelsin istemez. Çok üzgünüz. Ortada kaybolan bir hayat var. Ölmek sadece toprağın altına girmekle olmuyor. Biz de çok üzgünüz. Eşimi 25 senedir tanırım, bu adam kendini hayatını, devlete, millete adamış bir insandır. Biz cani değiliz. Bunun bilinmesini istiyorum"
'KENDİMİ KORUMA REFLEKSİYLE SAVUNDUM'
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Celal Yılmaz, 7 Haziran tarihinden bu yana ülkenin içine girdiği terör olayları hakkında ihbarların geldiğini emniyet görevlilerine karşı örgütün daha önce yapmadığı tarzda eylemlerde bulunacağı yönünde ihbarların bulunduğunu bildirdi. Sanık Yılmaz, “Olay günü, emniyetten gelen ihbar ve eylem bilgileri ile birlikte gün içerisinde akşama kadar sürekli uyarıldık. Özellikle lojmanlarıma yakın bölgede sokak çatışmaları ve plakasız motosiklet eylemcisi ihbarı üzerine tedirginliğimiz arttı. Basında çıktığı gibi ben bu şahısla asla bir kelime dahi, müdahale ve münakaşa etmemişimdir. Ne olduysa kamera önünde olmuşturö dedi.
Maktul Sülüşoğlu'nun silahını mermi hazne yatağına sürünce ve 'nerede lan o' diye sorunca kesinlikle kendisini öldüreceğini düşündüğünü anlatan Yılmaz, maktulün kendisine yaşam hakkı vermeyeceğini düşündüğü için silahsız olan güvenlikçilerin arkasından gizlice silahını çektiğini ve güvenlikçilerin arkasından 'at silahını' diye bağırdığını, maktulün kendisine doğru silahını doğrulttuğunu görünce refleks olarak karşılık verdiğini kaydetti.
Sanık Yılmaz, yakın eğitimlerde mesleki olarak duble atış tekniğinin refleks haline getirdiklerini dile getirerek, “Bu mesleki eğitimlerden dolayı doğal reflekstir. Tehlike tamamen bertaraf edilene kadar eyleme devam edilmesi eğitimde verilmiştir. Kesinlikle şahsı tanımam. 26 gündür yatıyorum ve yattığım her an boyunca o olayı düşünüyorum. Ben profesyonelim. Profesyonellik sadece eğitimi almakla olsaydı zırh kullanmadan operasyonlara girmemiz gerekirdi. Bunun değerlendirilmesini isterim. Haklı olduğuma inandığım bir konuda çoluğumdan çocuğumdan ayrı olduğum için içimde bir üzüntü var. O bana kesinlikle eli silahlı olarak geldi. Ben de kendimi koruma refleksiyle savundum" şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, sanık Celal Yılmaz'ın tutukluluğunun devam etmesine karar vererek, Adli Tıp Kurumu'ndan maktulün silahıyla ilgili rapor alınmasına hükmederek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 17 Ağustos'ta Celal Yılmaz'ın eşinin de içinde bulunduğu otomobiliyle Halkalı'daki evine giderken aynı istikamette seyreden Ahmet Sülüşoğlu yönetimindeki plakasız motosikletin sağ yanlarından geçtiği anlatıldı.
Ahmet Sülüşoğlu'nun Yılmaz ve eşinin içinde bulunduğu aracı motosikleti ile oturduğu sitenin önüne kadar takip ettiği belirtilen iddianamede, burada tarafların tartıştıkları, Sülüşoğlu'nun motosikletine binerek gittiği belirtildi.
Sülüşoğlu'nun bir süre sonra yine motosikletiyle şüpheli Celal Yılmaz'ın oturduğu sitenin önüne geri geldiği belirtilen iddianamede, bu sırada sitenin önünde güvenlik görevlileri ile sohbet eden Celal Yılmaz'a doğru yöneldiği, tabancasını doldurduktan sonra 2-3 el tetiğe bastığı, silahın patlamadığı ifade edildi.
İddianamede, özel güvenlik görevlisinin arkasında bulunan Celal Yılmaz'ın tabancayla Sülüşoğlu'na doğru ilerlediği ve tabancasıyla 3 defa ateş ettiği, yaralanan Sülüşoğlu'nun olay yerinde hayatını kaybettiği bilgisine yer verildi.
İddianamede, Celal Yılmaz'ın, “Haksız tahrik altında kasten adam öldürme" suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar değişen hapis cezası istemiyle cezalandırılması isteniyor.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!