Risk değerlendirmesi sempozyumu
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, hazırlıkları süren ''İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Taslağı''nın, Kurban Bayramı'ndan sonra Meclise sevk edileceğini, yıl sonuna kadar da kanunlaşmasının beklendiğini bildirdi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünün, Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı (OSHA) işbirliğiyle düzenlediği ''Risk Değerlendirmesi Sempozyumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, risk değerlendirmesinin, iş yeri kazaları ve hastalıklarını azaltmayı hedeflediğini söyledi.
Bunun, bir iş yerinin risk ve tehlike haritasının çıkarılmasını, risklerin ortaya çıkışını önlemeyi ya da bu mümkün değilse zararlarını en aza indirmeyi kapsadığını ifade eden Özer, şöyle devam etti: ''Kamuoyunda 'İstihdam Paketi' olarak bilinen 5763 Sayılı İş Kanunu'nda değişiklik yapan kanunun ilgili maddesinde risk değerlendirmesini bir zorunluluk olarak getirdik. Bundan sonra iş yerlerinde işverenler, risk analizi yapacaklar, riskleri değerlendirecekler ve çalışanlarının zarar görmemesi için gereken tedbirleri alacaklardır. Aynı zamanda yeni yaklaşımın da temel unsuru budur. Tedbiri önceden alan, 'pro-aktif yaklaşım' diye de adlandırılan bu sistemde, OSHA 2 yıl boyunca kampanya yürüterek, işverenlere, iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerine bu konuyu anlatmak tartışmak için kampanya konusunu risk değerlendirmesi olarak seçti.''
''İş sağlığı ve güvenliği kanun taslağı"
Kasım Özer, daha önce ''İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği'' olarak tabir edilen bu konunun, yeni yaklaşım ile birlikte ''İş Sağlığı ve Güvenliği'' olarak değiştirildiğini, böylece uluslararası normlara uydurulduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Yeni çıkaracağımız, şu anda taslağını hazırladığımız, bayramdan sonra da Başbakanlığa ve Meclise sevk etmeyi planladığımız ve yıl sonuna varmadan kanunlaşmasını beklediğimiz 'İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun' taslağında da konuyu 'İş Sağlığı ve Güvenliği' diye tabir ediyoruz. Çünkü bu yeni çıkaracağımız taslak bütün çalışanları içine alıyor. Artık işçi memur ya da sözleşmeli gibi tanımlar, kamuda, özelde çalışıyor gibi ayrımlar tamamen kalkıyor. AB'nin ilgili direktifi gereği uyumlaştırılan ve üyeliğin gereklerinden biri olarak deklare edilen çerçeve direktif, bu şekilde milli mevzuatımıza uyumlaştırılacak. Orada biz 'çalışan' tabirini getiriyoruz.''
Eskiden sadece 506 Sayılı Sosyal Sigortalar ve 4857 Sayılı İş Kanunu'na tabi iş yerleri kapsamdayken, şimdi bütün iş yerlerinin kapsama alınacağını anlatan Özer, böylece hem kapsamın genişleyeceğini hem sayının artacağını hem de iş yerlerinin çeşitliliğinin artmış olacağını ifade etti.
6 ilde 8 labaratuvar açılacak
Özer, risk değerlendirmesinin temel unsurlarından birinin de iş yeri ortamını bilmek olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: ''İş yeri ortamının haritasını çıkarırken iş yeri ortam ölçümlerini yaptırmak gerekir. Gaz, toz, gürültü, ağır metaller, termal konfor şartları, ergonomi ve saire gibi iş yerinin çalışma ortamının, temel özelliklerini bilerek risk değerlendirmesini yapmamız gerekiyor. Bunu bilmemiz için de ölçümler yapmamız gerekiyor. Genel Müdürlüğümüze bağlı laboratuvarlarımızda 6 vilayette ve pazartesi günü Bursa ve Balıkesir'de açmayı düşündüğümüz 8 laboratuvarımızda örnek ölçümler yapacağız.''
''Seyyar labaratuvarlar" geliyor
AB'den alınan kredilerle 2005-2008 yıllarında yapılan bir proje çalışmasıyla Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiklerine de değinen Özer, şöyle konuştu: ''Geçen eylül ayı itibarıyla proje sona erdi. Bu hafta personel alımı için çalışmalarımız var. 3'erden 6 otobüs iki set halinde seyyar laboratuvar kurduk. Türkiye'de bir ilk bu. Otobüslerde akciğer filmi çekilebiliyor, işitme testi yapılabiliyor, kan ve idrar numuneleri alınarak tahlil yapılabiliyor. Yani bu 3 otobüsten meydana gelen bir set ile bir organize sanayi bölgesine gittiğimizde, işverenlerin talepleri doğrultusunda gün ve mesai kaybı olmadan çalışanları sağlık taramasından geçirebileceğiz. Bu arada uzmanlarımız ve mühendislerimiz yine talep üzerine iş yerinde ortam ölçümleri yaparak iş yerinin haritasını çıkarabilecekler. Bunun sonucunda işverenler risk değerlendirmesini daha sağlıklı yapabilecekler. Otobüsler önümüzdeki ay hizmete sunulacak. Gerekli destek ve sağlık personeli bu ay temin edilecek şu anda onun çalışmaları yapılmaktadır. Yılbaşından itibaren biz işverenlerimizin hizmetine bu otobüslerimizi sunacağız.''
''İş kazalarının sosyal boyutu göz ardı ediliyor"
Kasım Özer, iş yerinde meydana gelen iş kazalarının bir de sosyal boyutu olduğunu, bunların çoğu zaman göz ardı edildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
''İş kazalarında, sadece tazminat ödemekle tazmin edilmiş, tedavi edilmiş gibi yanlış bir anlayış zaman zaman hakim oluyor. Halbuki iş kazasının sosyal boyutu, çok önemli. İncelediğimiz iş kazaları, çoğu zaman içimizi burktu, psikolojimizi bozdu. Ben soruyorum; bu iş kazasının birinci ve ikinci derece muhatapları bunlardan nasıl etkileniyor acaba? Onu tahayyül etmek bile istemiyor insan... Bunlarda meydana gelen manevi yıkım, artı iş yerine açtığı maddi zarar, çünkü yetişmiş elemanının kaybediyor işveren, devlete açtığı zarar, bütün bunları üst üste koyduğumuzda risk değerlendirmesinin ne kadar önemli ve çok boyutlu olduğunu görmek mümkün olabilmektedir.''
Bu arada, sempozyumun açılışında konuşacağı duyurulan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, toplantıya katılmadı.
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Kızılcık Şerbeti'nin 'Nilay'ı senaryoyu ifşa etti!
- Akaryakıt tankeri patladı!
- İşte 500 bin liranın aylık getirisi!
- 'Daha sert adımlar atacağız'