Salih Müslim: Erdoğan’ı UCM'de yargılatacak belgeler ABD ve Rusya’da

PYD Eş Başkanı Müslim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yargılanmasına neden olacak bütün belgelerin ABD ve Rusya tarafından belgelendiğini söyledi.

Salih Müslim: Erdoğan’ı UCM'de yargılatacak belgeler ABD ve Rusya’da
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.07.2016 - 19:23

PYD Eş Başkanı Müslim, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yargılanmasına neden olacak bütün belgeler ABD ve Rusya'nın elinde" dedi. 

Müslim, Menbic ve Musul operasyonu, Türkiye’nin Rusya ve İsrail yakınlaşması, Rıza Sarrab davası, Türkiye-Suriye görüşmeleri ve IŞİD saldırılarını Fırat Haber Ajansı’na (ANF) değerlendirdi. Müslim’in açıklamalarından başlıklar şöyle:

“Rakka’nın yani DAİŞ (IŞİD) merkezinin Türkiye ile olan bir bağı Grî Spî (Tel Ebyad) daha önce ele alınarak bu ilişkinin sağlandığı bir yol kesilmişti. Cerablus yolu yani Menbic’de alınınca Rakka yalnız kalıyor. Sadece Musul yolu kalıyor. O da kesilirse DAİŞ ortada desteksiz kalacak. Bu gerçekleşirse DAİŞ’in sonunu getirmek daha kolay olacak.

Diğer boyutuyla bizim için de Menbic çok önemlidir. Menbic köyleri Rojava’nın bir parçasıdır, bu köylerin yüzde 50’si, Menbic merkezinin ise yüzde 49’u Kürt’tür. Buradaki halkımızı asla yüz üstü bırakamayız diğer halklar gibi.

Diğer önemli bir boyutu ise Avrupa’ya eylem amaçlı gelen DAİŞ üyeleri hep bu yolu kullanıyor. DAİŞ üyeleri orada eğitilip Avrupa’ya eylem yapmak için geri gönderiliyordu. Menbic alınırsa Avrupa’daki saldırılar da çok azalır.

Türkiye hala Menbic’den vazgeçmiş değil şimdi çeşitli yollardan DAİŞ’e yardım göndermeye çalışıyor. Cerablus’daki DAİŞ güçlerine şimdi açıktan yardım etmiyorlar ama diğer ılımlı güçler denen El Nusra ve Ahrar û Şam gibi DAİŞ ile aynı zihniyete sahip olan güçler üzerinden bu yardımı sağlıyorlar. Bir çatışma süsü vererek 4 gün önce 12 TIR yardım ulaştırdılar.

Bu yol kullanılarak DAİŞ’e cephanelik ulaştırılıyor. Daha yeni bir antlaşma gereği Türkiye’nin ılımlı güç dedikleri gruplar, aralarında ki çatışmayı durdurarak Suriye Demokratik Güçleri’ne (QSD) karşı savaşacağını ilan etti. Özellikle Azez tarafındaki çatışmaları durdurmuşlar böylelikle DAİŞ’in Menbic’de elini güçlendirmeye çalışıyorlar. Ama bedeli ne olursa olsun DAİŞ belası tüketilecek.”

Musul bizim alanımız değil. Ama oradaki güçler öncülüğünde bir operasyon olmalı. Biz olmasak da HPG, YPŞ, Peşmerge veya Irak hükümeti gibi güçler bunu yapabilir. Bin 200 Türk askerinin Musul’un yanı başında olan Beşika’da bulunması ne anlama geliyor? Bu askerler DAİŞ’e ile ulaşım yolunu sağlıyor ve destekler Zaxo üzerinden yapılıyor. Kimse bunu gizlemiyor.

Kim ne derse desin DAİŞ’in kurucuları arasında Türkiye vardı bunu hep saklıyordu ama bunların hepsi açığa çıktı. Bunların Rojava’da Kürtleri bitirme planları vardı bu planlar hepsi Türkiye üzerinden yürütülüyordu. Bu ilişkilerin ve planların hepsi açığa çıktı ve herkes görmesine rağmen Türkiye DAİŞ’e destek vermediğini hala ısrar ediyor.”

İsrail ve Rusya

“İsrail ve Rusya’ya karşı tükürdüklerini yaladılar. Daha önce de söylemiştim konu Kürtler olunca Türkiye her şeyinden vazgeçmeyi göze alır. Kürtler tek bir hak elde etmesin diye her şeyi yaparlar. Şimdi Kürtün önüne geçemediğini anlayınca her şeyi deniyorlar.

Bu yakınlaşmanın temel mantığı Kürtlerin bölgede güç sahibi olmasını engellemektir. Artık Kürtlerin bölgede en güçlü halk olduğu gerçekliği dünya tarafından kabul edilmiştir. Bize karşı duran herkesle savaşırız. Hiç kimse bize karşı savaşmayı göze alamaz. Türkiye başka ilişkiler içerisine girebilir ama bundan kaynaklı kimse bize karşı tavır alma durumuna kendisini koymaz.

Bölgede genel bir istikrar isteniyorsa Kürtlerin yanın durmaktan başka seçenekleri yok onlar da iyi biliyorlar ki Kürtler bölgenin en büyük aktörüdür. Türkiye Kürtlerin durdurmak için DAİŞ, Ehrar û Şam, Cebatul Nusra gibi terör örgütlerine hep destek vermiş ve bütün dünya bunu çok iyi biliyor.

Şimdi bütün ilişkileri açığa çıkmış bir gücün yanında durmak DAİŞ’in yanında durmak anlamına gelir. Avrupa ve dünyada iyi biliyor ki kendi değerlerini korumak için Kürtlerin yanında durmak zorundalar.”

Rıza Sarraf davası

Türkiye karşı net tavır alınmış durumda zaten bundan kaynaklı birazda Türkiye Rusya’ya yanaşmak istiyor. Erdoğan’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yargılanması için bütün dosyalar hazırlanmış durumda. Ruslar bu dosyalara yani Türkiye’nin DAİŞ ile olan ilişkilerine sahip belgelerin hepsine sahip durumda.

Yine Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanması da bundan kaynaklıdır. Zarrab meselesi unutulmamalı bu dava devam ediyor. Kuveyt Türk bankasına kaşı açılmış bir dava var. Bunlarla birlikte Türkiye’nin bütün ilişkileri açığa çıkarıldı ve çıkarılıyor.

Zarrab davası birilerinin boynunda ip gibi duruyor bu ipi istedikleri zaman çekebilirler. ABD elinde bulundurduğu bu ipi çekecek mi yoksa şantaj olarak mı kullanacak birlikte göreceğiz. Yani hem Rusya hem de ABD, DAİŞ ile olan bütün ilişkilerin bilgisine sahip bu bilgileri nasıl kullanacakları onların siyasetine bağlı.”

 "Türkiye, Suriye'de Kürt karşıtlığı üzerinden yeniden bir ilişki kurmak istiyor"

Cezayir’de yaşanan bir görüşmenin ve Türkiye’nin görüşme istekleri olduğu bilgisi bize geliyor. Ve yine arabulucuların gidip geldiğini biliyoruz. Ama yeniden ilişki kurma durumu ne olursa olsun bu bölgede olan gerçekliği değiştirmede bir etki yaratmaz. Bu ilişki kurma isteğinin bir sonuca varmayacağını düşünüyorum olursa da onlar için çok daha kötü bir durum ortaya çıkar.

Kürt karşıtlığı üzerinden yeniden bir ilişki kurmak isteniyor. Temel amaç Kürtlerin bölgede hak elde etmesini engellemektir. Kürt sorunu artık bölgesel bir sorundan çıkarak evrensel bir soruna dönüşmüştür. Bu güçler Kürtlere karşı birleşse bile bizim için fark etmez. Kürt halkı artık hiç olmadığı kadar güçlüdür ve kimse onları yenemez.

Diğer taraftan Avrupa ve dünya buna müsaade etmez. Avrupa’nın ve dünya güçlerinin kendi istikrarları için Kürtlerin yanında olması gerekir bunun da farkındalar. Avrupa’nın istikrarı Ortadoğu’ya, Ortadoğu’nun istikrarı Kürtlere bağlıdır. Kürtler olmazsa kimi kabul edecekler DAİŞ’i mi, Baas rejimini mi yoksa Osmanlı’yı mı bunları da kabul etmeyecekleri ortada.”

"DAİŞ’e yardım edersiniz ama günü gelir sizi de vurur"

İstanbul’daki olay sıradan bir olay değil. Daha önce söylemiştim siz DAİŞ’e yardım edersiniz ama günü gelir sizi de vurur. Artık Türkiye’ye DAİŞ’in kendisine karşı geliştirdiği eylemlerden kurtulamaz.

DAİŞ’in içinde farklı fraksiyonlar vardı bunların içinde Türkiye etkisi olanlar artık zayıfladı. Özellikle belli yerlerde Türkmenler falan vardı, bunların gücü zayıfladı ve aralarında DAİŞ’in içinde bulunan Ebu Müslüm öldürülmesi buna bir örnektir.

Yine Türkiye’nin politikasını DAİŞ içerisinde yürüten birçok isim öldürüldü. Türkiye’nin bu Cerablus meselesi falan kısa zamanda kendisine karşı dönebilir. Diğer anlamda bu eylem Türkiye’ye karşı bir şantajdır ya eskisi gibi bize yardım etmeye devam edersin ya da sana karşıda eylem yapabiliriz mesajı verildi.

Türkiye yaptığı hatalardan kaynaklı bugün büyük bir sıkışmışlık içerisinde ya eskisi gibi bunları destekleyecek, bunlara yol açacak ya da bu tür eylemelerin Türkiye’de yaşanmasını göreceğiz. Türkiye daha önce bunları Suruç’ta olsun Ankara’da olsun kullandı şimdi onlar kullanıldıklarının farkına varmışlar.

Türkiye’de güçlerinin ve üyelerinin olduğu ortada ama ne kadar olduğunu bilmiyorum. Avrupa’da uyuyan ve zaman zaman eylem yapan hücreleri Türkiye’deki güç tarafından yönetiliyor ve doğrudan bu uyuyan hücreler Türkiye’deki güçlere bağlıdır.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler