‘Saray’ı çalışacağız’
Kabinenin HDP’li üyesi Müslüm Doğan, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı konusunda Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası’yla en kısa zamanda bir toplantı yapacağız” dedi.
Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, Yeşil Yol Projesi’ni incelemek üzere yapacağı ziyarette Karadeniz’de çevre mücadelesinin simgesi haline gelen Havva Ana’yla görüşeceğini açıkladı. Bakan Doğan, ihtiyaç olması durumunda Kalkınma Bakanlığı’nda cemevi açılmasını değerlendireceğini ifade etti. Doğan, Kalkınma Bakanlığı bütçesinden büyük pay ayrılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maliyeti konusunda Mimarlar Odası’yla çalışma yürüteceğini kaydetti.
Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, yeni kurulan hükümetin yaptığı ilk Bakanlar Kurulu toplantısının içinde yaşananları ve bakanlık görevinde yapacağı çalışmaları Cumhuriyet’e anlattı. Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ve Haber Koordinatörümüz Murat Sabuncu ile birlikte görüştüğümüz Bakan Doğan’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle...
‘Cemevini değerlendiririm’
- Varlığınız Alevi kesim için de çok önemli. Bu konuda bir çalışmanız olacak mı?
Alevi canlarımızın öğretisi ve inancı var. Bu hapsedilmek isteniyor. Egemen devlet ideolojisi tek ulus ve tek mezhep anlayışına dayalı bir sistem. Bunu kırmak gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması gerekir. Diyanet İşleri Başkanlığı Sünni vatandaşların inancını da asimile ediyor, zarar veriyor. Diyanet İşleri genel bir hutbe yayımlıyor. Bırakın her mahalledeki cami kendi hutbesini hazırlasın. HDP yalnızca koordinasyon görevi yapacak bir teşkilatın oluşmasını savunuyor. Alevilerin de Müslümanların da çok büyük inanç sorunları var. Bu ülkede inanç anlamında sorunu olmayan kimse yok. Bunun çözümü inançları özgürleştirerek olur. Bir inanca küfrederek bunlar Hassan Sabbah’ın şeyidir, bunlar Zerdüşt diyerek çözemezsiniz. Cumhuriyetin yaşamasını istiyorum, Cumhuriyet’in yaşaması için demokratikleşmesi şart. Ben bir Aleviyim. Ama ben bu ülkede yaşayan 77 milyonun bakanıyım. 77 milyon insanın benim üzerinde hakkı ve değeri vardır. Herkes eşittir. Eşit yurttaşlığı savunuyoruz.
İhtiyaç olursa
- Kalkınma Bakanlığı’nda cemevi açılmasına ilişkin bir girişiminiz olur mu?
Aleviler o anlamda gelip ihtiyaç var derse değerlendiririz. Alevi inancında diğer inançlar gibi her gün ibadet olmuyor. Alevilerin ibadetlerine ilişkin bir ihtiyaç olursa yaparız. Ama böyle bir ihtiyaç olacağını sanmıyorum.
- Siz Kürt ve Alevi sorunlarını paralel gördüğünüzü açıkladınız. Kobane’de olanların Aleviler için de düşünülebileceğini söylediniz.
Kesinlikle. Aleviler farklı uluslardan insanların tercih ettiği bir inanç ve öğreti. Alevilik ve Kürtlük anlamında tanımlanan sorunlar bağlamında birbirine paralel sorunlar var. Rojova’da inançların özgürleşmesi var, demokratik bir buluşma var. Halkların inançların bir araya geldiği bir model var. Bu, real sosyalizmin yenilgiye uğramasından sonra ortaya konan yeni sosyalizm modelidir.
Halkın değerlerini kötü kullanan yapılara duyarlıyız
- Cumhurbaşkanlığı sarayının maliyeti konusu yoğun olarak tartışıldı. Sarayın yapımında Kalkınma Bakanlığı’nın yatırımları hızlandırma bütçesinden pay alındığı biliniyor. Sarayın maliyeti konusundaki tartışmaları sonlandıracak bir çalışma yapacak mısınız?
Bunları da irdeleyeceğiz tabii. Halkın değerlerini yok eden bunları kötü kullanan yapılara karşı duyarlıyız. Daha yeni geldik. Verileri toplamaya çalışıyoruz. Sivil toplum ve meslek örgütleriyle birlikte çalışacağız. Mimarlar Odası’nın bu konuda yaptığı çok önemli bir çalışma var. Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası’yla en kısa zamanda bir toplantı yapacağız. Bir meslek adamı olarak izliyorum bu durumu. Bunun, kamuoyuna bizim vasıtamızla bildirilmesinde yarar görüyorum.
- Yeşil Yol Projesi’yle ilgili karar alma aşamasına geldiniz mi?
Boy kesit ve tartışmaya konu olan yerlerle ilgili en kesit bilgilerini istedim. Yol genişledikçe doğaya daha çok zarar veriliyor. Fırtına Vadisi Platformu’yla görüştük. Yerine gidip inceleme yapacağım. - Karadeniz’de direnişin simgesi olan Havva Ana’yla görüşecek misiniz? Karadeniz’e en kısa zamanda gidip Havva Ana’yla da görüşeceğim.
Halkımız eskisi gibi değil, yaşananları analiz ediyor
- AKP’nin oluşturmak istediği HDP algısının yansımasını bakan olduktan sonra bakanlıktaki bürokratlarda ya da halkta gördünüz mü?
Halkımız yaşananları iyi değerlendiriyor. Halkımız eskisi gibi düşünmüyor. Halk da ‘Ne oldu da ölümler başladı?’ diye analiz ediyor. Hiçbir yerde tepki görmüyorum.
- HDP ile Kandil arasındaki ilişkiden ötürü bir sıkışma yaşandığı yorumları yapılıyor. Siz HDP’de böyle bir şey görüyor musunuz?
Hayır kesinlikle böyle bir sıkışma görmedim. Seçilen mücadele biçimi itibarıyla farklı hatlardayız. Biz yeni bir yaşamı hedef koyan, bu ülkenin demokratikleşmesini savunan ve parlamenter sistem içerisinde Cumhuriyetin demokratikleşmesini isteyen bir yapıyız. PKK’nin verdiği mücadele biçimiyle bizimki farklı hatlarda gelişiyor.
- Levent Tüzel’in bakanlık teklifini reddetmesi partide bundan sonra EMEP ile bir soruna neden olur mu?
Sorun olacağını düşünmüyorum. Levent arkadaşımın partinin MYK’sinden çıkan karara uyması gerekirdi.
Bakanlar Kurulu’nda İmralı görüşülmedi
- HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘Doğu’da seçim yapacak koşullar yok’ açıklamasını yaparken, Başbakan Ahmet Davutoğlu ‘Türkiye seçim yapacak güce sahiptir’ diyerek Demirtaş’a tepki gösterdi. Bu konuda sizin düşünceniz nedir?
Kürt yaşam coğrafyasında gerçekten büyük sıkıntılar var. Hatta mülki idari amirlerinin bile tanımadıkları güçler devrede. Bunları açıkça bizim arkadaşlarımıza ifade ediyorlar. Vekil arkadaşlarımız çatışma bölgelerine giremiyor. At izi, it izine karışmış durumda. Provokatif olaylar yapılıyor. Koşullar çok ağır, seçim şartları zor. İnsanların can güvenliği yok. Bölgede seçimle gelmiş belediye başkanları tutuklanıp cezaevine gönderiliyor. 1990’lı yılları aratmayan bir kompozisyon var. Burada güvenli bir ortamın, seçim koşullarının oluşturulması gerekiyor. Biz hukuk devletiysek bu şartları yerine getirmeliyiz. İnsanların iradelerinin demokratik ortam ve zeminlerde dile getirilmesi için şartlar yaratılmalıdır. Güvenlik kuvvetlerinin baskısı altında bir seçimin ne kadar objektif olacağı konusunda herkesin şüpheleri var.
Çatışmalar durmalı
- Seçim koşullarının oluşması için bölgede ne yapılmalı?
Çatışma ortamı derhal durdurulmalı. Çatışan güçlerin 7 Haziran öncesi pozisyona çekilmesi gerekiyor. Müzakere sürecine gelinmiş, konular müzakere edilmek üzereyken böyle bir süreç başladı.
- Bakanlar Kurulu toplantısında ‘Ne oldu da çatışma başladı?’
diye sordunuz mu? Böyle bir fırsat olmadı. Bakanlar Kurulu’nda belli konular ele alındı. Eğitim ve bütçeyle ilgili görüşmeler oldu. Ama özel görüşmelerimizde ifade ettik. Bunun neden kaynaklandığını devlet bilmek zorunda. Ortak vatanımızda barış içinde yaşama koşullarını yaratmak zorunda. Bunu biz de sorguluyoruz. 7 Haziran öncesi şartlar neden bir tarafa bırakıldı? Bakanlar Kurulu toplantısında bu konu bire bir gündeme gelmedi.
- Bakanlar Kurulu’nda ‘Öcalan’la ilgili bir konu gündeme geldi mi?
Ya da daha sonra gündeme getirecek misiniz? Hayır öyle bir konu gündeme gelmedi. Bu konuda bir çalışma yok. Şu anda gündemimizde öyle bir konu yok.
Demokratik tepkinin yolu sokaktadır
- Yeni kabinede BBP’den Yalçın Topçu ve MHP’den Tuğrul Türkeş’in bulunduğu farklı bir yapı da var. Bu bağlamda toplantı huzurlu geçti mi?
Öncelikle biz bir koalisyon hükümeti değiliz. Anayasal zorunluluk nedeniyle partimizin hakkı olan bakanlığı elde ettik ve temsil ediyoruz. Biz bu hakkı kulanırken, bu arkadaşlar hangi şartları yaratırsa yaratsın ülke barışını sağlayacağız. Kardeşliğin yeniden tesis edilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu bir icraat hükümeti de değil. Hükümetin bir programı da yok. Bu hükümetin ortaya koyacağı çalışma yalnızca seçimi güvenli bir şekilde yapmaktır.
Orantısız güç kullanmayın
- Bölgede seçim güvenliği adı altında seçmene baskı uygulanacağı endişeleri de dile getiriliyor. Böyle bir durum olursa ne yaparsınız?
Böyle bir şey olursa tabii ki müdahalede bulunacağız. Bakanlar Kurulu toplantısında şu örneği verdim: Yüksel Caddesi’nde yapılan barışçıl bir eylemin trafiği engellemesi mümkün olabilir mi? Biz orantısız güç kullanmayın dedik. Demokratik olarak ortaya konulan tepkilerde hassas davranılmasını istedik. Zaten olumsuz bir enerji var, bunu daha da artırmamamız gekeriyor. Biraz daha sakin olmaya ihtiyaç var. Bu eylemler demokratik bir haktır. Demokratik tepki yalnızca sosyal medyada tepki vermek değildir. Demokratik tepkinin yolu sokağa çıkmaktır. Sokakta tepkiyi dile getirmek demokratik bir haktır.
- Bu örnek üzerine Başbakan size yanıt verdi mi?
Başbakan başka bir örnekle yanıt verdi: Demokratik hakların kullanılmasının maske takılarak bazen kötüye kullanıldığını söyledi. Demokratik bir tepki gösterdiğiniz zaman anında gaz sıkılıyor. Bana bile gaz sıkıldı. Milletvekili olarak KESK ile yaptığımız bir basın açıklamasında Ankara’da gözüme polis gaz sıktı.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza