Sarkozy için ciddi tehdit: Le Pen başkanlığı devraldı

Tours kentindeki kongrede, uzun bir süredir Ulusal Cephe Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı olan Marine Le Pen'in, tek rakibi 60 yaşındaki Bruno Gollhisch karşısında seçimi açık farkla kazandığı bildirildi.

Partiye yakın kaynaklar, Marine-Le Pen'in 24 bin delegenin oyların üçte ikisini aldığını açıkladı. Kesin sonuç pazar günü düzenlenecek törenle açıklanacak ve Marine Le Pen, 2012 cumhurbaşkanlığı seçimleri stratejisini seçmenlerine anlatacak.

Kongrenin ardından, 82 yaşında olan ve Fransız siyasetine yabancı düşmanlığı içeren politikalarıyla damgasını vuran Jean Marie Le Pen, parti liderliği görevinden ayrılacak.
Le Pen, görev süresi bitene kadar Avrupa Parlamentosu üyeliğine devam edecek.
Jean Marie Le Pen, Musevi ve Müslümanlara yönelik hakaretleri yüzünden birçok kez Fransız mahkemelerinde yargılanmış ve çeşitli cezalara çarptırılmıştı.

Fransız siyaset tarihinde uzun bir süre marjinal hareket olarak kalan aşırı sağ, Jean Marine Le Pen ile oylarını 2002 yılında yüzde 17'lere kadar çıkartmayı başarmıştı.

Fransa'da 2002 yılında düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerin ilk turunda Le Pen, büyük bir başarı elde ederek, Sosyalist lider Lionel Jospin'in ikinci turu çıkmasın engel olmuş ve bu sonucun andından Jospin siyaseti bırakmak zorunda kalmıştı.

Le Pen'in partisi, iki turlu seçim sistemi nedeniyle şu ana kadar mecliste temsil edilme imkanı bulamadı.

Sarkozy için ciddi tehdit

Son yıllarda oy oranı düşen Ulusal Cephe Partisi'nin, Marine Le Pen'in daha fazla ön plana çıkması ve babasına oranlı daha ılımlı söylemler geliştirmesi sonucu popülaritesinde tekrar artış gözleniyor. Anketler, Marine Le Pen ile birlikte aşırı sağın oylarını yüzde 18'e kadar çıkartabileceği gösteriyor.

Siyasi gözlemciler, Marine Le Pen'in aşırı sağın oyları artırmasını en fazla, gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde merkez sağın lideri Nicolas Sarkozy için tehdit oluşturacağı görüşünde.

Sarkozy, geçen seçimde, aşırı sağ seçmenin oylarını alabilmek için kaçak göçle mücadele, asayiş ve Türkiye'nin AB üyeliğine karşıt politikaları ön plana çıkartmıştı.