"Savcı Öz' den cevap bekliyoruz"

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Ali Balkız, eski Özel Harekât Dairesi Başkanı İbrahim Şahin'in evinde bulunduğu ileri sürülen Alevi önderlerine yönelik suikast planlarının Şahin'in el ürünü olmadığının ortaya çıkmasını değerlendirdi.

Yayınlanma: 08.06.2010 - 06:32
Abone Ol google-news

Alevi Bektaşi Federasyonu(ABF) Başkanı Ali Balkız, eski Özel Harekât Dairesi Başkanı İbrahim Şahin'in evinde bulunduğu ileri sürülen Alevi önderlerine yönelik suikast planlarının Şahin'in el ürünü olmadığının ortaya çıkmasını "Bunun yanıtını, bu belgeleri dosyaya koyan Sayın Savcı Zekeriya Öz verecek. O yanıtın ne olacağı da herhalde mahkeme sonucunda belli olacak. Çok haklı olarak Savcı Bey'den bir cevap bekliyoruz" sözleriyle değerlendirdi.

Şahin'e ait olduğu ileri sürülen suikast listesinde bulunan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kazım Genç de "Ergenekon ülkede kaos yaratmak için toplumun belli kesimlerinin öne çıkmış insanlarına yönelik suikast eylemleri yaparak halkı galeyana getirebilir, bu ihtimal vardır. Bu ihtimal yüzde 50 kadarsa bir ikinci ihtimal daha vardır. AKP, toplumun önemli bir kesimini oluşturan Alevilerin, Ergenekon'un karşısında duracaklarına yanlarında durması için böyle bir kurgu da yapmış olabilir" diye konuştu.

Eski Özel Harekât Dairesi Başkanı İbrahim Şahin 7 Ocak 2009'da Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınmış, Şahin'in evinde Türkiye Ermeni Patrikanesi binası, Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kazım Genç'in evlerine yönelik tedhiş ve suikast planları bulunmuştu. ABF Genel Başkanı Balkız, suikast planlarını gördükten sonra "kanının donduğunu, dehşete düştüğünü" açıklamıştı.

Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geçen hafta Adli Tıp Kurumu'ndan gelen bilirkişi raporunda Balkız, Mutafyan ve Genç'in adının geçtiği tedhiş planının Şahin'in el ürünü olmadığı açıklandı.
 

Balkız: Soruşturmanın güvenilirliğine olan şüphelerimiz arttı

Suikast planlarının, İbrahim Şahin'in eli ürünü olmadığı yönündeki Adli Tıp raporunu ANKA'ya değerlendiren Balkız, "Evet, Adli Tıp böyle bir tespit yapmış ama Adli Tıp'ın verdiği kararlar da hep tartışılageldi. O nedenle soğukkanlılıkla mahkeme sonucunu beklemekte yarar var. Ben elbette dilerim ki benim ve Kazım Bey'in hakkında böyle bir plan kurulmamış olsun" dedi.
Adli Tıp'ın verdiği raporun, soruşturmanın ciddiyetine ve güvenilirliğine olan şüphelerini artırdığını bildiren Balkız, "Bunun yanıtını o belgeleri bana gösteren Sayın Savcı Zekeriya Öz verecek. Benim önüme belge koydu Sayın Savcı, ben buna inanarak 'Evet, ben bu suikastın varlığına inandım' dedim. Şimdi mahkemenin bu aşamasında Adli Tıp diyor ki 'Hayır, bu belgeler İbrahim Şahin'in elinden çıkmış ürünler değil.' Bunun yanıtını, bu belgeleri dosyaya koyan Sayın Savcı Zekeriya Öz verecek. O yanıtın ne olacağı da herhalde mahkeme sonucunda belli olacak. Çok haklı olarak Savcı Bey'den bir cevap bekliyoruz birileri" diye konuştu.
Balkız, Ergenekon soruşturması kapsamında eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın gözaltına alınmasını da değerlendirirken "Bir taraftan Ergenekon'un hedefi iken Alevi önderleri, diğer taraftan da Ergenekoncu olabiliyorlarmış meğer, bu ne çelişki diye sorduk" dedi. Ergenekon soruşturmasına başından beri ihtiyatlı yaklaştıklarını anlatan Balkız, "Elmalarla armutların birbirine karıştırıldığı, karmaşıklaştırıldığı, anlaşılmaz hale getirildiğinden hep yakınıyorduk. O konudaki düşüncemiz bir defa pekişti elbette" dedi.

Genç: Planların, Şahin'in eli ürünü olmaması bir şey ifade etmez

Savcılığın, suikast planlarının İbrahim Şahin'in evinde bulunduğunu söylediğini, bulunan belgelerde İbrahim Şahin'in avukatlarının, belgelerin o evde bulunduğunu onaylayan parafının bulunduğunu anlatan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kazım Genç , "Bu bilgiyi birleştirdiğimizde benim açımdan bu dokümanların, İbrahim Şahin'in evinden çıktığı tartışmasız hale gelir. Çünkü iddia makamı 'Ben orada buldum' diyor. Belgenin üzerindeki paraf ile sanığın avukatı 'Evet, burada bulundu' diyor. Bu benim için oradan çıktığını belgeleyen bir dokümandır, ben ona inanırım" dedi.

Belgelerin, İbrahim Şahin'in el ürünü çıkmamasının kendileri açısından bir şey ifade etmediğini, kendilerine suikast planı yapacak ekibin daha üstündeki birimde olan İbrahim Şahin'in oturup böyle bir şeyi kendi eliyle yazmasının da mümkün olmadığını kaydeden Genç, "Bu yazılı dokümanların kimin eli ürünü olduğunu bulmak, savcılık makamının görevidir. Ülkenin yurttaşına karşı bir suikast planı varsa bunu, kimin kurguladığını, kimin planladığını, kimin sahneye koymak için çalışma yaptığını bulmak iddia makamının görevidir" diye konuştu. Genç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu tedhiş planları bir bütün olarak düzmece olsa dahi yurttaşını iki yıla yakın bir süredir koruma altında tutan ve ailesiyle, çoluğuyla, çocuğuyla bir psikolojik sıkıntı yaratılmış olması nedeniyle bu düzmece planları yapanların kim olduğunu bulmak da iddia makamının görevidir. Bu nedenle eğer bir tedhiş planı varsa bunu yapanların bulunup cezalandırılması, eğer yoksa bu düzmece planı kamuoyuna yansıtıp bize bu sıkıntıyı yaratanların yargılanıp cezalandırılmasını istiyoruz."


"Alevlerin, ergenekon karşısında durmaması için kurgu yapılmış da olabilir"

Her meseleye olduğu gibi bu suikast planlarına da çift yönlü baktıklarını belirten Genç, "Ergenekon ülkede kaos yaratmak için toplumun belli kesimlerinin öne çıkmış insanlarına yönelik suikast eylemleri yaparak halkı galeyana getirebilir, bu ihtimal vardır. Bu ihtimal yüzde 50 kadarsa bir ikinci ihtimal daha vardır. AKP, toplumun önemli bir kesimini oluşturan Alevilerin, Ergenekon'un karşısında duracaklarına yanlarında durması için böyle bir kurgu da yapmış olabilir" diye konuştu.

"Alevilere yönelik cephe oluşturulmaya çalışıldığını hissediyoruz"

Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın gözaltına alınmasını da değerlendiren Genç, "Sayın Seyfi Oktay meselesinde, Ali Tatar ve bazı Alevilere yönelik yapılan eylemlerde, devletin belirli kesiminde Alevilere yönelik bir cephe oluşturmaya çalışıldığı hissiyatını hissediyoruz" dedi. 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in, Alevi köylerine yardım etmesinin, hakkında açılan davanın iddianamesinde yer aldığını da anımsatan Genç, "Bir devlet görevlisinin, Anadolu'nun herhangi bir köyüne hizmet götürmüş olması, o köyün kimliğiyle ilgili olabilir mi? Bunun dahi iddia olarak yazılması, bu iddianameleri düzenleyen savcıların ne kadar önyargılı ve ne kadar hukuktan uzak çalışmaların içinde olduğunu gösterir. Bunu da çok iyi değerlendirmek gerekir" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler