Savcının ‘tahliye edilsin’ isteğine rağmen Gülmen bırakılmadı: ‘Bu bir işkence’

KHK ile atıldığı işine geri dönebilmek için 265 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın yargılandığı davanın 5. duruşması, Ankara’da görüldü. Savcı, delillerin toplandığını, kaçma ihtimali olmadığını belirterek tutuklu Gülmen’in bırakılmasını istedi. Ancak heyet, “kuvvetli suç şüphesi var” diyerek tahliye kararı vermedi. Duruşma, 1 Aralık’a ertelendi. Duruşmaya SEGBİS’le bağlanan Gülmen, hastanede yaşadıklarını işkence olarak nitelendirdi. OHAL Komisyonu’nun bu hafta karar vermesini beklediklerini söyleyen Gülmen, “Görevime iade edilirsem bu koşullarda tedavi olmak istemiyorum” dedi.

Savcının ‘tahliye edilsin’ isteğine rağmen Gülmen bırakılmadı: ‘Bu bir işkence’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.11.2017 - 10:19

<video:874522>

Tarık Tolunay'ın çiziminden Nuriye ve Semih...

İşine geri dönebilmek için açlık grevi yaparken tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ile ev hapsindeki Semih Özakça ile tutuksuz Acun Karadağ’ın yargılandığı davada Gülmen’e tahliye çıkmadı.

Davanın 5. duruşmasında Cumhuriyet savcısının duruşma başında Gülmen’in “deliller toplandı, kaçma şüphesi yok” gerekçesiyle tahliyesini talep etti. Ancak karar için yaklaşık 2 saat ara veren mahkeme, Numune Hastanesi’ndeki koşulları “işkence” olarak niteleyen Nuriye Gülmen’in tahliye talebini “Kuvvetli suç şüphesi ve kanunda öngörülen ceza miktarı” gerekçesiyle reddetti ve duruşmayı 1 Aralık’a erteledi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Özakça ve Karadağ katılırken Gülmen ise tutulduğu Numune Hastanesi’ndeki mahkûm koğuşundan SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Duruşma başında söz alan cumhuriyet savcısı, geçen celse verdikleri mütalaayı tekrar ettiğini belirterek, “Dosyada toplanmamış delil kalmamış olması, sanıkların delilleri karartma ve kaçma şüphesi olmaması, yargılamanın geldiği aşama gözetilerek sanık Nuriye Gülmen’in mahkemenin uygun göreceği tedbirle tahliyesine karar verilmesini talep ederim” dedi.

Gülmen’in avukatı Murat Yılmaz, “Geç kalınmış bir taleptir. Bir haftada değişen bir şey olmadığına göre Nuriye’nin keyfi olarak tutuklu kaldığını anlıyoruz” dedi. 17 Kasım’daki duruşmanın çözüm tutanaklarının ancak dün sabah ellerine geçtiğini söyleyen Yılmaz, 45 sayfalık çözüm tutanağını okumadan esas hakkındaki savunma veremeyeceklerini, bu nedenle süre istedi. Mahkemenin, geçen duruşmada Gülmen’in savunmasının hazırlaması için avukatlarıyla uygun saat ve ortamda görüşmesi için Ankara Başsavcılığı’na yazı yazdığına dikkat çeken Yılmaz, buna karşılık savcılığın işi yokuşa sürdüğünü kaydetti.

Savcının Nuriye ve Semih aleyhinde tanıklık yapan Berk Ercan ve Fatih Solak’ın “sanıklara iftira atması için bir sebep yok” dediğini anımsatan Yılmaz, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Rıza Saraf davasıyla ilgili “Bu dava siyasidir, Türkiye’ye karşı kumpastır. Davanın sanıkları üzerinde baskı uygulanmaktadır” dediğini anımsattı. Bozdağ’ın itirafçıların beyanına itibar edilemeyeceğini söylediğini aktaran Yılmaz, “Biz de Ercan ve Solak’ın ifadelerinin doğru olmadığını söyledik. Fatih Solak, Nuriye aleyhinde ifade vermese şuan hapisteydi. Berk Ercan, 30 Ekim’de tahliye oldu. Uzun namlulu silahla yakalanan sanık, ilk celsede pişmanlık hükümlerinden yararlanarak 1 yıl 6 ay ceza verilerek tahliye ettiriliyor. İşte menfaat budur. İlk ifadesinde silahları kabul ediyor ancak ikinci ifadesinde bunu kabul etmiyor” diye konuştu.

264 gündür açlık grevinde olan tutuklu Nuriye Gülmen, Cumhuriyet’e konuştu: Güneşi özledim

Semih Özakça: Karar aceleye getirilmeye çalışılıyor

İddiaları çürüttü

İki itirafçının, Gülmen’in Eskişehir’deki Berkin Elvan eyleminde patlayıcı yapıp, attığını iddia ettiğini söylediğini anımsatan Yılmaz, buna karşılık Gülmen’in bu eylemle ilgili Eskişehir’deki ağır ceza ve asliye ceza mahkemelerinde açılan dosyalardaki polis tutanaklarını delil olarak gösterdi. Bu tutanaklarda Gülmen’in herhangi bir şekilde polise direndiği ve patlayıcı madde attığına ilişkin hiçbir şey olmadığını kaydeden Yılmaz, aynı zamanda Gülmen’in 2013-2015’te polis tarafından teknik takiple izlendiğini, bütün eylemlerinin izlendiğini ifade etti.

Berk Ercan ve Fatih Solak’ın ifadelerinin ekimde ortaya çıktığını anlatan Yılmaz, “Bu tarihe kadar Nuriye ve Semih nasıl, hangi gerekçe ile tutuklu kaldı? Nuriye’nin örgütün talimatıyla açlık grevi yaptığına ilişkin bir delil yoktur” diye konuştu.

İstanbul’a gidemezdi

Avukat Mehmet Refik Atalay ise, Nuriye Gülmen’in cezaevinden tahliye olduktan sonra İstanbul’a giderek örgüte özgeçmiş verdiği iddiasının gerçek olmadığını deliliyle ortaya koydu. Gülmen’in Eskişehir’de “belli bir yerleşim yerini terk etmeme” şartıyla tahliye edildiğini anımsatan Atalay, “Bu adli kontrol kararı nedeniyle Nuriye, Eskişehir’den çıkamaz. Adli kontrolü ihlal ettiğine ilişkin de bir delil yok. Dolayısıyla İstanbul’a gidip özgeçmiş verdiği iddiası gerçek değildir” dedi.

CHP’li vekil tanık

Sanık avukatlarının talebi üzerine duruşmada dinlenen CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Gülmen ve Karadağ’ın Meclis’e gelerek kendilerine başvurduğunu anımsatarak “Bu süreçte oturma eylemine başladılar. Sesimizi duyuramazsak açlık grevine de gideriz dediler” diye konuştu. Karardan sonra cezaevinin dışında 6 kişilik bir grup oturma eylemi yaptı. Polis sert şekilde grubu gözaltına aldı.

GÜLMEN: İŞKENCE GİBİ SÜREÇ

Tahliye için söz verilen Nuriye Gülmen, açlık grevi eylemi başta olmak üzere pek çok konuda mahkemenin huzurunda anlatmak istediği çok şey olduğunu belirterek, “Savunmamı etkin bir şekilde yapmak için tahliye edilmemi ve huzurda savunma yapmak istiyorum” dedi.

OHAL Komisyonu’nun bu hafta bir karar vermesini beklediklerini dile getiren Gülmen, “Eğer görevime iade edildiğim takdirde tutuklu koşullarda tedavi olmak istemiyorum. İşkence gibi bir süreç yaşadım. İki aydır buradayım. Buradaki hekimleri hekimim olarak görmüyorum. Numune Hastanesi’nde tedavi olmak istemiyorum. Önümüzdeki hafta karar verilirse tedavimin kendi hekimlerimin gözetiminde yapılmasını istiyorum. Kaçabilecek durumda olmadığıma göre, delilleri karartma ihtimali yok” dedi. Gülmen, hastanede doktorların kendisine komposto ve muhallebi getirdiklerini belirterek, “Bu açlık grevi yapan birine saygısızlıktır” dedi. Gülmen’in avukatları da açlık grevine son verilmesi halinde bile bir anda bu besinlerin verilemeyeceğini vurgularken “Bu yiyecekler ilk anda ölüm riski yaratır. Numune doktorları açlık grevi bitirildiğinde nasıl tedavi edileceğini dahi bilmiyor” diye konuştu. Heyet salona dönmeden Gülmen’in SEGBİS yoluyla bağlantısı açıldı. Bunun üzerine Semih Özakça, “Nuriye Abla merhaba. Seninle konuştuğum için çok mutluyum. Dışarıda görüşürüz” dedi. Gülmen de Özakça’ya aynı şekilde karşılık verdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon