Sinema tarihinde iz bırakan 9 kadın yönetmen
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle odağımız sinemaya çevirdik ve dünya sinemasında iz bırakmış kadın yönetmeleri bir hatırlayalım dedik. İşte dünyadan ve Türkiye'den 9 kadın yönetmenle sinemanın kadın tarihi...
Alice Guy-Blaché
SİNEMANIN İLK KADIN YÖNETMENİ: ALICE GUY-BLACHÉ
Fransız sinermacı Alice Guy-Blaché (1873 - 1968) sinema tarihinde kurmaca bir film çeken ilk yönetmenlerden biridir. 1896'dan 1906'ya kadar muhtemelen dünyadaki tek kadın yönetmen olan Guy-Blaché ses senkron ve renk denemeleri yapmış, farklı ırklardan oyuncularla çalışmış ve özel efektlerle ilgilenmişti. İlk filmi "La Fée aux Choux" ("Lahana Perisi") birçoklarına göre sinema tarihinin ilk kurmaca filmidir. 1922'den sonra sinemadan kopan Guy-Blaché 100'e yakın film çekti ve 1968'de ABD'de hayata veda etti.
Kaçırmayın: "La Vie du Christ" (1906), "The Girl in the Arm-Chair" (1912), "Matrimony's Speed Limit" (1913)
Dorothy Arzner
HOLLYWOOD'DA YALNIZ BİR KADIN: DOROTHY ARZNER
Kariyerine sessiz sinema yıllarında başlayan ABD'li Dorothy Arzner (1897-1979), erkek egemenliğinin hüküğm sürdüğü Hollywood'da 1927 - 1943 yılları arasında film yöneten tek tek kadın sienmacıydı. Sinemasında feminist temaların izlerine rastlanan Arzner'in Katharine Hepburn, Lucille Ball gibi yıldızların kartiyerlerinin başlamasında önemli rolü olduğu söylenir. Eşcinselliğini asla gizlemeyen ve Amerikan Yönetmenler Birliği'nin (DGA) ilk kadın üyesi olan Arzner aynı zamanda sesli film çeken ilk kadın sinemacıdır.
Kaçırmayın: "Christopher Strong" (1933), "Craig's Wife" (1936), "Dance, Girl, Dance" (1940)
Agnes Varda
YENİ DALGA'NIN TEK KADINI: AGNES VARDA
Kadın ya da erkek, sinema tarihinde Agnes Varda (1928-2019) kadar derin iz bırakan az sinemacı vardır. uzun ya da kısa, belgesel, kurmaca ya da deneysel; her form ve türde filmler çeken Agnes Varda yönetmenlik kariyerine dünya sinema tarihinin en heyecan verici dönemlerinden birinde, Fransız Yeni Dalgası yıllarında başlamış ve akımın tek kadın yönetmeni olarak adını duyurmuştur. 2019 yılında 90 yaşında hayata veda edene kadar üretmeye devam eden Agnes Varda günümüz sinemasının en saygın isimlerinden Martin Scorsese tarafından "Sinemanın Tanrılarından biri" olarak nitelenmiş olmasa bile bu gerçek değişmeyecekti.
Kaçırmayın: "Cleo de 5 a 7" (1977), "Les Glaneurs et la glaneuse" (2000), "Visages Villages" (2017)
Leni Riefenstahl
PROPAGANDA FİLMLERİNİN GÖLGESİNDEKİ KADIN: LENI RIEFENSTAHL
Alman sinemacı Leni Riefenstahl (1902-2003) 2. Dünya Savaşı öncesi çektiği Nazi propaganda filmleri yüzünden tüm kariyeri lekelense de yeteneği tartışılmaz bir yönetmendi. Hitler'in bir konuşmasını dinleyen ve ona hayran olan Riefenstahl sonradan Yahudilerin soykırıma uğradığı bilgisine asla sahip olmadığını iddia etmiş ama çektiği proraganda filmlerinin gölgesinden bir türlü çıkamamıştır. Bıraktığı iz şüphesiz son derece kötü çağrışımlara yol açsa da filmleri en azından berlge niteliği taşımakta ve sinemasal anlamda son derece üst düzey bir nitelik barındırmaktadır.
Kaçırmayın: "Triumph des Willens" (1935), "Olympia" (1938)
Lina Wertmüller
FELLINI'DEN EL ALAN KADIN: LINA WERTMÜLLER
Yıllarca kuklacılık yaptıktan sonra sinemaya geçen İtalyan yönetmen Lina Wertmüller (1928) kariyerinde Federico Fellini'nin etkili olduğunu gizlemiyor. "8 1/2" filminde Fellini'nin asistanlığını yapan Wertmüller ilk filmi "I Basilichi"yi 1963 yılında çekti ama asıl ününü daha sonraki yıllarda çektiği filmlerle sağladı. Özellikle 70'li yıllarda çektiği filmlerle İtaylan sinemasının en bilinen bazı komedilerine imza atan Wertmüller 1977 yılında çektiği "Seven Beauties" ile En İyi Yönetmen dalında Oscar'a aday gösterilen ilk kadın yönetmen olmuş, 2019'da ise Onur Oscar'ı ile ödüllendirilmiştir.
Kaçırmayın: "The Seduction of Mimi" (1972), "Seven Beauties" (1975)
Lilana Cavani
FİLMLERİ TARTIŞMA YARATAN KADIN: LILANA CAVANI
1960'lı yıllarda önce RAI televizyonu için çalışmaya başlayan Liliana Cavani (1933) kariyerinin ilk yıllarında tarihi belgesellere imza attı. "Philippe Pétain: Processo a Vichy" adlı belgeseliyle 1965'te Venedik Film Festivali'nin belgesel yarışmasında Altın Aslan ödülünü alan Cavani asıl uluslararası ününü 1974 tarihli "The Night Porter" ("Gece Bekçisi") ile yapacaktı. SS kampından mkurtulmuş bir kadınla aynı kampta ona zulmeden bir Nazi subayının yıllar sonra karşılaştığı Viyana'da sado-mazo bir ilişkiye girmelerini anlatan film hem eleştirmenler hem de izleyiciler arasında büyük tartışmalara yol açtı.
Kaçırmayın: "The Night Porter" (1974), "Beyond Good and Evil" (1977)
Jane Campion
ALTIN PALMİYELİ TEK KADIN: JANE CAMPION
Sinema tarihinde En İyi Yönetmen Oscar'ına aday gösterilen ikinci kadın olan Yeni Zelandalı sinemacı Jane Campion (1954), inanılması güç ama, Altın Palmiye kazanmış tek kadın sinemacı ünvanına sahip. Ressamlık yaparken kendini ifade etmekte yetersiz bulduğu için disiplin değiştirmeye karar veren ve sinemaya geçiş yapan Campion 1980'li yıllarda kısa filmler çekmeye başladı. 1982 yılında Cannes Film Festivali'nin Kısa Film Altın Palmiye'sini kazanan yönetmen adını tüm dünyada duyurduğu "The Piano" ile Hollywood'daki yerini sağlamlaştırdı ve hem sinemada hem TV'de dikkat çeken işlere imza attı.
Kaçırmayın: "The Piano" (1993), "Bright Star" (2009), Top of the Lake (2013 -TV)
Kathryn Bigelow
İLK OSCAR'LI KADIN: KATHRYN BIGELOW
"The Hurt Locker" ile sinema tarihinde En İyi Yönetmen Oscar'ını kazanan ilk kadın olan Kasthryn Bigelow (1951) muhtemelen bu listede eril bakış açısını yansıtan ve kendini bir şekilde iktidarla aynı hizaya sokan ender isimlerden. Özellikle "Zero dark Thirty" filmiyle filmiyle ABD'nin terör şüphelisi tutsaklara uyguladığı işkenceleri onaylayan bakış açısıyla şinmşekleri üzerine çeken Bigelow daha çok ilk filmlerinin 6yüzü suyu hürmetine listemizde açıkçası.
Kaçırmayın: "Near Dark" (1981), "Strange Days" (1995)
Bilge Olgaç
TÜRKİYE'DEN BİR ÖNCÜ KADIN: BİLGE OLGAÇ
Türk sinemasında kadın yönetmen deyince akla gelen ilk isim hüç şüphesiz Bilge Olgaç (1940-1994). Bugün sinemamızda kadın yönetmenlerin sayısı gitgide artıyorsa bunda Bilge Olgaç'ın yıllar önce açtığı yolun etkisi vardır muhakkak. Üstelik Yeşilçam'da erkek egemenliğinin zirvede olduğu, kadın meselelerinin bile erkek yönetmenler tarafından ele alındığı dönemlerde film üzerine film çekmiş, talihsiz bir yangın sonucu belki de en verimli olacağı yaşlarda hayata veda etmişti. 60'lı yıllarda başladığı sinema kariyerinde 40'a yakın film çeken Olgaç toplum sorunlarına dikkat çeken filmleriyle sinemamızda unutulmaz izler bıraktı.
Kaçırmayın: "Linç" (1970), "Kaşık Düşmanı" (1984), "İpekçe" (1987)
GÜNÜMÜZ SİNEMASININ KADINLARI...
Yukarıdaki isimlerin bazıları hala hayaqtta ve aktif olarak sinemaya devam ediyor elbette ama biz onları daha çok sinema tarihinin öncü isimleri olarak ele aldık ve elbette arada atladıklarımız da (Chantal Akerman, Maya Deren, Agnieszka Holland, vb)oldu... Bugün hem dünyada hem Türkiye'de kadın sinemacıların sayısında belirgin bir artış var. Yeşim Ustaoğlu, Pelin Esmer, Belmin Söylemez, Zeynep Dadak, Azra Deniz Okyay, Ceylan Özgün Özçelik, İlksen Başarır gibi birçok isim Türkiye'de aktif olarak sinema yapan kadınlardan bazıları sadece. Sofia Coppola, Ava DuVernay, Regina King, Celine Sciamma, Maren Ade, Chloe Zhao, Naomi Kawase... Dünya sinemasında da uzun bir liste var takip edilmesi gereken elbette. Ama başlamak için en azından yuıkarıdaki kadın sinemacıları ve bahsi geçen filmleri izlemek bir adım olabilir.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 350 bin 757 kez 'yazı-tura' atıldı... Sonuç şaşırttı!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'