Sır hastalık MS

Tıp dünyasının sır hastalığı MS, bağışıklık sisteminin bir şaşkınlığı sonucu kendi sinir hücrelerine saldırmasıyla ortaya çıkıyor. Halk arasında çok bilinmeyen bu hastalık öldürmüyor ama ileri dönemde tekerlekli sandalyeye mahkûm etmeye kadar götürebiliyor. MS tıp dünyası için tam anlamıyla bir bilmece...

Sır hastalık MS
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.05.2009 - 21:10

Bir sinir sistemi hastalığı olan, kısaca MS olarak bilinen Multipl Skleroz hastalığının kimlerde ortaya çıkacağını önceden bilmek mümkün değil. Hastalığın belirtileri hastadan hastaya hatta aynı hastada farklı zamanlarda değişiklik gösteriyor.

Halsizlik, yorgunluk, ellerde ve/veya ayaklarda uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, dengesizlik, yürüme güçlüğü gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık ileri dönemde tekerlekli sandalyeye mahkûm olmaya kadar götürebiliyor.

Hastalığın tedavisi henüz mümkün değil. Kesin sebebi de bilinmiyor.

'Türkiye MS Tanıtım Haftası' olarak ilan edilen Mayıs ayının üçüncü haftasında, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi Nöroloji uzmanı Doç. Dr. Aysun Soysal hastalıkla ilgili sorularımızı yanıtladı...

 

-MS hastalığı nedir? Hastalığa neler neden olur?

Kısaca MS olarak da bilinen multipl skleroz hastalığı beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemindeki sinir hücrelerini çevreleyen miyelin adı verilen kılıfın zedelenmesine yol açan bir hastalıktır. Bu nedenle demiyelinizan hastalık olarak da bilinir. Eskiden sadece miyelin kılıfında zedelenmeye yol açtığı sanılırken son yıllarda akson (sinir hücresi ) kaybına da yol açtığı gösterilmiştir.
Hastalığın vücudun bağışıklık mekanizmalarında oluşan bir bozukluk sonucu vücudun kendi hücrelerine karşı saldırıya geçmesi sonucu (otoimmün hastalık) ortaya çıktığı bilinmektedir. Ancak bağışıklık sisteminde bozukluğa neyin yol açtığı tam olarak bilinmemektedir. Uzun yıllar herhangi bir viral hastalığın ya da çevresel faktörlerin hastalığı tetiklediği ileri sürülse de hastalığa özgü bir virus veya başka bir etken gösterilememiştir. Çok yoğun araştırmalara karşılık hastalığın nasıl ortaya çıktığı halen tam olarak bilinmemektedir.

 

-Hastalığın belirtileri tam olarak nelerdir?

Hastalığın belirtileri hastadan hastaya hatta aynı hastada farklı zamanlarda çok değişiklik gösterir. Halsizlik, yorgunluk, ellerde ve/veya ayaklarda uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, dengesizlik, yürüme güçlüğü, çift görme veya bulanık görme ve bir gözde görme kaybı gibi çok farklı yakınmalardan biri veya birkaçı bir arada olabilir. Dikkatini sürdürememe, konsantrasyon kaybı gibi bozukluklar ve depresyon da ortaya çıkabilir.

 

-Hastalığa yakalanma riski kimlerde daha fazla?

MS’in kimlerde ortaya çıktığını önceden bilmek mümkün olmamakla birlikte 20-40 yaş arasında ve kadınlarda daha fazla görüldüğü bilinmektedir. 15 yaşından önce ve 50 yaşından sonra görülmediği bildirilse de son yollarda magnetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi tekniklerin gelişmesiyle çocuklarda ve çok ileri yaşlarda da daha nadir olsa da ortaya çıktığı gösterilmiştir.

 

-MS cinsel fonksiyonları etkiler mi? MS hastalığına yakalanan kadınlar çocuk doğurabilir mi?

MS özellikle omurilik tutulumu olanlarda cinsel fonksiyonlarla ilişkili yolların etkilenmesi, hem spastisite hemde hastalığa bağlı psikolojik nedenlerle cinsel fonksiyonları etkileyebilir. Ancak genellikle hastalık çok ilerlemedikçe bu yakınmalar tedavi edilebilir. Özellikle fiziksel bir engelden çok psikolojik kaynaklı cinsel fonksiyon bozuklukları psikiyatristlerin de yardımı ile kolayca tedavi edilebilir.
MS hastalıklı kadınlar çocuk doğurabilir. Özellikle hamileliğin ilk 3 ayında hastalar kendini daha iyi hissedebilir. Ancak hamileliğin son 3 ayı ve özellikle lohusalık döneminde ataklar ortaya çıkabilir. Hastaların hamile kalmadan önce mutlaka doktoru ile konuşması ve hastalığın aktif olmadığı dönemde hamile kalması önerilir.

 

-MS genetik bir hastalık mıdır? Bulaşıcı mıdır?

MS kalıtsal olarak geçiş göstermemekle birlikte yapılan çalışmalar MS’li hastaların kardeşleri ve 1. derece akrabalarında hastalığın ortaya çıkma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Hastalığa ailesel bir yatkınlık söz konusudur. Ancak kesinlikle bulaşıcı değildir.

 

-Hastalarda yeni belirti ve bulguların olması veya eski belirtilerde belirgin artış olmasına atak deniyor. Hastalığın nasıl seyredeceği ve atakların ne zaman çıkacağı, ne kadar süreceği ve nasıl sonuçlanacağı önceden tahmin edilebilir mi?

Hastalık kişiden kişiye çok farklı seyredebilir ve bunu önceden tahmin etmek mümkün değildir. Ancak hastalığın daha iyi seyredeceğine düşündüren bulgular da vardır. Hastalık ilk olarak ortaya çıktığında duyu ile ilgili bozukluklar veya kafa içi sinirlerin etkilendiğine dair bulgularla başlarsa (özellikle optik nörit adı verilen görme kaybı) daha iyi seyredeceği; beyincik, beyin sapı ve uzantısı olan spinal (omirilik) bölgenin tutulumuna ait dengesizlik, kuvvetsizlik gibi bulgularla başlarsa daha kötü seyredebileceği düşünülmektedir. Hastalığın atak ve iyileşme ile giden şeklinin sürekli ilerleme gösteren (progresif) şeklinden daha iyi olacağı da bilinmektedir. Yine genç yaşta başlayanlarda ve kadınlarda hastalığın daha iyi seyrettiği de bildirilmektedir.

 

-Hastalıktan korunmak için bir yöntem var mı? Atak gelmemesi için bir önlem alınabilir mi?

Hastalığın nasıl olduğu halen tam olarak anlaşılamadığından hastalıktan korunmak için de bir yöntem yoktur. Ancak atakların ortaya çıkmasını kolaylaştıran bazı faktörlerin olduğu da bilinmektedir. Ateşlenme, aşırı sıcak, veya sıcak suyla banyo atağın ortaya çıkışını kolaylaştırabilir. Bu nedenle daha önce MS atağı geçirmiş kişilerin grip olduğu ve ateşli olduğu bilinen kişilerle temastan kaçınması, kaplıcaya gitmemesi, aşırı sıcak suda yıkanmaması ve yazın aşırı sıcaktan kaçınması, gerekirse klimalı ortamlarda bulunması atağın engellenmesine yardımcı olabilir.

 

-MS atakları sırasında neler yapılmalı? Ataklar nasıl tedavi edilir?

MS atakları olunca hemen bir nöroloji uzmanına başvurulmalıdır. Her şeyden önce doktorun hastanın atak geçirip geçirmediğini değerlendirmesi gerekir. Geçirilen bir gripal enfeksiyon hastada atak benzeri yeni bulguların ortaya çıkmasına neden olabilir. Ancak bazen enfeksiyonu tedavi etmek bu bulguların da düzelmesine yol açar ve atak tedavisi gerekmez. Hastanın atakları ise genellikle serum içinde damardan verilen kortizon ile tedavi edilir.

 

-Hastalığın gidişatının iyi olabileceğini gösteren deliller var mı? Hastalığın ilerlemesi durdurulabilir mi?

Daha önce de bahsettiğim gibi hastalık ilk olarak ortaya çıktığında duyu ile ilgili bozukluklar veya kafa içi sinirlerin etkilendiğine dair bulgularla başlarsa (özellikle optik nörit adı verilen görme kaybı) daha iyi seyredeceği bildirilmektedir. Genç yaşta başlayanlarda ve kadınlarda klinik seyir daha iyidir. Ayrıca hastalığın atak ve iyileşme ile giden şeklinin sürekli ilerleme gösteren (progresif) şeklinden daha iyi olacağı da bilinmektedir.
Yapılan çalışmalar hastalığın ilerlemesinin tam olarak durdurulamadığını, ancak interferon ve copolimer- I gibi ilaçların hem atak sayısını hem de beyindeki lezyon yükünü azalttığını göstermektedir.

 

-MS hastalarının nelere dikkat etmeleri gerekir?

MS hastalarının herhangi bir enfeksiyon geçirdiklerinde enfeksiyonun hemen tedavi edilmesi, grip vb. gibi bilinen bir enfeksiyonu olanlarla temastan, aşırı sıcaktan kaçınması, aşırı sıcak suyla banyo yapmaması, sauna, hamam ve kaplıcaya girmemeye dikkat etmeleri önerilmektedir.

 

-MS’in kesin tedavisi var mı?

Henüz MS’in kesin olarak nasıl oluştuğu bilinmemektedir ve kesin tedavisi yoktur.

 

-Dünyada çok sayıda MS hastası olduğu biliniyor. Hastalığın tedavisine yönelik yapılan araştırmalar ne boyutta?

MS konusunda dünyanın her tarafında çok sayıda çalışmalar yapılmaktadır. Özellikle tedavide atak sıklığı ve beyinde lezyon yükünü azalttığı gösterilen immunomodulatör olarak isimlendirilen interferonlar ve copolimer-I’in sıklığı haftada birden her güne değişen enjeksiyon (iğne) şeklinde kullanımları ve hastalığı tam olarak durduramamaları nedeni ile yeni tedaviler yoğun bir şekilde yapılmaktadır. İlaç firmaları yoğun bir şekilde ağızdan alınabilen oral tedavileri geliştirmeye çalışmaktadır. Bu çalışmaların kesin sonuçları önümüzdeki yıllarda açıklanacaktır. Ancak yeni tedaviler bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğundan istenmeyen yan etkiler ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle bu çalışmaların kesin sonuçları açıklanana kadar sık atak geçiren hastalarda öncelikle interferonlar ve copolimer-I gibi yapılan çalışmalarda birbirinden farklı olmadığı gösterilen tedavilerin öncelikle kullanılması; ancak bu tedavileri kullanmasına rağmen sık ataklar geçiren hastalarda riskleri de hastalara anlatılarak yeni tedaviler denenmesi önerilmektedir.

 

-MS'e ilaç dışında uygulanabilecek alternatif tedaviler işe yarar mı sizce?

MS, tedavisi tam olarak mümkün olmayan bir hastalık olduğundan, çaresiz kalan hastaların sülük tedavisi de dahil olmak üzere birçok gereksiz ve hastaya zararı olabilecek alternatif tedavileri denedikleri görülmektedir. Çeşitli iletişim araçlarında yer alan bu çeşit tedaviler hastaların zaman ve para kaybına neden olmaktadır. Hastaların kendilerini izleyen doktorlara danışmadan bu tip tedavilere başvurmamasını öneriyorum.
 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon