Sıra Kime Gelecek?

Sıra Kime Gelecek?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.09.2012 - 06:19

Savaş çığlıklarının atıldığı bugünlerde Bertolt Brecht’in “Savaşı lanetlemeyen tüm yönetimleri lanetleyelim” sözlerini nasıl anımsamazsınız?

Hermann Hesse, “Savaş ve Barış Üstüne Notlar” başlıklı yazısında bakın savaş için neler söylüyor:

“Savaş isteyenler, hazırlayanlar ve bizi, gelecekteki bir barışa ilişkin bulanık vaatlerle oyalayarak ya da dıştan gelecek saldırılarla korkutarak tasarılarına ortak etmeye çalışanlar, dünyamızın ve her türlü barışın baş belasıdırlar. Savaş dünyayı ileri götürmez, bir şeyleri erteler.”

Gerçekten de savaşlar hep bir şeyleri ertelemiştir. Yirminci yüzyıldaki savaşlara bakalım. Önce Birinci Dünya Savaşı, ardından İkinci Dünya Savaşı… İkisi de daha başlamadan felaketlerin habercisi oldu. Yirminci yüzyılın geride bıraktıkları unutulmuyor, savaş çığlıkları ile “tiksinti çağı” bugün de devam ediyor. Irak’ta insanlık dışı savaşın ardından, Afganistan’daki kanlı olaylar gözlerimizin önünde… Savaş çığırtkanları Libya’da taş üstünde taş bırakmadılar. Şimdi sıra Suriye’de… Küresel gücün çığırtkanlarının örtülü savaşı devam ediyor. Günümüzde “Sıra kime gelecek” sorusu sıkça sorulmaya başlandı. Kör gidişe “dur” diyen olacak mı? İşte o bilinmiyor. Hermann Hesse’in dediği gibi “Hastalıklardan hasta düşmüş bir dünyada yaşıyoruz.”

Küresel gücün temsilcileri ne yazık ki bize iyi bir dünya bırakmadılar. Çok uzun süren savaşların galibi olmuyor. Dünya üzerinde mutlak egemenlik kurmak isteyenler sonunda hüsrana uğruyorlar. Yarattıkları dünya karanlık bir dünyadır. İçinde ölüm, vahşet ve insanlık dramı vardır. Ünlü Rus yönetmeni Andrey Tarkovski, “Solaris” adlı filminde “Dünyayı kurtaracak şey utançtır” mesajını vermişti. Bugün onun bu sözlerini dinleyen var mı?

Günümüzde yeni tür faşizm tüm dünyada hızla yayılırken sirenler durmadan çalıyor, ne zaman susacakları belli değil. Türkiye, tehlikelerle dolu bir süreçten geçiyor. Ülkemize yönelik çağdışı özlemler ne yazık ki sona ermedi. Amaç belli: Türkiye’nin 1918 dönemine yeniden dönmesi isteniyor. Sevr gündemin başköşesindedir. Küresel gücün mimarları görev başındadır. Onların öngördüğü yol haritası ülkemizde bölünmelere ve bölgemizde yeni oluşumlara yol açacaktır. Yüksek ölçekli savaş koşullarının hazırlandığı yaşamsal önemde bir dönem yaşıyoruz. Savaş çığlıklarının atıldığı, Türkiye’nin kıskaç altına alınmak istendiği bu duyarlı dönemde ülkemizin ulusal çıkarlarını ve üniter devlet yapısını korumak birincil görevimiz olmalıdır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler