'Siyah bantlı' protesto
Ergenekon Davası'nın 300. duruşmasında tutuklu sanık Eski Kızılay müfettişi Kemal Aydın, ağzına siyah bant yapıştırarak mahkemeyi protesto etti. Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Albay Mustafa Levent Göktaş da mütalaayı eleştirerek, "Mütalaada yer alan iddialar somut delillere dayanmıyor, hayal ürünüdür. Reddediyorum" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen 66'sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon Davası'nın 300. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Gazeteci Tuncay Özkan ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu 40 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler'in de aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı. Başka suçtan tutuklu bu davadan tutuksuz yargılanan Yalçın Küçük de duruşmaya katıldı.
Göktaş: Mütalaaya katılmıyorum
Mütalaaya ilişkin savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Albay Mustafa Levent Göktaş, "Savcıların mahkemeye sunduğu mütalaaya katılmıyorum. Mütalaada yer alan iddialar somut delillere dayanmıyor, hayal ürünüdür. Mütalaadaki iddiaları reddediyorum" dedi. Göktaş, mütalaada "Poyrazköy Keçilik mevkiinde yapılan aramada çeşitli mühimatın ele geçirildiği, bu kapsamdaki ihbara göre kendisinin SAT subaylarının içinde bulunduğu örgütün hücre yapılanmasının sorumlusu olduğu, tahliye olmaması halinde Poyrazköy Davası'nda yargılanan Levent Bektaş'ında aralarında bulunduğu bazı sanıklara, soruşturmayı yürüten savcılara yönelik suikast yapılması talimatını verdiği" şeklinde bir iddianın yer aldığını belirtti.
"Şişer patlatırız"
Göktaş, "Mütalaaya konu iddiayı tutuklandıktan 3 ay sonra, cezaevinde öğrendim. Bu olayla en ufak bir ilgim ve irtibatım olmadığı gibi, hakkımda kesin, inandırıcı, somut bir delilde yoktur. Poyrazköy davasının iddianamesi hazırlanırken ve dava sürecinde bana herhangi bir suç isnadında bulunulmamış, soru sorulmamış, ifadem alınmamıştır. 4.5 yıldır tutuklu olarak yargılanıyorum. Bu olay ilk kez 18 Mart 2013'deki mütalaada gündeme getirilmiştir. Avukatım Hasan Gürbüz'e 'Yarın öbür gün bu iddia karşımıza çıkar, şişer patlarız' diyerek bu konuda mahkemenizde konuşmasını istedim. O da 'Savcılara suikast yapılması emri' iddiasıyla ilgili 14 Eylül 2009 tarihindeki bir dizi talepte bulundu. Ancak Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, 'Bir suç isnadımız yoktur' diyerek taleplerimizi reddetti. Mütalaaya konu edilen bu olayla ilgili hakkımda herhangi bir suç isnadında bulunulmadığı konusunda mahkemenin ara karar var. 4 yıldır devam eden Poyrazköy Davası'nda da bu konuda bana bir suçlama yapılmadı. Ancak mütalaada yer aldı" ifadelerini kullandı.
"İlhan Selçuk'u tanımıyorum"
Mütalaada, 'İlhan Selçuk, Ergün Poyraz, Levent Ersöz ve Fikret Emek ile birlikte örgüt faaliyetinde buluduğu' şeklinde bir iddia yer aldığını söyleyen Göktaş, "İlhan Selçuk'u tanımıyorum. Selçuk ile hiçbir temasım, iletişimim olmamıştır. Cumhuriyet Gazetesi'nin santralini bir kez dahi aramışsam suçumu kabul edeceğim. Fikret Emek'i de katıldığım bir operasyonda tanıdım. O operasyonda Emek yaralandı. Bir yıl birlikte çalıştık. Toplam 25 kez görüşmemiz var. Ancak bu görüşmeler hatrını sormak için yapılan görüşmelerdir. TİB kayıtlarından gelen kayıtlarda söylediklerimi teyit etmektedir. Ersöz ve Poyraz'ı ise tanımıyorum" şeklinde konuştu. Duruşma Göktaş'ın savunmasını yapması ile devam ediyor.
Mahkemeyi protesto etti
Öte yandan davanın tutuklu sanıklarından Kemal Aydın, ağzına siyah bant yapıştırarak mahkemeyi protesto etti. Davanın 297. duruşmasında son savunmasını yapan Aydın konuşma sürelerinin kısıtlanmasını savunma haklarının engellenmesi olarak değerlendirmişti. 17 Mayıs Cuma günü görülen duruşmada ise mahkeme heyeti, Aydın hakkında savunmasında geçen bazı beyanlarına ilişkin Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurunda bulunulmasına karar vermişti. Aydın'ın dava karara bağlanıncaya kadar da her duruşmaya ağzında bantla çıkacağı öğrenildi.
Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan emekli Albay Levent Göktaş, Ankara'daki avukatlık bürosunda bulunan ve içinde bazı kamu görevlilerine ait özel bilgilerin yer aldığı 51 No'lu DVD'den dolayı hakkında suçlamalarda bulunulduğunu kaydetti.
Göktaş, adli emanette kırılan DVD'nin üzerinde parmak izi de olmadığını ifade ederek, "Orijinal DVD kasten kırılmış, üzerindeki parmak izleri kasten silinmiştir. Soruşturma, duruşma savcıları ve mahkeme başkanı ile üyelerin görmesine, incelemesine fırsat verilmeden yok edilmiştir" dedi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Ankara Zir Vadisi'nde ele geçirilen mühimmatla ilgili Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesince, "Bir kısmı cephane niteliğinde olan askeri eşyayı gizlemek" suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılan ve TSK ile ilişiği kesilmesine karar verilen tutuklu sanık eski Yarbay Mustafa Dönmez, mütalaaya ilişkin beyanda bulundu.
"Boş biber gazı kutularının da aramalarda bulunduğu mühimmatı, ben cezaevindeyken Zir Vadisi'ne nasıl gömeyim?" diyen Dönmez, mühimmatların sarılı olduğu gazetelerin arama yapılan tarihin iki gün öncesine ait olduğunu, vadiye ait krokinin de polis tarafından çizildiğini iddia etti.
'Oğlumu polisin öldürdüğünü düşündüm'
Azerbaycan'da geçirdiği trafik kazasında ölen oğlu Alp Kaan Dönmez'in, Sapanca'daki aramalara ilişkin bazı görüntülerin bir polis tarafından kendisine ulaştırılmasının ardından yaşamını yitirdiğini ileri sürerek, şunları söyledi: "Oğlum, bu görüntülerin ulaşmasının ardından trafik kazası geçirerek öldü. Bir dönem bunu polislerin yapmış olabileceğini de düşündüm. Bu görüntüler şu an elimde. Bu görüntüler ve sesler polis komplosunu başka bir açıdan kanıtlamaktadır. Oğlumun cinayete kurban gitmesinde ciddi şüpheler vardır ve şu an soruşturma safhasındadır. Mahkemenizin tarafsızlığı güven vermediğinden ve kovuşturma safhasında delil değiştirilmesi, kaybolması yaşandığından bu görüntüler avukatlarımda muhafaza edilecektir."
Dönmez, Sapanca'daki çiftlik evinde yapılan aramaya gelen polislerin de 8 Kangal köpeğini vurduğunu, birinin ağır yaralı kurtulduğunu öne sürerek, antika değerindeki bazı eşyalarının da polislerce alındığını iddia etti.
Savunması sırasında bağırarak konuşan Dönmez, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından da sık sık uyararak, "Kulağımız sağır değil. Normal sesle konuşun. Hakimleri töhmet altında bırakacak, şeref ve haysiyetlerini zedeleyecek sözler sarf etmeyin" dedi.
Duruşmada, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunmasını yapan tutuklu sanık Hasan Ataman Yıldırım, kendisine tanınan 2 saatlik konuşma süresini eleştirerek, bu durumun psikolojik baskı olduğunu öne sürdü. Yıldırım, mütalaada somut fiil olmadığını ve kendisinin hukuka aykırı eyleminin bulunmadığını savundu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık eski Yarbay Mustafa Dönmez hakkında, esasa ilişkin savunması sırasında sarf ettiği sözler nedeniyle Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar vererek, duruşmayı yarına erteledi.
82 sanık savunma yaptı
Davanın bugünkü duruşmasında, tutuklu yargılanan 3 sanık esas hakkındaki mütalaaya ilişkin beyanda bulundu. Mütalaanın sunulmasının ardından 15 Nisan'da savunmaların alındığı duruşmadan bu yana, şu ana kadar aralarında CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de bulunduğu 37 tutuklu sanık savunma yaptı.
Yine "28 Şubat" soruşturmasından tutuklu yargılanan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz ile Muhittin Erdal Şenel'in de aralarında yer aldığı 45 tutuksuz sanık da mütalaaya ilişkin beyanda bulundu. Davada 66'sı tutuklu 275 sanık yargılanıyor.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Esad'a ikinci darbe
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası