Solun Yoksullarla Buluşması
Yoksulluk, günümüzün en temel ekonomik ve toplumsal sorunlarının başında geliyor. Bu sorunla mücadelenin başını çekmesi gereken sol hareket ise çeşitli nedenlerle yoksul kitlelerle buluşmakta zorlanıyor.
Oysa savunduğu dünya görüşü ve dayandığı ideolojisi nedeniyle, yoksul kitlelere en yakın olması gereken sol, bugün hedef kitlesine kendini ifade etmekte ve mesajlarını ulaştırmakta sıkıntılar yaşıyor. Bu sorunsalın nedenleri arasında; en başta 12 Eylül kırımı sonrası yaşanan depolitizasyon süreci, sol hareketin örselenmesi, dünyada ve ülkemizde birbirine koşut olarak görülen savrulmalar gibi birçok neden sayılabilir. Ama nedenleri ne olursa olsun, sol hareketin, sosyal demokrasinin, günümüzde görece aydın, eğitimli, orta sınıf ağırlıklı kent merkezlerine ve kıyı kentlerine sıkıştığı gerçeği yadsınamaz.
Eğer bu saptamayı paylaşıyorsak, ardından bu sorunun nasıl giderileceği üzerine de kafa yormamız, düşünce ve proje üretmemiz, görüşlerimizi ortaya koymamız gerekiyor.
Kent çeperlerinde ve kırsal \t\tkesimde örgütlenmek
Günümüzde yoksulluğun yoğun yaşandığı büyük kentlerin çeperleri, Anadolu kentleri ve kırsal kesim, ağırlıklı olarak dinsel ve etnik milliyetçi akımların etkinliği altında bulunuyor. Oysa bu alanlar, geçmişte çoğunlukla solun filizlendiği, serpildiği, boy attığı, geliştiği, güçlendiği alanlardı…
12 Eylül öncesi dönem, özellikle 1970’li yıllar, sol düşüncenin, sol hareketin zengin örgütlenme deneyimleriyle ve kitlesel hareketleriyle anılıyor, biliniyor. Şimdi bunları anımsamanın, günümüzün gerçekleri ve gereksinimleriyle buluşturarak, geleceğe taşımanın zamanıdır.
Öncelikle, günlük yaşama ‘müdahil’ olmak gerekiyor. Sol, hayatın her anında ve her alanında yurttaşın yanında olmalıdır. Acısında, sevincinde, tasasında, sıkıntısında insanımızla buluşmak ve hayatı paylaşmak en temel hedeftir. Bu buluşmanın anahtarı, ‘iş ve aş’ sorunlarını ve onların çözümlerini öne çıkaran, ekonomi eksenli bir toplumsal muhalefette ve üretim ilişkilerini temel alan toplumsal-siyasal örgütlenmededir... Bu örgütlenmenin başlıca alanları da günümüzde ağır ekonomik sorunların burgacında kıvranan kentin çeperleri ve bin bir zorlukla üretim yaparak yaşamını sürdürmeye çalışan kırsal kesimdir…
Büyük kentin çevresinde işsizlikten bunalan insanımız, evine ekmek götüremeyen işsizimiz, sendikal güvenceden yoksun taşeron işçimiz, tarlasındaki ürününü değerine satamayan köylümüz, bizi her daim yanı başında görmeli ve hissetmelidir.
Yoksullukla mücadelede \t\t‘Dayanışma Kooperatifleri’
Günümüz dünyasında, yoksullukla mücadele ve yoksulların örgütlenmesi denilince, öncelikle Latin Amerika ülkeleri ve oralardaki sol hareketler akla geliyor. Elbette bu ülkelerde verilen mücadeleler ve elde edilen kazanımlar önemlidir. Ama bizim ülkemizde de ve özellikle de yakın geçmişte, Halkevleri, Halk Odaları, Köy Enstitüleri benzeri zengin deneyimler var.
Bugün, günümüzde, İstanbul’da ‘Cumhuriyet Halk Evleri (CHE)’ ve İzmir’de yerel yönetimler tarafından oluşturulan ‘Semt Evleri’ örgütlenmeleri, bu konuda güncel ve ilginç örnekleri oluşturuyor.
Biz, bunların yanı sıra, bunlara ek olarak, yeni bir örgütlenme biçimini ‘kooperatif model’i öneriyoruz. Başta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmak üzere, sol-sosyal demokrat çevreler, yoksulluğun yoğun biçimde yaşandığı büyük kentlerin çeperlerinden başlamak üzere, ekonomi temelli yeni bir örgütlenmeyi, ‘Dayanışma Kooperatifleri’ni gündeme getirebilirler.
‘Dayanışma Kooperatifleri’, yoksullukla mücadelede önemli bir silah ve yoksul kitlelerin örgütlenmesinde, solun, sosyal demokrasinin yeni bir kaldıracı olabilir.
Elbette bu örgütlenmeyi, yeni iletişim kanallarıyla beslemek, desteklemek ve zenginleştirmek gerekiyor.
Yeni sosyal politikalar \t\tve projeler
Yoksulluk özünde siyasal bir sorundur. Yoksullukla mücadelenin yolu da siyasal alandan, sosyal politikalardan ve projelerden geçmektedir. Toplumun geniş yoksul kesimlerini ‘pirinç-makarna toplumu’ olmaktan çıkaracak, ‘sosyal hak’ kavramını temel alan yeni sosyal politikalar ve projeler gündeme getirilmelidir.
Örneğin, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP’nin halkın önüne koyduğu ‘aile sigortası’ ve ‘aile maaşı’ projeleri, bu konuda güzel örneklerdir. Bu örnekler, yeni, özgün daha başka projelerle de desteklenmelidir.
CHP’nin ve genel anlamda solun, bütün bu düşüncelerini, önerilerini, projelerini ve politikalarını hedef kitlelere ulaştırabileceği, yeni iletişim kanallarına ve örgütlenme biçimlerine ihtiyaç vardır.
Dar gelirli, yoksul kitlelerle buluşulması ve onların örgütlenmesinin sağlanması, Haziran 2011 seçimlerine doğru yepyeni sosyal, toplumsal ve siyasal gelişmelere yol açabilir.
Böylesi bir gelişme, sosyolojik açıdan da önemlidir. Solun, sosyal demokrasinin etki ve kapsama alanını genişletecek; orta sınıfların ağırlığını hissettirdiği kent merkezleriyle yoksulların simgesi kent çeperlerini ve kırsal kesimi birbirine yaklaştıracaktır.
Ülkemizin gündeminde yer alan sorunların çözümünde yeni olanakların ortaya çıkması ve yeni çözüm yollarının bulunması için; bu buluşmayı doğrusu çok önemsiyoruz. Ve böylesi bir tarihsel buluşmayı da ancak solun başarabileceğine inanıyoruz.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı