Sosyal medya depresyon nedeni

ABD’li uzman Dr. Mai Steers’tan sosyal medyanın psikolojik şifrelerini anlattı. Dr. Steers, “Sosyal kıyas depresyon yapıyor. Çünkü güzel şeyler paylaşılıyor. İdealize imaj insana kendini kötü hissettiriyor” dedi.

Yayınlanma: 30.04.2018 - 09:42
Abone Ol google-news

Manzaranın tadını çıplak gözle çıkarmak yerine, hemen telefonumuza sarılıp iyi bir Instagram fotoğrafı çekiyoruz. Gitgide sosyal medya bağımlısı mı oluyoruz? Paylaşımlarımızda ne kadar dürüstüz? Gazete Habertürk'ten Nalan Koçak, avucumuzun içindeki dünyayı daha yakından anlamak için Houston Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Mai Steers ile konuştu. Dr. Steers, sosyal medyanın insan psikolojisine etkisi üzerine pek çok araştırma yaptı. Vardığı sonuçlardan bazıları şöyle: 

‘FACEBOOK’TA SADECE GÜZEL ŞEYLER PAYLAŞILIYOR’

- Araştırmanıza göre, Facebook’ta geçirilen zaman arttıkça depresyon da artıyor değil mi?

Evet, nedeni “sosyal kıyas”. Özellikle bizim için önemli olan konularda kendimizi hep çevremizdeki insanlarla kıyaslıyoruz. Facebook’ta kendi hayatınızla ilgili güzel şeyleri paylaşıyorsunuz çünkü diğer insanların da kıyas yaptığını biliyorsunuz. Ama çoğu zaman unuttuğumuz bir şey var: Diğer insanlar da çoğu zaman kendileriyle ilgili iyi şeyleri paylaşıyorlar! Sonuçta başkalarının idealize edilmiş imajlarıyla kendinizi karşılaştırmaya başlıyorsunuz ve kendinizi kötü hissediyorsunuz.

‘BAŞKALARININ İDEALLERİNE GÖRE YAŞAMAYA BAŞLIYORUZ’

- Yani başkalarının ideallerine göre mi yaşamaya başlıyoruz?

Evet. Mesela anneyim ve bebeğim sürekli ağlıyor. Sosyal medyada “Bebeğim saatlerce ağlıyor ve kendimi iyi hissetmiyorum” deme ihtimali yüksek değil çünkü dediğim gibi sadece iyi şeyleri paylaşıyoruz. Ama arkadaşlarım bebeklerinin gülümseyen fotoğraflarını, mutlu anlarını paylaşıyor, ben görüyorum ve tabii ki “Nerede hata yapıyorum, hayatım neden daha kötü?” diye düşünüyorum.

‘KİMSE GERÇEK HAYATTAKİ MÜCADELESİNİ ANLATMIYOR’

- Instagram’da, Facebook’ta hep tatiller, gidilen lüks restoranlar paylaşılıyor. Sanki kimse çalışmıyor, mutsuz olmuyor...

Evet, ayrıca normalde hiç duymayacağınız bilgilere de maruz kalıyorsunuz. Mesela yakın bir arkadaşımın işini yeni kaybettiğini bilsem “Yaşasın terfi ettim” diye bir paylaşım yapmam. İşin özü şu: Kimse hayattaki gerçek mücadelelerini açık etmiyor. Sosyal medyaya baksanız herkes harika hayatlar yaşıyor, hele ki ünlüler. En iyi yerlere gidiyorlar, hep onların bebekleri en güzeli...

- Evet filtreler sayesinde her daim de güzeller değil mi?

(Gülüyor) Aynen.

- Like yani beğenme konusuna gelmek istiyorum. Black Mirror dizisinde bir bölüm vardı, herkes aldığı like’lara göre sosyal statü kazanıyordu. Sosyal kabulün bununla da ilgisi var değil mi?

Evet. Daha fazla yorum ve beğeni aldıkça, toplumun sizi daha çok kabul ettiğini, daha çok beğenildiğinizi düşünüyordunuz. Belki daha iyi hissediyorsunuz ama yeni doğmuş bebeğinizin fotoğrafını koyuyorsunuz ve fazla beğeni almıyorsunuz. Diğer arkadaşınız koyuyor ve daha çok beğeniliyor. O zaman mutsuz oluyorsunuz, yine kıyas meselesi devreye giriyor. Yani sosyal kabul ve kıyas başta iyi gelebilir ama mesele derinleştikçe mutsuzluğa neden oluyor.

‘SOSYAL MEDYA DEĞİL ONU KULLANMA ŞEKLİMİZ KÖTÜ’

- Sosyal medyanın tehlikesi de bu bataklık etkisinde mi?

“Sosyal medya kesinlikle kötüdür” demek istemiyorum. Sadece onu kullanma şeklimiz iyi değil. Mesela iyi amaçlar için de kullanılabilir. Zor durumda, hasta olan insanlara destek için kurulmuş pek çok Facebook grubu var.

- Bir sosyal medya bağımlısını nasıl tanırız?

Sosyal medyadan 1 hafta uzak kalabilir misin? Günlük hayatını etkiliyor mu? Eşinle, arkadaşlarınla ilişkini etkiliyor mu? İnsanlar paylaşımlarına sürekli yorum yapıyor mu? O yorumları kafana çok takıyor musun? Sabah uyandığında ilk baktığın şey sosyal medya mı? Cevap bu sorularda gizli. Günlük hayatınızı ne kadar etkilediğine bakmanız lazım. Özellikle eşiniz, sevgiliniz size “Sürekli sosyal medyadasın” diyorsa dinlemekte fayda var. Özellikle sizi mutsuz ediyorsa, başkalarının paylaşımlarını dert ediyorsanız bir sorununuz var demektir.

‘TROL ACIMASIZLIĞININ NEDENİ ANONİMLİK’

- Trolleri de sormak istiyorum. İnsanlar sosyal medyada nasıl bu kadar acımasız olabiliyor?

Sadece sosyal medya değil internetteki tüm portallar böyle, haberlerin altındaki yorum kutuları bile. En önemli nedeni kimliğinizin anonim olması. Karşınızda gerçek bir insan yok aslında, bir bilgisayar ekranı var. Ayrıca bir yorum diğerini de tetikliyor, biri kötü bir yorum yapıyor, diğeri de cesaretleniyor. Kötü konuşma normalleşiyor. Bir toplantıyı dinlemiştim, bir kadın kendisi hakkında kötü yorumlar yapan trole ulaşmayı başarmıştı. Ona “Neden bunu yapıyorsun, seni tanımıyorum bile?” diye sorduğunda “Çok üzgünüm, sadece kendimi daha iyi hissettirmek için yaptım. Seni ne kadar üzdüğümü anlayamadım” diye yanıt vermiş. Yani dijital ortamda o paylaşımları yaptığımızda aslında hepsinin adresinin gerçek bir insan olduğunu unutuyoruz. Ayrıca başkalarının özgüvenini azaltarak kendinizinkini artırdığınızı düşünüyorsunuz.

‘TELEFONUNUZDAN UZAKTA DOĞAYLA BAŞ BAŞA KALIN’

- Kendimizi sosyal medyanın olumsuz etkilerinden nasıl koruruz?

Öncelikle bir sorununuz varsa onu hemen teşhis etmeniz lazım. Hayatınızdaki gerçek anları sosyal medya yüzünden kaçırıyor musunuz? İnternette geçirdiğiniz zamanı hesaplayan uygulamalar var, yükleyebilirsiniz. Ayrıca teknoloji detoksu yapabileceğiniz yerler var, telefonunuzdan uzak durarak doğayla baş başa kalabilirsiniz. Mesela arkadaşlarımla yemeğe çıktığımda telefonumu asla masaya koymam.

SOSYAL MEDYA BAĞIMLISINI TANIMA REHBERİ

Facebook’tan 1 hafta uzak kalabilir misin?

Günlük hayatını etkiliyor mu?

Eşinle, arkadaşlarınla ilişkini etkiliyor mu?

Yorumları kafana çok takıyor musun?

Sabah ilk baktığın şey sosyal medya mı?

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler