Sosyal Sürdürülebilirlik ve koruyucu işçi sağlığı
Ülkemizde yaklaşık 12 milyon işçi, ortalama 3 milyon memur olan ücretli çalışan sayısından yola çıkarak koruyucu işçi sağlığını sosyal sürdürülebilirlik bağlamında ele almak istedik bu ayki yazımızda, konuyla ilgili yeni bir yayın (Bkz. dipnot 1) üzerinden.
Soru ve yanıtlardan oluşan "Koruyucu İşçi Sağlığı" el kitabı, ‘çalışma ne demektir?’ sorusu ve yanıtı ile başlamakta. Zihinsel, fiziksel ve duygusal çaba olarak üç tip çabadan söz edildikten sonra kol emekçisi ve kafa emekçisi olarak ayrımlanarak işçi kavramına geçiş yapılmakta. Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nce bir hak olarak kabul edilen sağlık kavramı ise, Dünya Sağlık Örgütü'nce 'sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil, kişinin bedenen, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir' olarak tanımlanmaktadır. Tanımda adı geçen 'sosyal iyilik' durumu, işte tam da dergimizin ilgi alanıyla ilgili sürdürülebilir yaşamın gerek şartını oluşturmaktadır. Üretim ve tüketim döngüsüyle süregiden yaşamda üretenlerin önemli gücünü işçi sınıfı oluşturmakta ve sürdürülebilirlikte hem nicel hem de nitel olarak önemli bir rol oynamaktadırlar.
İşçi sağlığı kavramından anlaşılan şey günümüzde dönüşüme uğramış, olması gereken koruyucu boyutunu güçlendirmek yerine iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ortaya çıkan tedavi boyutu öne çıkartılmış, işçilerin iyilik hali amaçlanması yerine işin ve işverenin verimliliği hedeflenmiş, öte yandan sağlık hizmeti sunucuları çalıştıranlara yeni rantsal alan haline dönüşmüştür. Koruyucu işçi sağlığı kavramı ile, çalışma yaşamında bulunan bütün insanların fiziksel, ruhsal ve sosyal tam iyilik durumlarının desteklenmesi ve en yüksek düzeylerde sürdürülmesini; iş koşulları ve zararlı maddeler nedeniyle çalışanların sağlığına gelebilecek zararların önlenmesini; işçinin fizyolojik ve psikolojik özelliklerine uygun yerlere yerleştirilmesini, işin insana, insanın işe uyumunu esas amaçlar olarak ele alan çalışmalar anlaşılmaktadır.
Koruyucu işçi sağlığı ile ilgili çalışmaların başında işçilere yönelik eğitim gelmektedir. Türkiye'de bu amaçla yazılmış yayına pek rastlanmamaktadır. Tıp mensupları ve hukuksal boyutla ilgili çok sayıda yayın olmakla birlikte konuya bütünsel bakış açısı ve işçilerin de anlayabileceği dille, önlemleri ve ortaya çıkabilecek hastalık bulgularını öğreten yayın gereksinimi, bir hekimin sosyal sorumluluk ve gönüllülük çabasıyla birleşince ortaya bu kitabı çıkarmış.
Kitapçık altı bölümden oluşmakta: 1.Genel ve koruyucu sağlık bilgileri, 2.Çalışma yaşamında koruyucu sağlık bilgileri, 3.İşçi sağlığı ve güvenliğine genel bakış, 4.İş kazaları, 5.Meslek hastalıkları, 6.Özel gruplarda çalışma yaşamı ve sağlık ilişkisi.
Kitapta işçilere kendi sağlıklarını nasıl koruyabilecekleri konusunda öneriler bulunurken, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'ndaki onları ilgilendiren yasal zorunluluklardan söz edilmekte, çalışırken ortaya çıkabilecek kimi sağlık yakınmalarının hangilerinin işle ilintili olabileceği ve özellikle risk oluşturabilecek çevresel etkenler (fiziksel, kimyasal, biyolojik, vb.) konusunda bilgiler verilmektedir. Örneğin, periyodik sağlık kontrollerinin zamanları, kimi zararlıların (tozlar, gazlar, ağır metallerin, vb.) uzun vadeli etkileri, işyeri sağlık biriminden beklentiler gibi.
Ülkemizde ayda yaklaşık 100 işçi iş kazası nedeniyle yaşamını yitirirken (iş cinayeti) kitabın çok sayıda emekçiye ulaşması ve emekten yana olan her aydının bu konuda farkındalık yaratacak çabalara destek olmasını diliyoruz.
Dipnot 1: Fikriye İnanç Baş, Koruyucu İşçi Sağlığı El Kitabı, Kaynak Yayınları, 2014.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!