"Söz ve imza namustur"

CHP MYK toplantısı yaklaşık 4 saat sürdü. Toplantı sonrasında açıklama yapan MYK Sözcüsü ve Genel Sekreter Bilhun Tamaylıgil "Tutuklu milletvekilleriyle ilgili düzenlemelerin yapılacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu. "Çünkü söz ve imza namustur" diyen Tamaylıgil, CHP'nin yemin etmeyen milletvekili İsa Gök'ün görüşlerine saygı duyduklarını ifade etti.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.07.2011 - 15:15

CHP Merkez Yönetim Kurulu, (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından MYK Sözcüsü ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil, toplantıya ilişkin basın toplantısı düzenledi. Tamaylıgil, bugün 37. yıldönümü olan Kıbrıs Barış Harekatı'nın sonucunda adada 37 yıldır bir barış ortamının yaşandığını ancak sorunların çözülemediğini ifade etti. CHP'nin, Birleşmiş Milletler çatısı altında eşit iki kurucu devlete dayalı çözümden yana olduğunu bildiren Tamaylıgil, Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs'la ilgili değerlendirmelerini dikkatle izlediklerini dile getirerek "CHP'nin yıllardır söylediği ancak Hükümet'e anlatamadığı sürecin bugünlerde anlaşılır olduğunu ve doğru olduğunu idrak ettiklerini de görüyoruz" dedi.

"Kıbrıs söylemlerinde gelinen nokta dikkat çekici"

2004 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB üyesi olduğu süreçte Hükümet'in sessiz kaldığını, daha sonra Türkiye'nin şerhinin kabul edilmediği Ek Protokol'ün de imzalandığını söyleyen Tamaylıgil, "2009 yılında stratejik bir belge açıklandı. O güne kadar var olan egemen eşitlik kavramı neden o belgede yer almıyordu? Kıbrıs'ta yaşayanlara besleme gibi bir sözün edildiği dönemden sonra kurucu cumhurbaşkanına dahi çok ağır eleştirilerin dile getirilmesinden sonra bugün Kıbrıs'ın sorununun çözümüyle ilgili ve söylenen sözlerle ilgili gelinen nokta gerçekten dikkat çekici" diye konuştu.

"Hükümetin kriz uyarıları bizi haklı çıkardı"

Tamaylıgil, Hükümet'ten gelen ekonomik kriz uyarılarını da değerlendirirken "Seçimden çok çok daha önce Türkiye'deki yürütülen ekonomi politikalarının ne derece yanlış olduğunu defalarca vurguladık. Ve uyarılarımızı dile getirdiğimizde bugün dünyadaki şartları bahane ederek kriz uyarısında bulunan ekonomiden sorumlu yöneticiler, bizleri evham yapmakla ve yanlış değerlendirmekle suçluyorlardı. Ama karşımıza çıkan tablo ne yazık ki erken uyarıların ve alınması gereken tedbirlerin ne derece önemli olduğunu ve bizlerin de bu konuda ne kadar önce bir uyarı içinde olduğumuzu açıkça ortaya koymaktadır" dedi.

"Başbakan Meclis'ten özür dilemeli"

Meclis TV'nin yayınlarının haftada 3 gün günde 5 saat olarak sınırlandırılmasıyla Meclis'e sansür uygulandığını söyleyen Tamaylıgil, şöyle konuştu:
"Ancak burada söz söyleyecek, karar ve fikir bildirecek kişi Başbakan olamaz, Meclis Başkanı'dır. Meclis içindeki görüşmeleri, gerek komisyon, gerek siyasi parti grup toplantıları içeriğindeki çalışmaları şov yapmak olarak değerlendiren Başbakan'ın da bir özür dilemesi gerekiyor. Neden derseniz, burası yasamanın gerçekleştiği, Hükümet'in ve yürütmenin, ve ona bağlı olarak çoğunluk partisinin ortaya koymuş olduğu yasama faaliyetleriyle ilgili ortaya çıkan çalışmalara karşı muhalefetin değerlendirmelerinin özgürce yapılacağı ortamdır. TBMM, gazi Meclis'tir. Bunun çatısı altında yapılan çalışmaları ve muhalefetin dile getirdiği başlıkları ve bunu söyleme dökme şeklini şov yapmak üzere değerlendiren Başbakan'ın bir an önce öncelikle gazi Meclis'ten, sonra siyasi partilerden özür dilemelidir."


"Hükümet devlet kurumlarına güvensizlik içinde mi, sorgulamak gerekir"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tamaylıgil, Diyarbakır'ın Silvan ilçesi kırsalında yaşanan terör saldırısını değerlendirirken "Tabii terör insanlık suçu, terörle yaşanan acıların ağırlığı hepimizin yüreklerinde. Ve bu acıların bir an önce sonlanması, terörle mücadelede kararlı, bilgili ve sonuç alacak bir sürecin işlemesi vazgeçilmez bir gerçeklik" dedi. Hükümet Programı'nda terörle mücadelenin tek bir satır bile yer almadığını kaydeden Tamaylıgil, "Türkiye'de acilen yapılacakların ortaya konularak ve muhalefetle de paylaşılarak tutarlı, kalıcı ve sonuç alıcı bir çalışmayla götürülmesi gerektiği bir gerçektir" diye konuştu.

Tamaylıgil, Silvan'daki çatışma hakkında Genelkurmay, Savcılık ve sivil bir ekip tarafından ayrı ayrı incelemeler yapılması yönündeki kararlarını nasıl yorumladığının sorulması üzerine "Bu ne demektir diye baktığınızda devletin kurumları arasında bir güvensizlik mi var sorusunu sormakla cevabının bulunması gerektiğine inanıyorum. Özellikle Hükümet'in böyle bir güvensizlik içinde mi olduğunu sorgulamak gerekir diye düşünüyorum" dedi.

"Gölge kabine söz konusu değil"

Tamaylıgil, "CHP gölge kabine oluşturuyor" haberlerinin anımsatılması üzerine ise "Son zamanlarda CHP ile ilgili olarak gazetelerde bizim hiç konuşmadığımız, ortaya koymadığımız ve şekillendirmediğimiz pek çok konu hakkında bizden habersiz haberler çıkıyor. Ben de bunu basından okudum. Tabii ki şu an böyle bir çalışma söz konusu değil. Ancak CHP'nin her milletvekili, her üyesi ve yerel yöneticisi, mevcut hükümetin uygulamaları, uygulamadaki yanlışlıklar ve bu yanlışlıkların doğru yönde ve Türkiye'nin yararına değişeceği başlıklarda ne gibi katkı sağlarız noktasında hepsi birer bakanlar kurulu üyesi gibi sorumluluk ve bilinç içindedir ve bunu gerçekleştirecektir ama böyle bir yapılandırma söz konusu değildir" diye konuştu.

"Tanrıkulu'na sansür yok"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun Silvan'daki terör saldırısının ardından yaptığı "Barışın dilini konuşalım" başlıklı yazılı açıklamanın geri çekilmesinin Tanrıkulu tarafından MYK'de gündeme getirip getirmediğine yönelik bir soruya da Tamaylıgil, "Böyle bir konuşma geçmedi, çünkü yansıyan haberlerde CHP içerisinde ortaya çıkan süreçlerle ilgili bizim dışımızda birtakım beyanlarla birleştiğini görüyoruz. Değerli Genel Başkan Yardımcısı arkadaşımızın zaten beyanı hem birçok haber ajansının içeriğinde, hem de yazılı medyada hem de birçok internet sitesinde yer almıştır. Böyle bir sansür başlığını değerlendirmenin CHP gibi sosyaldemokrat ve söylemlerin hiçbir zaman herhangi bir şekilde engelleneceğini kabul etmeyen bir partide söz konusu bile olmayacağı gerçektir. Herhangi bir sansür yoktur" yanıtını verdi.

Tamaylıgil, bir gazetecinin, Tanrıkulu'nun açıklamasının geri çekildiğinin anımsatması üzerine ise "Geri çekilmek değil. Zaten bunu daha önce de açıklamıştı arkadaşlarımız, bu açıklamanın akabinde birçok haber kanalına ulaşmıştır yazılı olarak açıklamamız. Ertesi günkü geri çekilme bağlamında bir değerlendirmeyi ben de gördüğümde açıkçası şaşırdım, çünkü böyle bir paylaşımın önünde herhangi bir engel olmamıştır" dedi.

"Tutuklu milletvekilleriyle ilgili düzenlemelerin yapılacağına inanıyoruz"

Tamaylıgil, "Tutuklu milletvekillerinin durumunda bir değişiklik yaşanmazsa 1 Ekim'den itibaren yasal değişiklik yapmak üzere bir çalışmanız olacak mı?" sorusu üzerine AKP ve CHP'nin vardıkları mutabakat sonucunda ortak bir beyan oluştuğunu anımsatarak "Bu noktada anayasa ve tüm mevzuatla ilgili yapılacak düzenlemelerin de altı çizilmişti, bunların da yerine getirileceğine inanıyoruz. Çünkü söz ve imza namustur, bundan vazgeçileceğinin hangi tamınla birleşebileceğini kamuoyu da muhatapları da gayet iyi biliyorlar" diye konuştu.

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök'ün milletvekili yemini etmemesini değerlendiren Tamaylıgil, Gök'ün deneyimli bir milletvekili ve hukukçu olduğunu ve görüşlerine saygı duyduklarını ifade ederek "Bu noktada değerlendirmelerini yapacağını ve Meclis'in çalışmalarıyla beraber kendisiyle beraberce hareket edeceğimiz, çalışacağımız günlerin gereğini ortaya koyacağını beyan olarak tahmin ediyorum" dedi.

Tamaylıgil, Meclis TV'yle ilgili olarak CHP Grup Başkanvekillerinin TBMM Başkanı ile görüşüp görüşmeyeceklerinin sorulması üzerine "Tabiidir ki böyle gelişen başlıklarda Meclis Başkanı'yla görüşler paylaşılır ama belirlenen bir tarih ve zaman şu an için söz konusu değil" dedi.

"Umuyoruz hükümet terörü sonlandıracak bir plan ortaya koyar"

Bir gazetecinin, "Terörle mücadele konusunda bir çalışmanız var mı? İktidardan bu konuda bir randevu talebi geldiğinde masaya oturacak mısınız?" sorusunu yanıtlarken "Bugüne kadar terörle mücadele konusunda yapılmış veya yapılması düşünülen ortaya konulan net bir değerlendirme, söylem yok. Öncelikle burada sorumlu olarak iktidarın bu konudaki çalışmalarını yapması, çünkü programında okumadık. Umuyoruz biraz önce çizdiğim çerçeve dahilinde terörü sona erdirecek, toplumda huzurun, barışın ve kardeşliğin hakim olduğu bir geleceği sağlayacak bir planı ortaya koyarlar. Biz, bunların açıklanmasını ve bununla beraber yapılacak çalışmayı beraberce değerlendirmeyi tabii ki daha önce beyan ettik, halen de beyan ediyoruz" diye konuştu.

Tamaylıgil, Hükümet'e İmralı ile yapılan görüşmelerin açıklanması çağrısında da bulundu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler