Stresli yaşam 'Altın Oran'ı bozuyor

Toplumun diş fırçalamayı bilmediğine dikkat çeken Saygeçitli, “unutmamak gerekir ki, temel ne kadar kuvvetli olursa üst yapı da o kadar iyi olur. Eğer hasta diş fırçalamayı bilmiyor, ip ve gargara kullanmıyorsa, öncelikle bununla işe başlaması lazım. Her yemekten sonra fırçalayalım ama biraz beklemek gerekiyor. Çünkü ağızda asit faaliyeti var. Yemekten sonra ağız içini suyla çalkalayıp dişleri yarım saat fırçalamak gerekiyor. Diş ipini gece yatmadan önce kullanmak gerekiyor. Son olarak ağız gargarasında ise alkolsüz olanı tercih etmek gerek” diye konuştu.
Vücudumuza iyi gelen besinlerin, gün içerisinde dişlere büyük zarar verdiğine dikkat çeken Saygeçitli, şöyle devam etti:
“Ağız sağlığımızı da yapamıyoruz. Benim Kuzey ülkelerinden gelen birçok hastam var örneğin, onlar rutin olarak 6 ayda bir dişçiye giden insanlar. Ama bizde, Türkiye’de isterse kişi çok iyi bir şirketin en üst düzey yöneticisi olsun, dişi ağramıdığı sürece diş hekimine gitme alışkanlığı bunca uyarıya rağmen yok. Rutin kontrol çok gerekli çünkü gün içerisinde dahi, siz farkında olmadan vücudunuz için çok faydalı olan peynir, kayısı, fındık gibi besinler dişlere yapıştıkları için büyük zarar verir.”

Saygeçitli, diş sağlığında son yıllarda artan şikayetlerin başında stres kaynaklı diş sıkmanın geldiğini belirterek, şunları anlattı:

“Özellikle üst düzey yöneticilerde bu şikayetler çok yaygın. Ancak diş sıkma deyip geçmeyin, bu çok tehlikeli bir durum. Çünkü yüzümüzde bir “altın oran” vardır, biz gece uykumuzda dişlerimizi sıktığımız zaman bu altın oran kaybedilmeye başlanıyor. Çünkü dişi sıktıkça, burun ile çene ucu arasındaki mesafe daralıyor. Dudakların da gerginliği bozuluyor. Biz buna dikey boyut kaybı diyoruz ve yaşlanma sürecine daha hızlı bir giriş yapılıyor. Bir başka değişle stresli yaşam yüzdeki altın oranı bozuyor.”