Sürücü eğitmenlerinin koronavirüs korkusu: Zincirleme hastalık üretmek üzereyiz

"BİLİM KURULU BİZİM SESİMİZİ DUYUN"

İstanbul Sürücü ve Sürücü Eğitmenleri Derneği (İSSED) Kurucu Başkanı Yeşim Can Laçin, birebir temasla verilen sürücü eğitimlerinde alınması gereken önlemler hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını belirtti. Meslektaşlarının hem kendileri hem de sürücü adayları için endişeli olduğunu anlatan Laçin, "Bu süreç içerisinde en azından Bilim Kurulu bizim sesimizi duysa, araçlar içerisinde nasıl çalışabileceğimize dair bize biraz bilgi verse, lokal kişilerin fikriyatında değil de hepimizin genel olarak standardize edildiği bir uygulama olsa” dedi. Laçin şöyle devam etti: 

"BİZLER DENEK MİYİZ?"

"Tek maskenin özellikle pek fazla hükmü hatta hiç hükmünde olduğu söyleniyor. Beraberinde çift maske takıldığı takdirde bu sefer karbondioksit solunumu başlıyor. Bununda akciğerleri sönümlediği söyleniyor. İşin açıkçası çok fazla bilgili ve bilinçli değiliz biz bu konuda. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan da bilgi almaya çalışıyoruz. Onların söylediğine göre bu süreç içerisinde biraz deneme-yanılma yöntemiyle biz bu işi öğreneceğiz. Fakat arkadaşlarımız da der ki, ‘Biz denek miyiz?’ Çünkü bu bir anda olabilir. Bu konu toplum sağlığını ilgilendiren bir konu." 

"KONUŞMAK YASAK DENİYOR, ANLATMAK ZORUNDAYIZ"

Araçlarda sürücü adaylarıyla yakın temas kurmak zorunda kaldıklarını vurgulayan İSSED’in Başkan Yardımcısı Gaye Şefkat Tomay Akçay ise, "Eskisi gibi rahat hareket edemiyoruz. Servis içerisinde konuşmak bile yasak deniliyor. Bizim günümüz sürekli konuşmakla geçiyor. Bir şeyleri anlatmak zorundayız öğrencilere, bir şeyler anlatacağız ki öğrenci anlayabilsin. Gerektiğinde birden müdahale yapıyoruz. Öğrenci direksiyonu ters tarafa çevirirse birden kaza ihtimaline karşı öğrenci ile burun buruna geliyoruz, dip dibeyiz. Bunu nasıl yapacağız" dedi.

Mesafe önleminin araç içerisinde ve meslek gereği mümkün olamayacağını anlatan Akçay şöyle devam etti:

"ZİNCİRLEME HASTALIK ÜRETMEK ÜZEREYİZ"

"O kadar bitişiğiz ki, zincirleme bir hastalık üretmek üzereyiz. Hiç kimse bunun farkında değil. Öğrencimden gelen bana -ben hastalanayım sorun değil- ama öğrencim bana getirdiği anda ben başka bir öğrencime taşıyacağım. O öğrencim evdekilere götürecek, evdeki komşusuna, akrabasına… Bakın tuhaf bir zincir içerisindeyiz bu dikkate alınmıyor. Biz çalışmaktan korkmuyoruz. Mutlaka öğrencilerimize bir şey vermek istiyoruz ama nasıl uygulanacak. Bilim Kurulu bütün sektörlere diyor ki, şunu yap. Keşke bize de şunu yap diyebilecek -ki nasıl yapılacak o bile belli değil- ne yapacağız? Nasıl çalışacağız. Çalışma ortamımız mümkün değil bu şekilde, zincirleme bir hastalığa doğru gidiyoruz."

“TEMAS ETME GEREKLİLİĞİMİZİN OLDUĞU BİR MESLEK”

17 yıldır Direksiyon Usta Öğreticisi olan Fatma Uyar ise başlayan eğitimler ile ilgili endişelerini şu sözlerle dile getirdi:

"2,5 aylık süreyi tabii ki evimizde geçirdik. Fakat üç gün önce Özel Sürücü Kursları’nın da açılması talimatı geldiği için kurslar açıldı. Bunun akabinde dersler başladı. Fakat bizim bir araç içerisinde yaklaşık adayla aramızda 30-40 cm’lik bir mesafede sağlıklı bir şekilde ders anlatmamız ve sağlıklı şekilde kalmamız maalesef imkânsız. Çünkü o aday o derse gelirken dolmuşa mı biniyor, otobüse mi biniyor, hangi toplu taşımaya biniyor? Veya kendisinde var mı hastalık? Kendisinin de haberi olmayabilir. Ateş ölçer diyorlar fakat ateş ölçer ne derece bizim bu sorunumuzu yeterli kılabilir bilmiyorum çünkü gelmeden önce belki ağrısı var diye ağrı kesici içmiş olabilir, ateş düşürücü içmiş olabilir. 30 cm’lik mesafenin içerisinde biz kendimizi bu şekilde koruyabilir miyiz, koruyamaz mıyız?"