Tampondan beri bir ilk. Sızdırmayan iç çamaşırı

,

Dünya nüfusunun yarısının ortak bir derdi var: Türkçede "hastalanmak" olarak da tabir ettiğimiz, aslında sağlık göstergesi olan regl dönemi. Bu dönemde yeterince sıkıntımız oluyor. Kasıklarımıza saplanan ağrıdan tutun da kış uykusuna yatmak isteyecek kadar bitkin hissetmeye, ter basmasına kadar. Bunlar yetmezmiş gibi bir de devamlı kendimizi ve giydiklerimizi kontrol etmek zorunda kalıyoruz; çünkü kullandığımız ürün sızdırırsa rezil olma ihtimalimiz var! 

Dört ayrı katman

Ya sızarsa ihtimalini hepimiz her ay yaşıyoruz. THINX'in kurucuları Radha ve Miki Agraval ve Antonia Dunbar da bu durumun mağdurlarından. Başlarına gelen bir "talihsizlik" sonucu neden bu duruma çare olacak bir iç çamaşırı olmadığını sorgulamaya başlıyorlar. Mağazalarda buldukları iç çamaşırlarının ya çok ince ya da gereksiz kapalı ve çirkin olduklarının farkına varıyorlar. Bu sorunu ortadan kaldırmak adına bir araya geliyor ve sızdırmayan iç çamaşırı THINX'i üretiyorlar. Üç yıllık bir araştırmanın sonucunda THINX QuadTECH adını verdikleri dört katmanlı sistemi geliştiriyorlar. 

THINX bildiğimiz iç çamaşırı gibi ancak içerisinde herhangi bir sızıntıya karşı koruyacak dört ayrı katmanı barındırıyor. İlk katman kuru hissetmeyi sağlıyor. İkinci katman anti-bakteriyel, olası mikroplar ve bakterilere karşı koruyor. Üçüncüsü emici bölge, diğer bir deyişle ped ya da tampon görevi görüyor. Son katman ise sızıntılara karşı koruyan kısım. En güzel tarafı ise çamaşır makinesinde yıkanabiliyor olması. İç çamaşırlarının hem tasarımında hem de üretiminde kadınlar var. Sri Lanka'da yine kadınlar tarafından üretiliyor. 

Üç çeşidi var

THINX'in şimdilik üç farklı çeşidi var. Hafif günler için ürettikleri ve yarım tampon kanı tutabilen tanga. Ortalama geçen günler için bir tampon kanı tutabilen cheeky. Yoğun günler için iki tampon görevi gören ve kalçanızı saran hiphugger. Kurucuları, bu ürünü aslında tampon ya da pedlere alternatif olarak değil destek olarak ürettiklerini söylüyorlar. Ancak sadece bu iç çamaşırlarıyla da bir regl dönemi geçirmek mümkün. En çok sattıkları ürünleri yoğun günler için olan hiphugger modeli. İnternetteki yorumlar çamaşırların gerçekten işe yaradığı yönünde. Ancak bir şikayet unsuru var, 24-34 dolar arasında değişen (ortalama 60-85 TL) fiyatları.  

Değişim zamanı

THINX'in kurucuları yoğun gündelik hayatlara sahip, gezmeyi, eğlenmeyi seven aktif kadınlar. Gezip görürken dikkatlerini çeken unsurlardan biri regl konusunun toplumlardaki algılanışı. Modern olarak adlandırabileceğimiz toplumlarda bile regl hâlâ konuşulmaması gereken, ayıp bir durum olarak karşılanabiliyor. 

Daha az gelişmiş toplumlarda ise bu durum daha da ciddileşiyor. Bazı yerlerde kız çocukları okula gidemiyor, hatta eğitimlerini yarım bırakmak zorunda kalıyor. 

Ancak THINX'in yaratıcıları hiçbir kadının vücudu yüzünden hayattan geri kalmaması gerektiğine inanıyorlar. Bu üç kadın, ürettikleri iç çamaşırıyla hem bu algıyı değiştirmeyi hem de var olan ürünlerin ortaya çıkardığı olası problemleri kadınların hayatlarından çıkarmayı hedefliyorlar. 

THINX'in hijyen ürünleri sektörüne alternatif oluşturmak dışındaki amaçlarından bir diğeri de kadınlar için üretim yapan sektörlerin onları ayın beş günü değil her günü düşünmesi. 1931’de tamponun tanıtılmasından beri kimsenin daha iyisini yapmak için kılını kıpırdatmadığı sektörde THINX, biraz rahatsızlık yaratmak ve düzeni değiştirmek istiyor.

Geliri Afrika’ya 

Regl ile özdeşleşmiş utanç kavramının biraz olsun üstesinden gelebilmek için THINX, kadın hijyen ürünlerine ulaşmanın en zor olduğu kıtalardan biri olan Afrika'da, Ugandalı bir sivil toplum kuruluşu ile işbirliği yaptı. Afripads isimli bu kuruluş, ihtiyacı olan kadınlara yeniden kullanılabilir pedler üretiyor. Bu üretimi de işgücüne kadınları dahil ederek yapıyor. Alınan her THINX iç çamaşırı aracılığıyla Afripads'e yedi ped üretimi için yetecek para gönderiliyor.

Tarih boyunca kullanılan ürünler

Kadınlar hayatlarına tampon ve ped girene kadar regl ile çok yaratıcı şekillerde baş etmişler. Araştırmacılar, antik dönemlerde kadınların kanı tutmak için Mısır'da papirüs ve çimenden yaptıkları tamponları, Roma'da ise pamuk, yün, yosun, hayvan derisi gibi maddeler kullanmış olabileceklerini söylüyorlar. 16-18'inci yüzyıllarda ise kadınlar genelde ya hiçbir şey kullanmamışlar ya da sünger ve pamuk dolgularla yaptıkları tamponları kullanmışlar. Kırsal bölgelerde siyah iç çamaşırı kadınların başvurabildiği tek çözümmüş. Tamponun hayatımıza girmesi 1931 yılında olmuş. Pedlerin bugünkü şeklini alması ise çok daha uzun zaman almış. Bu süreye kadar kadınlar kemere bağlanan tek kullanımlık pamuklar, kocaman üçgen şeklinde süngere benzeyen kumaşlar ya da iğneyle iç çamaşırlarına tutturdukları pedlerle uğraşmışlar. Altı yapışkanlı pedler 1960'larda, içi jel olanları ise 1990'larda gelmişti.