Tehlikelidir izleyin!...
Ekim geldiğinden beri, sonbahar yine anılarıma, hikayelerime, düşlerime sızmaya başlıyor... 'Yağmur bütün sokakları birer birer ziyaret etmeye sürdürüyor, lodos kırık şemsiye iskeletlerini meydanlarda, caddelerin köşelerinde terk ediyor'
Şehrin bilinmeyen küçük bir arka bahçesinde yakın zamanda yitirilmiş bir şairin dizeleri şehrin kesik kesik gelen kahkahasını bölüyor bir an… Evet işte yine güzel bir şey oluyor, Lamb ve en sevdim şarkısı Gabriel çalmaya başlıyor… Bu hayat sürdükçe sonbaharın duygusu peşimi hiç bırakmayacak… Sonbahar bütün kaybettiğimiz anların müziğini çalmayı sürdürüyor…
Filmekimi’nde bu yıl Cronenberg’in adını gördüğümde heyecanlandığımı gizlemiyorum. David Cronenberg sinemasal anlatıma dair bütün şeytani tutkuları şaha kaldıran o çılgın yönetmen yine kayıtsız kalınamayacak bir filmle karşımıza çıkıyor. Bu bir kutsal paradigmalar ağı… Croneneberg yapıyorsa, bu çağın teknolojiyle doğrulanmış bütün yalanlarını ve şiddetini en kabul edilebilir estetik eleştiriyle ve doz aşımlarının insanda özdeşlik duygusu bile yaratabildiği bir ilhamla yapıyor demektir. Cronenberg, teknolojik pornografi ya da anlamı değişen şeylerden yola çıkılarak insan bedenini biyolojik olmaktan çok görselin yarattığı ve kapitalizmin şiddetine uğramış bir kadavra gibi ele alan çağın yönetmeni olarak alt metinlerle bilincimizi etkilemeye devam etmiştir. Sinema yolunda korku türüne yakın durarak bizi korkutmaktan çok dehşete düşürmeyi yani korkunun algısını dahi değiştirmeyi kafasına koymuştur. Yıllar içinde korkulan unsurların veya korku algımızın yön değiştirmesi en nihayetinde en çok korktuğumuz gerçek olan ölümle en ağır şekilleriyle yüz yüze gelme paranoyamıza gelir dayanır. Oysa Cronenberg filmlerinde bu paranoya bizzat kendi bilincimizin –eğer bir parça da yaratıcı tarafımız varsa- en üst görsel tasarım noktalarında bizi arayıp bulan bir tür tuhaf görüntüler dizgesine dönüşür. Korkunun kendisinden korkuluna duyulan hayranlık Cronenberg tarzıdır. Psikolojiyle epeyce haşır neşir ve biyolojik bir varlık olarak insanın zayıflıklarının oldukça bilincinde bir yönetmen olarak şiddet-cinsellik ikilisini insanın kontrol edemediği en sınır tanımaz yaratık olarak perdeye yansıtır. Şu ana dek yaptığı bütün filmlerde insan biyolojisini sıra dışı yorumlarıyla yansıtarak fenomolojik hale dönüştüren yönetmen adeta hikaye anlatmaktan çok hikayeyi metamorfoza uğratmıştır. Sinema yıllarının başında korku filmleriyle salt korku unsurunu hedefliyor gibi gözükse de olgunluk yıllarına doğru teknolojiyi bedenimizin içine sokarak, teknolojinin insanı ‘şiddetle’ ele geçirişini değişen korku estetiğiyle sunmaya devam etti. İlaç endüstrisine, bilimsel deneylere, teknolojik bombardımana, pornografiye olan eleştiri, şiddetin pornografisi kullanılarak seyirciyi ele geçirmekte gecikmez. Cronenberg kuşkusuz klasik anlamda Hollywood hikayelerin yazıp yönetebilecekken risk almış bir yönetmendir. Onun filmlerinde bir felsefe bir yönelim vardır. Filmografisine bakıldığında abartılmış ve şu dönemin olgunluğuna göre fazlaca parlatılmış görsel içeriğe karşın son yıllara doğru daha minimalist ancak yine de çok keskin bir yönetmenlik çizgisinde ilerlediği aşikardır.
Cronenberg’in son derece rahatsız edici anlatımın ardındaki “kışkırtma” bilinçli ve zeka ürünü bir seçimdir. Bu demek oluyor ki, seyircinin gönlünü hoş eden temel simgelerle ava çıkmadan işini yapması ve sorguladığı temel gerçeğin ölüme dönüşen beden ve canlılık gibi minimize edilmiş bir korkunun en korkunç halleriyle bize ulaşan anlatımı onun farklını ortaya koymaktadır.
David Cronenberg’in ilk olarak geçtiğimiz Eylül ayında Venedik Film Feestivali’nde gösterilen son filmi Tehlikeli İlişki (A Dangerous Method), bir Christopher Hampton uyarlaması… Yönetmen yine psikolojinin alanına girmeyi ihmal etmiyor ve bu kez başka bir biçimde Carl Jung ve Sigmund Freud etrafında dönen bir olaydan yola çıkıyor. İşin içinde Jung ve Freud varsa bunun zaten başından itibaren ilgi çekici olması engellenemez demektir. Ve karşımızda David Cronenberg… İyi seyirler…
FİLMOGRAFİ
1969 STEREO
1970 CRIMES OF THE FUTURE
1975 SHIVERS-ÜRPERTİLER
1976 RABID-KUDUZ
1979 THE BROOD-HASTANEDE DEHŞET
1981 THE SCANNERS-TARAYICILAR
1983 VIDEODROME
1983 DEAD ZONE-ÖLÜM BÖLGESİ
1986 THE FLY-SİNEK
1988 DEAD RINGERS-ÖLÜ İKİZLER
1991 NAKED LUNCH-MÜTHİŞ YEMEK
1993 M.BUTTERFLY
1996 CRASH -ÇARPIŞMA
1999 EXISTENZ- VAROLUŞ
2002 SPIDER-ÖRÜMCEK
2005 A HISTORY OF VIOLENCE-ŞİDDETİN TARİHÇESİ
2007 EASTERN PROMISES-ŞARK VAATLERİ
2011 A DANGEROUS METHOD-TEHLİKELİ İLİŞKİ
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması