'Tencere tavacıları bırak sınıra bak'
MHP lideri Devlet Bahçeli "PKK bugünkü şartlarda sınırlarımızda özerk bir yönetim kurma aşamasına geldiyse, bunun hesabını birilerinin kesinlikle vermesi lazımdır. Başbakan Erdoğan tencere tava çalanlara değil, bu sorular üstüne kafa yormalıdır" dedi.
Bahçeli partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında Başbakan Erdoğan ve hükümeti hedef aldı.
Başbakan'ın katıldığı iftarlarda yaptığı konuşmalarda, Ramazan ayının manevi atmosferini "dedikoduya, gıybete ve tezvirata" boğmak için elinden gelen çabayı gösterdiğini ifade eden Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın ölçüyü kaçırdığını ifade etti.
Başbakan'ın "Tencere tavacıları yargıya taşıyın" sözlerine tepki gösteren Bahçeli, "Şu çirkinliğe, şu edepsizliğe bakınız ki elinde silah taşıyanlar barış yanlısı, tencere tava bulunanlar kamu düzenini bozan suçlulardır. İşte burası sözün bittiği yerdir. Recep Tayyip Erdoğan'ın gücü teröriste değil, katillere değil, şehir ve dağ eşkıyalarına değil; masum şekilde demokratik tepkisini gösterenlere yetmektedir. Bu gidişle tencere ve tavanın yasaklanması, üretiminin azalması herhalde imkansız sayılamayacaktır" dedi.
Başbakan'ın "kredi kartı almayın" çağrısına da sert çıkan Bahçeli, "Kredi kartı felaketini Türk milletine hediye eden bir siyasi zihniyetin, şimdi kalkıp da bundan şikayet etmesi traji komiktir" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan'ın her açıklamasının "istismara dayalı, ezber ve klişe ifadelerle dolu" olduğunu söyleyen Bahçeli, "Başbakan kimi zaman sözde dört dörtlük Alevi, kimi zaman dört dörtlük Mısır yanlısı, kimi zaman dört dörtlük çözümcü, kimi zaman dört dörtlük pazarlıkçı, kimi zaman da dört dörtlük demokrasi aşığı olarak hayret verici bir geniş repertuara sahip olduğunu hezeyanlar içinde göstermeye çalışmaktadır" diye konuştu.
Suriye'nin kuzeyinde meydana gelen olayların ise Türkiye için büyük bir risk olduğunu ifade eden Bahçeli, PKK'nın Suriye uzantısı PYD'nin Rasulayn'ı ele geçirmesine ilişkin "Irak'ın kuzeyinden sonra ikinci bir özerk bölgenin çatısı oluşturulmuş, kapısı açılmıştır. Allah korusun ama, böyle giderse üçüncü sırayı Türkiye alacaktır" dedi.
AKP'nin dış politikasının Suriye'de de duvara tosladığını iddia eden Bahçeli, "Sonuç aşağı yukarı bellidir; Başbakan ve hükümeti, bağımsız Kürdistan'ın Irak parçasının koruyucusu, Suriye parçasının seyircisi, Türkiye parçasının hazırlayıcısı olarak ihanette son sınıra, son etaba, son hıza yaklaşmıştır" şeklinde konuştu.
Ceylanpınar'da 17 yaşındaki Mahsun Ertuğrul'un sınır ötesinden gelen kurşunla ölümü ile başına isabet eden kurşun sonucu 16 yaşındaki Mehmet Gündüz'ün ağır yaralanmasının Türkiye'nin nasıl bir kördüğümün içine düşürüldüğünün açık delili olduğunu söyleyen Bahçeli, "İki masum evladımızın durduk yere vurulmasını hiç kimse, hele hele çok konuşan Başbakan asla izah edemeyecektir. Vatandaşlarımızın can ve mal emniyetine zarar gelmesinin yegane müsebbibi Başbakan ve hükümetinden başkası değildir" dedi.
Bahçeli, Suriye'nin kuzeyinde yaşanan kaosun AKP'nin Esad'la girdiği inadın ve sonuçsuz cebelleşmenin eseri olduğunu ileri sürerek şöyle devam etti:
"PKK bugünkü şartlarda sınırlarımızda özerk bir yönetim kurma aşamasına geldiyse, bunun hesabını birilerinin kesinlikle vermesi lazımdır. Dünyanın neresinde sınırlarını koruyamayan bir ülkenin yaşadığı ve bağımsızlığını koruduğu görülmüştür? Dünyanın neresinde kırmızı çizgileri silinmiş, kazınmış ve duman olmuş, üstelik teröristlere payandalık yapan bir ülke varlığını koruyabilmiştir? Başbakan Erdoğan tencere tava çalanlara değil, bu sorular üstüne kafa yormalıdır.
Başbakan Suriye'nin kuzeyindeki felakete niçin sessizdir? 'Hıyarım var' diyene tuz yetiştiren Başbakan, hainliği kazanç kapısı yapanlara sıra geldiğinde neden dilsiz olmayı tercih etmektedir?
Suriye'de PKK bölgesi kurulması ve Türkiye'nin buna fazla tepki göstermeden razı olması, teröristbaşı ile yürüttüğü ihanet sürecinin bir unsuru değilse, bu kahredici derin sessizliğin sebebi ve hikmeti nedir? Türk milleti bu soruların cevaplarını beklemektedir."
Hükümete uyarı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun BM Güvenlik Konseyi'nden Suriye'ye karşı kesin bir tutum sergilemesini bekledikleri yönündeki çağrısını da eleştiren Bahçeli, "İşte Türkiye'de siyasi sorumluluk üstlenenlerin hali bu kadar perişan, bu kadar yerlerde sürünmektedir. Türkiye gibi muktedir ve kuvvetli bir ülke, sınırlarının hemen ötesindeki teröristlerden çekiniyor mudur ki, BM seçeneğini masaya koymaktadır" dedi.
Bahçeli, Türkiye'nin dış politikasının çöktüğünü ifade ederek, Suriye'nin kuzeyindeki gelişmelerin Türkiye için en üst seviyede ve ilk sırada değerlendirilmesi gereken bir tehdit olduğunu savundu. Geçmişteki tüm tahminlerinin ve uyarılarının bugün kendilerini haklı çıkardığını söyleyen Bahçeli, "Buradan hükümeti uyarıyorum; sınırlarımızın hemen yanı başında PKK'nın özerklik ilan etmesi, mevzi kazanması Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne karşı yeni bir hamledir. Başbakan ve hükümeti PYD ile de pazarlık yapmayacaksa, süreç ihanetine ortak etmeyecekse, melanet ve rezalet serisine yenilerini eklemeyecekse Suriye'nin doğusunda ve kuzeyinde provokasyonlara izin vermemelidir" dedi.
Bahçeli, tüm bu olup bitenlerden "kardeşlerim" diye hitap ettiği, Kürt kökenli vatandaşların büyük çoğunluğunun da rahatsız olduğunu ifade ederek, "Şahsıma ulaşan, mesaj gönderen, aracılarla haber ulaştıran çok sayıda Kürt kökenli kardeşim 'biz bölünmek istemiyoruz' kararlılığında ve iradesindedir. Kürt kökenli kardeşlerim PKK'nın hain emellerinden, AKP ve BDP'nin dışlayıcı ve İmralı canisi merkezli siyasetinden bunalmıştır. AKP-BDP ve PKK arasına sıkışan kardeşlerim ses beklemekte ve uzanacak el istemektedir. Bana kadar gelen bu talepleri Başbakan görmemekte midir?" diye sordu.
"Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da yerleşik, ya da çoluğunun çocuğunun rızkı için ülkemin her tarafına giden, yerinden yurdundan olarak göç yoluna çıkan Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi hain terör örgütü PKK değildir" diyen Bahçeli şöyle devam etti:
"Biz onların samimiyetine inanıyor ve hepsini kucaklıyoruz. Bir de buluşan, Türk milletinde kucaklaşan kökü, mezhebi ne olursa olsun tüm kardeşlerimizi, tüm vatandaşlarımızı bağrımıza basıyoruz. Ayrılığa yüz çevirmiş herkesin sesi olmaya hazırız. Bana seslerini duyuramayan bütün Kürt kökenli kardeşlerim artık harekete geçmeli, tercihini tam olarak yapmalıdır.
Bütün samimiyetimizle ve muhabbetle ortak paydamıza saygı gösteren herkese elimizi uzatıyoruz. Ancak bölünme gayreti içerisinde olanları da affetmemizin mümkün olmadığını buradan ilan ediyoruz. İnancım odur ki, Türk milleti yapay ayrımlara, sinsi çabalara fırsat vermeyecek, bilhassa Kürt kökenli kardeşlerim beraberlik hukukunu sonsuza kadar sadakatle sürdürecektir."
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması