TGS VE EFJ'nin ''Basın ve İfade Özgürlüğü'' konferansı
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan Sadık İpekçi, Türkiye'de tam anlamıyla uygulanan basın ve ifade özgürlüğünden söz etmenin mümkün olmadığını öne sürdü.
Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ile ortaklaşa düzenlediği ''Türkiye'de ifade özgürlüğü için gazeteciler sendikasının güçlendirilmesi programı'' kapsamında gerçekleştirilen ''Avrupa Birliği yolundaki Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü: engeller ve sorunlar'' konulu 2 günlük konferans, Taksim'deki Nippon Otel'de başladı.
Konferansın açılışında konuşan TGS Genel Başkanı Ercan Sadık İpekçi, ''3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü''nün; basın özgürlüğünü destekleyen girişimleri geliştirmek ve teşvik etmek için bir eylem, dünya çapında basın özgürlüğünün durumu değerlendirme, meslek etiği ve basın özgürlüğü konularında medya çalışanları arasındaki tartışmaları teşvik etme, basın özgürlüğünü ortadan kaldırmaya çalışan veya engelleyen herhangi bir önlemden dolayı mağdur duruma düşen medyayı destekleme günü olduğunu belirtti.
''Türkiye'de tam anlamıyla uygulanan basın ve ifade özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir'' diyen İpekçi, basın ve ifade özgürlüğünün sadece basın ve devlet arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinden ibaret olmadığını vurguladı.
Basın çalışanlarının medya patronları karşısındaki güçsüzlüğü, sendikal örgütlenme haklarını kullanmaktan yoksun bırakılması, medya sahiplerinin ticari kaygılarla siyasi iktidarlarla yakınlaşma eğilimleri, sansür ve oto sansürü birlikte getirdiğini anlatan İpekçi, bu nedenle basın ve ifade özgürlüğünün kullanılabilmesi koşullarının da yok edildiğini savundu.
EFJ ile birlikte düzenledikleri program kapmasında ''basın hakları ihlalleri'', ''gazetecilerin çalışma yaşamından kaynaklanan ihlaller'', ''medyanın kişilik hakkı ihlalleri'' başlıkları altında 4'er aylık dönemlerde izlemeler yapıldığını ve raporlar hazırladığını dile getiren İpekçi, programın başladığı 1 Ocak 2009'dan 30 Nisan'a kadarki dönemde yapılan belirlemelere göre, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası'nın basın ve ifade özgürlüğüne getirdiği kısıtlamalar, soruşturma, gözaltı ve yargılamanın her aşamasında kendisini giderek daha da güçlü biçimde hissettirdiğini savundu.
Savcılıklardan 719 dosya
Çeşitli yayın kuruluşlarında görevli 29 gazeteci ve medya mensubunun, haklarındaki suçlamaların gazetecilik faaliyetleriyle ilgili olup olmadığı kesinleşmemekle birlikte cezaevlerinde tutuklu olarak bulunduğunu anlatan İpekçi, Ocak ve Nisan ayları döneminde Türk Ceza Kanunu'nun 301. madde kapsamında Adalet Bakanlığı'na muhtelif Cumhuriyet başsavcılıklarca 719 dosya gönderildiğini ve bakanlığı bunlardan 96 şüpheli ve sanığı ilgilendiren 73 dosya için soruşturma izni verdiğini belirtti.
RTÜK tarafından yine aynı dönemlerde, 89 radyo ve televizyon kuruluşuna 129 uyarı cezası, 35 yayın kuruluşunun ilgili programlarına yayın durdurma, 15 yayın kuruluşuna 22 kez çeşitli miktarlarda idari para cezası, bir yayın kuruluşuna 3 gün gelir getirici yayın yasağı verildiğini ifade eden İpekçi, bu dönemde 31 radyo ve televizyon kuruluşu hakkında da seçim yasaklarıyla ilgili ceza uygulaması istemiyle Yüksek Seçim Kurulu'na 41 bildirim yapıldığını hatırlattı.
İpekçi, gazetelere yönelik boykot çağrılarını da eleştirerek, ''bu tutumun basın özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak algılandığını ve basın meslek örgütlerince eleştirildiğini'' söyledi.
İpekçi, Ocak ve Nisan ayları döneminde ''gazetecelerin çalışma yaşamından kaynaklanan sorunları'' başlığı altında, 1980 askeri müdahalesinin üzerinden 29 yıl geçtikten sonra, ilk kez bir medya kuruluşunda, ATV ile Sabah Gazete ve dergi gruplarında fili bir grev başlatmasının önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçtiğini anlattı.
İpekçi, küresel mali krizi bahane olarak kullanan medya işverenlerinin, Ekim 2008'den bu yana işten çıkarttığı basın emekçilerinin sayısının ise 800'ün üzerinde olduğunu belirtti.
Avrupa'da gazetecilerin durumu
EFJ Başkanı Arne König ise grev ve toplu sözleşme hakkının, basın ve ifade özgürlüğü için önemli adım olduğunu vurguladı.
Federasyonlarına bağlı 30 üye ülkenin bulunduğunu dile getiren König, dünya genelinde yaklaşık 500 bin gazetecinin olduğunu bildirdi. König, gazetecilerin istihdam edilmesinde önemli sorunlar yaşandığını anlattı.
Türkiye'de ifade özgürlüğü alanında önemli gelişmeler yaşandığını, ancak alınması gereken önemli aşamalar bulunduğunu dile getiren König, ''Avrupa ülkelerinde de harikulade bir basın özgürlüğünden bahsetmek mümkün değil. Alınması gereken yol var. Çeşitli ülkelerde gazeteciler önemli sorunlar yaşıyor. Örneğin, İngiltere'de sıradan bir gösteri haberinde bile gazetecinin göstericilerin fotoğrafını çekmesi büyük sorun. İtalya'da gazeteciler toplu sözleşme imzalamak için 3 yıl mücadele verdi. Birçok Avrupa ülkesinde siyasiler gazetecilere gerek bile duymuyor. Çünkü kitle iletişimi araçları çok gelişti. Halka ulaşmak için değişik yöntemler kullanabiliyor'' diye konuştu.
Avrupa'nın birçok ülkesinde gazetecilerin istihdam edilmesinde ve sendikal haklarının kazanmasında ciddi sıkıntılar yaşandığını anlatan König, ''İsveç'te gazetecilerin sendikalaşma oranı yüzde 90-95'lere ulaşmış durumda. Ama bütün ülkelerde böyle değil'' dedi.
Türkiye'nin de sendikalaşma ve örgütlenme konularında alması gereken önemli aşamalar olduğunu anlatan König, özellikle sendikalaşmanın önündeki siyasi engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi.
Türk-İş Genel Sekreteri Türkel
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Sekreteri Mustafa Türkel de Türkiye'de örgütlenme önünde önemli engeller bulunduğunu anlatarak, sendika olarak gazetecilerin örgütlenme sorunlarıyla her zaman yakından ilgilendiklerini belirtti.
Gazeteciliğin maden işçilerinden sonra en ağır çalışma koşullarına sahip bir meslek grubu olduğunu söyleyen Türkel, Türkiye'de sendikalaşmanın önündeki en büyük engelin siyasi olduğunu savundu.
Türkel, sendikalaşmanın önündeki her türlü antidemokratik engelin kaldırılmasını gerektiğini dile getirdi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç de cemiyet olarak Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü alanında önemli çalışmalar yaptıklarını belirterek, Türkiye'nin basın ve ifade özgürlüğü alanındaki durumunun hiç de iç açıcı olmadığını savundu.
Erinç, dileğinin, Türkiye'nin ifade özgürlüğü konusunda hak ettiği konuma gelmesi olduğunu vurguladı.
Çok sayıda gazetecinin katıldığı konferans, yarın yapılacak oturumların ardından sona erecek.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!