TÜBA Olayı ve İstifa Kurumu!
Ağustos ayının son günlerinde hükümetin yangından mal kaçırır gibi çıkardığı kanun hükmünde kararname (KHK) ve bu kararnamenin 27 Ağustos 2011’de Resmi Gazete’de yayımlanması ile Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) yapısı değiştiriliverdi! Bundan sonra üyelerinin 1/3’ünü hükümet, 1/3’ünü YÖK, geri kalanını da bilim kurulu atayacak. Amaç belli! Bundan önceki uygulamalarda olduğu gibi, iktidarın bu kurumu da ele geçirmesini, bilimsellikten uzaklaştırılmasını, yandaşları ile doldurmasını, kendi istekleri doğrultusunda çalışmasını sağlamak.
TÜBA üyeleri bu gelişme karşısında tutumlarını belirlemek için toplanmışlar; değişik alternatifler ortaya konulmuş. Bunlardan biri de akademi üyelerinin hemen istifa etmesiymiş.
İnsanlar çok zaman çalıştıkları kurumda, kuruma veya kurum çalışanlarının çıkarlarına ters düşen, etik olmayan, özellikle kendilerini insani bakımdan rahatsız eden durumlarda çalışmaya zorlanabilirler. Üstelik bunlara karşı koymaları, istenilen davranışlara uymamaları da mümkün olmayabilir. Bu durumda o kurumda kalması, işine devam etmesi, kendi için önemli olan değerlerini, kendisine olan saygısını kaybetmesine neden olabilir. Bu durumda yapılacak tek şey kalır: İstifa etmek! Yani istifa, edene saygınlık kazandıran bir kurumdur. Fakat ne yazık ki, kendisini bu saygın davranışa iten güç için büyük bir kazançtır, kazanılmış bir zaferdir, hatta gurur nedenidir.
Çok yakın bir tarihte böyle bir istifanın bir örneği yaşandı bu ülkede. Ülke için çok önemli bir kurumda, TSK’de aynı anda en üst düzeydeki komutanlardan dört istifa!
Ağustos ayı içinde iktidarın istekleri ile ters düşen, bunların uygulanmasını kurumları ve kendileri için etik dışı ve küçültücü buldukları için dört komutan istifa etti. Kendileri açısından onurlu bir davranışta bulundular. Haksızlıklara boyun eğmiş olmanın ezikliğinden kurtardılar kendilerini.
Peki, onları bu istifaya iten iktidar ne yaptı? Ellerini ovuştura ovuştura, “güle güle” dedi ve onlara yaptıramadıklarını rahatlıkla yaptırabileceği birini buluverdi. Daha sonra yaşananlar henüz belleklerde. Milletvekillerinden bakanlara, Başbakan’dan Cumhurbaşkanı’na hepsinin yüzlerinde güller açtı, zaferlerinin mutluluğunu doya doya yaşadılar ve yaşıyorlar. Hatta karşı tarafa istifa kurumunun saygınlığını yaşatmamak için, kamuoyuna bunun istifa değil, emeklilik talebi olduğunu bile söylediler.
Kısaca, bu en yakın tarihte yaşanılan olay dört kişiye saygınlık yaşattı, ama bir gruba da zafer sarhoşluğu!..
Kendimi TÜBA üyelerinin yerine koyduğumda, hiç kuşkusuz ve de tereddütsüz istifa yanlılarının yanında olurum. Sonrasında huzurlu olmayacağımı, hatta kendimi suçlayacağımı bilmeme karşın! Çünkü bir bilim insanı olarak bilimsel bir kuruluşa siyasetin böylesine müdahalesi, akılla, bilimle, çağdaşlıkla, hatta insanlıkla bağdaşmaz, fakat bir bilim insanının böyle bir duruma izin vermemesi, engellemek için mücadele etmesi gerektiği de işin bir başka yanı. İşte bu başka yan, istifadan sonra insanı huzursuz edebilir, kendini savaştan kaçan bir korkak gibi hissettirebilir.
Ancak çarpışan kuvvetler arasında eşitlik yoksa, bir taraf eline KHK gibi bir silah geçirmişse, karşı taraf için savaşma olanağı ortadan kalkmış demektir.
TÜBA üyelerinin en doğru kararı vereceklerine inanarak kendilerine içtenlikle kolaylıklar diliyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama