Tuncay Özkan salondan çıkarıldı

Ergenekon davasında dinlenilen gizli tanık ''Kurşun"a sorular yönelten Tuncay Özkan duruşma salonundan çıkartıldı. Duruşmada gazeteci Celal Kazdağlı da tanık olarak dinlendi.

Tuncay Özkan salondan çıkarıldı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.08.2012 - 12:12

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, gazeteci Can Dündar ile 1996 yılında ''40 dakika'' programını yapan, 1997 yılında da Ergenekon adlı kitabı hazırlayan emekli gazeteci Celal Kazdağlı tanık olarak dinlenildi.

Kazdağlı, 1996 yılında Susurluk kazası olmadan önce Show TV'de Can Dündar ile ''40 dakika'' adlı programı hazırladıklarını belirterek, kaza nedeniyle bu konunun üzerine yoğunlaştıklarını, geçmişe dönük araştırmalar yaptıklarını, daha sonra bu çalışmaları ''Ergenekon'' kitabında topladıklarını kaydetti.

Kitapta, mahkemelerdeki bilgi ve belgeler, iddianameler, olaylara tanık olanların ifadeleri, yaptıkları röportajlara yer verdiklerini dile getiren Kazdağlı, araştırmaları sonucu, Türkiye'de 1950'li yıllardan sonra bir örgütlenmenin olduğu, devlet içinde yasal olmayan gizli bir yapının bulunduğu, bu yapının da devlet içindeki bir takım unsurlar tarafından korunduğu bilgilerine ulaştıklarını söyledi.

Kazdağlı, ''Buradaki yapılanma ile oradaki bazı olaylar arasında illiyet bağı kurulmuş. Çoğunda da bu bağ yoktur. O yapılanmanın buradakilerle (sanıklarla) ne bağı olduğu sizin çalışmalarınızla ortaya çıkacak. Bu dava bizim araştırdığımız konunun, yapının devamı gibi gözüküyor. Kişilerle bağını, bilemeyiz. Bir üst yapı olduğu, ortaya çıkıyor. Böyle bir gerçekliğin bu mahkemede olanlarla ilgisi olup olmadığını, sizler ortaya çıkaracaksınız'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin ''Bu yapının Susurluk kazasıyla bağlantısı var mı?'' sorusunu yönelttiği Kazdağlı, ''Yapının Susurluk kazasıyla bağlantısının en önemli ismi Abdullah Çatlı'dır. 1980 öncesi birçok olaya karışmış, 7 TİP'linin öldürülmesi ve 12 Eylül sürecinde kimlik değiştirerek, pek çok eyleme katılmıştır. O yapı ile bağ kurduk. 'Evet böyle bir şey olabilir' noktasına geldik'' yanıtını verdi.

Kazdağlı, araştırmaları sonucunda bir tespit yapmayıp, duyduklarını aktardıklarını dile getirdi.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in soruları üzerine de Kazdağlı, ''40 dakika'' programını hazırlarken tutuksuz sanıklardan Erol Mütercimler ile de röportaj yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:

''1978'de öğrenci olaylarının içinde bulunmuş. Bu süreçten sonra, araştırmalar yapmış, Susurluk'tan sonra da kamuoyunda bilgi ve deneyimlerini aktarıyordu. Bu nedenle biz de telefonunu ve adresini bulup görüştük. Mütercimler, Tümgeneral Memduh Ünlütürk ile görüştüğünü söyledi. Ünlütürk'ün 'Meclis'in, hükümetlerin ve Genelkurmay'ın üzerinde bir yapı olduğunu, bunun devleti yönettiğini söylediğini aktardı. Ünlütürk, kendisinin de bu yapının içinde olduğunu ifade etmiş.''

Pekgüzel'in ''Erol Mütercimler'in '1980 darbesi oldu, bu örgüt bitti' diye bir beyanı oldu. Mütercimler bu örgütün tasfiye edildiğine dair size bir şey söyledi mi?'' sorusuna Kazdağlı, ''Hatırlamıyorum. Olsaydı yayınlardık'' yanıtını verdi.

''Ergenekon'' kitabını okuduğunu belirten Pekgüzel'in, ''Kitapta örgütün sağ, ülkücü bölümlerine yer verildiği gördüm. Sol, radikal grupların ise bu yapının içinde olabileceği yönünde araştırmalarınız oldu mu?'' şeklindeki sorusunu, Kazdağlı, ''O şekilde duyumlarımız vardı. Ünlütürk'ün de açıklamasından sonra bunun sol kanadının da olabileceğini düşündük. Ancak, zaman yetmedi'' şeklinde yanıtladı.


Suçlananlar tepki göstermedi

Kazdağlı, kitap çıktıktan sonra, haklarında suçlamalar yapılan, iddialara yer verilen kişilerin hiçbirinden tepki almadıklarını, tehdit edilmediklerini söyledi.

Merhum Başbakan Bülent Ecevit ile de röportaj yaptıklarını ifade eden Kazdağlı, ''Ecevit, bu yapının adının 'Ergenekon' olup olmadığını bilmediğini, ama böyle bir yapının olduğunu söyledi'' dedi.

Kazdağlı, Pekgüzel'in ''Sizin yayınlarınızda tespit ettiğiniz yapının amacı neydi?'' sorusunu, ''Devleti illegal yollarla kendi çıkarları doğrultusunda kullanma amacı güden'' diye yanıtladı.

Pekgüzel'in ''Örgütün darbeye zemin hazırlamak gibi bir çalışması bulunuyor mu?'' sorusuna Kazdağlı, ''Olaylardan öyle anlaşılıyor'' yanıtını verdi.

Tutuklu sanıklardan Erkan Önsel'in yazılı ilettiği ''Birlikte yayın yaptığınız Can Dündar 'Bizim araştırdığımız 'Ergenekon' ile buradaki sanıklar arasında bir ilişki yok' sözlerini sarf etmişti. Siz Can Dündar ile farklı ifadeler kullanıyorsunuz. Bu çelişkiyi açıklar mısınız?'' sorusu üzerine Kazdağlı, Can Dündar ile bu konuda görüşlerinin ayrıldığını söyledi.

Kazdağlı, ''Biz çalışmalarımızda 'Ergenekon'un sadece ülkücü ayağı üzerinde çalışmalar yapabilmiştik. Ancak bu yapının solcu, farklı gruplardan da üyeleri bulunduğu duyumlarını almıştık'' diye konuştu.

Başkan Özese'nin ifadelerinize ekleyeceği bir şey olup olmadığını sorduğu Kazdağlı, ''Biz yıllarca 'Ergenekon' üyelerinin ortaya çıkarılmasını istiyorduk. Size çalışmalarınızda başarılar diliyorum'' dedi.

 

Gizli tanık ''Kurşun''dan fişleme iddiası

Davada dinlenilen gizli tanık ''Kurşun'', Kırıkkale'de jandarmaya haber elemanı olarak çalışırken 2004-2006 yılları arasında cemaat ve tarikat içindekileri, misyonerlik faaliyeti yürütenleri, başörtülü öğretmen ve memurları fişlediklerini iddia etti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sesi ve görüntüsü bozuk olarak salona yansıtılan gizli tanık, 1970'li yıllarda Kırıkkale'de sosyalist gruplarla birlikte faaliyet gösterdiğini belirterek, 2004 yılında İşçi Partisi Kırıkkale örgütüne üye olduğunu söyledi.
Gizli tanık, jandarmaya haber elemanı olarak çalıştığını ifade ederek, cemaat ve tarikat içindekilerle başörtülü öğretmen ve memurlar ile misyonerlik faaliyeti yapanları fişlediklerini öne sürdü.

Haber elemanı olarak çalışırken kendisine kimlik verilmediğini ancak para aldığını bildiren gizli tanık, 2004-2006 yılları arasında fişledikleri kişileri jandarma Astsubay Mustafa Koç'a ilettiğini ve bunların rapor haline getirildiğini aktardı.

Gizli tanık, Kırıkkale CHP il binasını üs olarak kullandıklarını öne sürerek, ''CHP'de oturup çay demliyorduk. Bilgileri el yazısıyla yazıp Mustafa Koç'a veriyordum'' dedi.

Tutuklu sanıklardan Türk Metal Sendikası eski Genel Başkanı Mustafa Özbek'in de İşçi Partisi'nin düzenlediği bazı mitinglere sponsor olduğunu söyleyen gizli tanık, şöyle devam etti:

''Özbek, sendikayı kendi babasının çiftliği gibi kullanıyordu. Cumhuriyet mitinglerinden sonra Perinçek 'Diyarbakır'da da refleks göstermeliyiz' diyerek, kardeşlik adı altında miting düzenledi. Otobüs paralarını Özbek'in karşıladığını söylemişlerdi.''

Gizli tanık, savcı Zekeriya Öz'e ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüttüğü sırada önce ihbar mektubu gönderdiğini, ardından da savcılığa giderek kendi isteğiyle ifade verdiğini anlattı.


Tuncay Özkan salondan çıkarıldı

Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, gizli tanığa salondaki ekrana fotoğrafları yansıtılan tutuklu sanıkları tanıyıp tanımadığını sordu.

Gizli tanık, sanıklardan Tuncay Özkan'ı Cumhuriyet mitinglerinden tanıdığını söyledi.
Özkan'ın ''Yüz yüze görüştük mü?'' sorusu üzerine Başkan Özese, Özkan'ın tanığa müdahale etmemesini istedi. Özkan'ın oturduğu yerden sorusunu tekrarlaması üzerine, Başkan Özese, Özkan'ı salondan dışarıya çıkarttı.

Tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi Erkan Önsel de, gizli tanığın ifadelerine müdahale edince salondan çıkarıldı.

Tutuklu sanıklardan Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun kızı ve avukatı Nazlı Çubuklu'nun ''Böyle yargılama olmaz. Sizin yaptığınız yargılama ancak bu kadar olur. Hakkınız yok'' diye bağırması üzerine Başkan Özese, avukat Çubuklu'nun dışarı çıkarılmasını istedi.

Nazlı Çubuklu, ''Siz çıkarmadınız, ben çıkıyorum'' diye bağırarak, salondan ayrıldı.

Hıfzı Çubuklu ise ''İnsanı tahrik ediyorsunuz'' diye tepki gösterdi.

Duruşma, gizli tanığın beyanlarının alınmasının ardından yarına ertelendi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler