"Türk bilişim sektörü Mısır'a yönelmeli"

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, Mısır gibi ülkelere bankacılık teknolojisini Türkiye'nin satması gerektiğini belirterek, ''Türk bilişim sektörünün mutlaka bu coğrafyaya dönmesi gerekiyor ve şu anda Türk yatırımcılar da orada'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.10.2010 - 11:14

Özince, Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Bilişim Zirvesi'10'un ikinci gününde gerçekleştirilen ''Finans'' oturumunda yaptığı konuşmada, finans dünyasının bilişim açısından bir kaldıraç olabileceğine işaret ederek, bu kapsamda İstanbul finans merkezi (İFM) projesinin oynayabileceği rol hakkında bilgi verdi.

İFM projesi için Türkiye'nin gerekli unsurların büyük çoğunluğuna sahip olduğunu, siyasi kararlılığın da bulunduğunu, ancak siyasi kararlılık konusunda finans sektörü olarak bi rşey yapmadıklarını ifade eden Özince, ''Kapasitemizin bize neler yaptırabileceğini biliyoruz da 'fren yapacağımız zaman frenler tutacak mı' konusunda korkuyoruz. Şu anda Türkiye'nin büyümesiyle ilgili kaygılarımız da biraz ondan'' diye konuştu.

Türkiye'deki güçlü finans sektörünün en önemli gücünün karından değil sermayesinden kaynaklandığını, 2000 yılında 10,7 milyar dolar sermaye ile bunun 10 katı aktif çevirirken, şimdi 74 milyar dolarlık sermayeye göre düşük bir aktif büyüklüğüne sahip olunduğunu, bankaların reel sektörle iş yapma kapasitesinin çok yüksek olduğunu kaydeden Özince, finans sektörünün bilişime son dönemde 2,5-3 milyar dolar civarında yatırım yaptığının söylenebileceğini ifade etti.

1998 yılından bu yana yabancı yatırımcı ile görüştüklerini söyleyen Özince, ''Başımızın etini yediler; 'Bankanız şube açıyor. Şube açmak verimsizdir' diye. Bugün bankalar koşarak şube açıyor hem de en açılmaz yerlerde. Geçmişte yabancı bir bankanın yetkilileri, burada banka devralırken, 'Silopi'deki şubeyi kapatmayı düşünüyoruz' dediler. Bankalar Birliği Başkanı olarak ben de dedim ki, 'Lütfen kapatmayın, orada ciddi sınır ticareti var'. Sonra bankacı olarak da 'Kapatırsanız da bütün işleri biz yaparız' dedim'' diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa, Van gibi şehirlere yaptığı ziyaretlerde ciddi bankacılık ihtiyacı gördüğünü dile getiren Özince, ''Bunu küçümsemenin imkanı yok. Şanlıurfa'da bana gelen talep şu: 15 yaşında girişimci,5-10 liraya oyun yazılımları satıyor, üç kişi çalıştırıyor. 'İnternet havalesi ucuz, 1 lira. Bankamatik havalesi pahalı. 5 liralık mal satıyorum, 3 lira masraf alıyorsunuz' diyor. Şimdi şirket bazında masraflarını indireceğiz'' ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin mukayeseli üstünlük geliştireceği alanlardan birinin bilişim olduğuna işaret eden Özince, Türkiye'nin, bölgesinde İran, Irak, Suriye gibi ülkelere bankacılık teknolojisini satabileceğini belirtti. Özince, ''Mısır'a kim satacak bankacılık teknolojisini? Kesinlikle biz satmalıyız. Onlar için de daha iyi fırsat olamaz çünkü kültür benziyor, tasarruf alışkanlığı var. Türk bilişim sektörünün mutlaka bu coğrafyaya dönmesi gerekiyor ve şu anda Türk yatırımcılar da orada. Geçenlerde Kahire'de İş Bankası temsilciliği açtık. 200 Türk firması geldi'' diye konuştu.
 

''Türkiye yatırım yapılabilir ülke klasmanında olmalı"

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özince, gazetelerde yer alan ''İş Bankası'nın 50 milyon dolar karşılığında Rusya'da bulunan Bank Sofia'yı satın alacağı'' haberlerine ilişkin olarak, ''Henüz böyle bir şey yok. Banka alımıyla ilgili öteden beri çalışmalarımız olduğunu söylüyoruz. Çeşitli alternatifler üzerinde görüşüyoruz ama henüz bir deal (anlaşma) kapatma söz konusu değil. Belki de karşı taraf söylemiştir. Satmak istiyordur, inşallah olur'' değerlendirmesinde bulundu.
Moody's'in Türkiye'nin not görünümünü durağandan pozitife çevirmesine ilişkin olarak ise Özince, ''Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke seviyesine gelmesi yetmez' derim. Türkiye'nin hiç tereddütsüz yatırım yapılabilir ülke kategorisine gelmesi lazım. Bunun Türkiye'nin hakkı olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar siyasi nedenler ileri sürülüyordu. Hangi siyasi nedense, bunu açık tarif etsin o notu siyasi nedenle kıranlar. Kendi demokratik ortamımızda konuştuğumuz konuları kendileri açısından problem görüyorlarsa, neye istinaden görüyorlar?'' şeklinde konuştu.

Moody's'e yönelik bu konularda ağırkanlı olduğu eleştirileri konusunda ise Özince, ''Ağırkanlı olmak kimi ülkelerin notunu düşürmek açısından ağır kalınmasının da nedeni oluyor, ki bence finans piyasalarında ağır olmamak gerekiyor. Ben şu anda Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke klasmanında olması gerektiğini düşünüyorum'' dedi.
 

''Gün bugün, fırsat bugün..."

Sermaye Piyasaları Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray ise, İstanbul Finans Merkezi projesinin bilişim dünyasını çok yakından ilgilendiren kısımları bulunduğunu belirterek, dünya yeni finansal düzene giderken, devletlerin ve düzenleyici otoritelerin teknolojiyi izlemekte geride kaldığını ve teknolojinin öngördüğü uyum hızını yakalayamadığını ifade etti.

Akgiray, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'deki bankacılarımızın aktif büyüklüğü beş misline çıkarsa, Avrupa'dakileri yakalayacağız. İMKB 5 misline çıkarsa dünya, 6 misline çıkarsa Avrupa ortalamasına ulaşacağız. Demek ki finans sektörümüzün büyüme potansiyeli var. Şu anda sermaye gidecek güvenli liman arıyor. Türkiye'nin büyük ekonomisi var, siyasi istikrarı var, finans piyasalarının büyüme potansiyeli var ve sağlam altyapısı var. Gün bugün, fırsat bugün ama hızlı değerlendirmek lazım. Onun için de teknolojiyi akıllı kullanmak lazım. Şimdi bir sıçrama yapma zamanı.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon