Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı'ndan açıklama
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı İsmet Kasapoğlu, ''Türkiye'nin, birçok avantajına karşı bor madeninden aldığı payın yüzde 30 olması başarısızlıktır'' dedi.
Madencilik Sektöründeki Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu başkanlığında toplandı.
Komisyona bilgi veren İsmet Kasapoğlu, Türkiye'nin, dünyadaki bor rezervinin yüzde 70'ine sahip olduğunun söylendiğini, aslında bu oranın yüzde 90-95'i bulduğunu ifade etti. Türkiye'de, bor madeninden elde edilen ilk ürünün maliyetinin 18-20 dolar arasında bulunduğunu, ABD'de bu maliyetin 60 dolara kadar çıktığını anlatan Kasapoğlu, bunun önemli bir avantaj olduğunu dile getirdi.
Kasapoğlu, Türkiye'nin bor madeni konusunda bu kadar avantaja sahip bulunmasına rağmen, dünyada bu madenden yüzde 30 pay almasının, bir başarısızlık örneği olduğunu kaydetti. Kamulaştırma nedeniyle şirketlerin bor madeni üretimi dışında kaldığını belirten Kasapoğlu, ''Herhangi bir işadamı bu işte olsaydı, dünyada bor pazarının tek hakimi olurdu'' dedi.
Siyanürlü altın üretimi konusuna da değinen Kasapoğlu, bu alanda çok az ve kanserojen olmayan siyanür bileşimi kullanıldığını, ancak madencilik konusunda bilgi kirliliğinden dolayı bunun tehlike olarak algılandığını söyledi. Kasapoğlu, Yalova'da bir iplik tesisisin yılda 135 bin ton kanserojen içeriği olan siyanür kullanıldığını savundu.
''Davalar olumsuz etkiliyor"
Altın Madencileri Derneği Başkanı Ümit Akdur da altın arama işinin uzun ve zor bir süreç olduğunu, bu süreçte, özellikle açılan davaların sektörü olumsuz etkilediğini ifade etti.
Akdur, kamuoyunun, altın arama ya da madencilik konusunda yeterli bilgisi bulunmadığını, bu nedenle madenciliğin zararlı bir sektör olduğu kanaatini taşıdığını kaydetti.
Türkiye'de 6 bin 500 ton altın rezervi potansiyeli bulunduğuna dikkati çeken Akdur, bunun değerinin 200 milyar dolar olduğunu söyledi. Akdur, katma değeri ile birlikte hesaplandığında, değeri 1 trilyon dolara kadar çıkabilecek bu rezervlerin bulunması için arama çalışmalarının yapılmasının şart olduğunu ifade etti.
Altın arama çalışmalarının Türkiye'de çok az olduğunu, bu alanda yatırım yapılmadığını, mevcut girişimlerin de açılan davalarla engellendiğini bildiren Akdur, bu nedenle Türkiye'nin yılda ortalama 230 ton altın ithal ettiğini ve karşılığında 6-7 milyar dolara ödediğini söyledi.
''Ruhsat çok arama yok"
Altın Madencileri Derneği Genel Koordinatörü Muhterem Köse de Türkiye'nin, dünyada en fazla maden ruhsatının bulunduğu, ancak buna rağmen maden arama konusunda en az paranın harcandığı ülke olduğunu ifade etti. Köse, 34 bin maden ruhsatının bulunduğu Türkiye'de, arama için harcanan paranın 150-200 milyon dolarla sınırlı kaldığını belirtti. Bazı bürokratik işlemler ve açılan davalar nedeniyle Türkiye'de yeraltı kaynaklarının artık kullanılamaz hale geldiğini kaydeden Köse, ''Türkiye'de büyük projelerin hepsi davalık'' dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı