Türkiye Suriye savaşında yalnız kalır
Eğer Türkiye Suriye ile bir savaşa girerse bunu yalnız başına yapmak zorunda kalacak.
Türk medyasına bakarsanız Türkiye yarın savaşa gidiyor sanabilirsiniz. Suriye sınırına askeri unsurların yığıldığı Suriye’nin sınıra yakın bölgelerde operasyon yaptığı gibi yüzlerce haber hergün yüzümüzde patlıyor. Bu haberlerin ne kadarının hükümetin fişfiklemesiyle ne kadarının medyanın felaket tellallığı ile alakası var bilmek zor. Ancak bilinmesi gereken tek ve en önemli şey eğer Türkiye Suriye ile bir savaşa girerse yalnız başına girecek. Yani arkasında ne NATO, ne BM, ne AB, ne de model ortaklık idolü ABD olacak.
Geçen hafta Brüksel’de yapılan NATO toplantısında Suriye’ye katı bir kınamadan başka bir şey çıkmadı. AB Suriye’ye daha önce onaltıncı kez yaptığı gibi ekonomik yaptırımlar getirdi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un görüşmediği kimse, BM eski Genel Sekreteri Suriye Özel temsilcisi Kofi Annan’ın aşındırmadığı kapı kalmadı. Türk medyası ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un bir Türk jetinin Suriye tarafından vurulmasına “çok kızdığını” falan yazdı. Buna karşılık ABD medyası Türk jetinin Suriye üstünde casusluk göreviyle uçtuğu hatta Türk hükümetinin açıklamalarının aksine Suriye hava sahası içinde vurulduğu yönünde haberler yapıyor. ABD yönetimi Türkiye’nin “itidalli” tavrını açıkça överken bizim kendi kendimize savaş çığırtkanlığı yapmamız oldukça komik kaçıyor.
ABD Başkanı Barack Obama kendisi için son derece önemli bir seçim dönemi geçiriyor. Değil Ortadoğu’da yeni bir cephe açmak, Obama Kongre ve ABD halkının desteği olmadan banyoya bile gidemeyecek durumda. Ekonomik krizin boğazına çöktüğü Amerikan halkı yeni bir başkan süprizi bile yapabilir. Böylesi kritik bir durumda Obama çıkıp da “Suriye’ye demokrasi” sloganıyla milyarca dolarlık savaş bütçesi istemeyi rüyasında bile göremez. Üstelik İran’a saldırmak için can atan İsrail lobisini sakinleştirmek için ter dökerken. Obama Libya’ya yönelik NATO müdahalesi için bile Başkanlık Emri denen bir yöntem kullanmış bunu Kongre’ye götürmemişti. Uluslararası uzlaşı olmasına karşın bu mesele Obama’nın başını içeride oldukça ağrıtmıştı.
Şimdi ise koşullar çok farklı. Rusya, Çin ve İran Suriye’de buna benzer bir müdahaleye büyük tepki verecektir. Öte yandan tüm Batı ülkeleri müdahale ya da en azından havadan bir operasyon için “Lütfen önden siz buyrun” havasında. Türkiye’nin elini ateşe sokması diğer ülkeleri siyasi olarak rahatlatacak. Ancak kimse bir iki uçak, biraz insani yardım, birkaç istihbarat bilgisi dışında Türkiye’ye adamakıllı yardım etmeyecektir. Suriye sınırından geçen Türk askeri arkasında büyük bir boşluk dışında birşey görmeyebilir.
Bu durumda en gerekli yaklaşım gerçekçi ve akılcı bir politika olacaktır. Uçak düşürülmesi olayından sonra Türkiye’nin eli Suriye karşısında güçlendi. Türkiye sınırda bir horoz yarışına gireceğine savaşa girmeden kendi güvenlik çıkarlarımı nasıl korurum diye bakmalıdır. Böylesi bir savaş bize büyük can bedeli, altından kalkılmayacak mali bir borç, sınır bölgemizde etnik ve sosyal çeşitli çatışma ve karmaşa, başarısızlıkla sonuçlanması durumunda ise itibar kaybı anlamına gelecek. Herşey en iyi biçimde hesaplanmalı ve politikalar derhal yaşama geçirilmeli. Aksi durumda kendimizi yıllarca sürecek bir kabusun ortasında bulabiliriz.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Emekliye iyi haber yok!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev