"Türkiye umarız Rusya olmaz"

Washington Post-Newsweek grubunun saygın dış politika, diplomasi ve strateji dergisi Foreign Policy'de, Doğan Yayın Holding'e kesilen cezayı ele alan bir makale yayımlandı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.10.2009 - 10:20

Foreign Policy'de yer alan makalede, AKP'nin kendi varoluşunu demokratik açıdan destekleyen, hakkında açılan davaya karşı çıkan basın organlarına yönelik tutumunun "sinir bozucu" olduğu belirtildi ve "Türkiye AKP'nin Rusya uygulamalarını taklit etmeye çalışmasıyla son derece reel bir Rusyalaşma riskiyle karşı karşıyadır" denildi.

Foreign Policy, Doğan Yayın'a vergiyle ilgili olarak kesildiği belirtilen cezanın Türkiye'yi "Rusyalaştırma" tehlikesi bulunduğunu yazdı. Dergide, "AKP iktidara yedi yıl önce geldi ve AB'ye katılım hedefini izleyeceği sözü verdi. Türkiye'yi izleyenler partinin İslamcı şeceresini değiştirmesini ve demokratik, batı yandaşı duruşunu kutladı. Ancak AKP hemen sonra AB'ye katılımın kendi halk desteğini aşındıracak reformlar gerektirdiğinin farkına vardı. Çoğunlukçu demokrasi perspektifinden yana bir tavır aldı, aldığı vekaleti beyaz bir sayfa olarak tercüme etti ve denge-fren mekanizmalarına aldırmadı, aynı görüşte olmayanların üzerine gitmeye başladı. Bugün AKP bir kavşakta bulunuyor: Bu yol Türkiye'yi ya Avrupa'ya, ya da Rusya'ya götürecek. İkincisi olacağını umalım" denildi.


Ya Doğan 'iş dışı' kalacak ya da yöneticiler sadakat için and içecek

"Sorun 2008'de Hürriyet ve Milliyet gibi Doğan Yayın gazetelerinin Almanya'da skandal bir davayı yayımlamasıyla başladı. Alman hükümeti illegal para dağıttığı için bir Türk-Alman hayır kuruluşunun, medya denetiminden sorumlu çalışanlarını yargılamıştı.

Yargılananlar içinde bir üst düzey AKP bürokratının da bulunması ihtimali bulunuyordu. Gazeteler Alman yargısının İslamcı yardım örgütünü suçlu bulduğu haberlerine yer verdi. AKP'nin hakkında girişimde bulunmayı reddettiği bürokrat ise görevinden kendiliğinden ayrıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Milliyet gazetesinin yayınlarına karşı, gazetenin yayınının partisini lekeleme amacı taşıdığını söyledi, bir medya terörü yapıldığını belirtti ve Türkleri Doğan Yayın gazetelerini protesto etmeye çağırdı. Türk yetkililer aynı anda şirkete bir vergi savaşı açtılar ve hükümetin atadığı vergi kolluğu, Doğan Yayın'ın bağlı bulunduğu grubun kısmi sahibi Aydın Doğan hakkında bir yıl sürecek özel bir denetime başladı.

Yetkililer bir Alman şirketine 570 milyon dolarlık satış üzerinden yeterli vergi ödenmediği suçlamasında bulundular. Suçlamalar uygun olmayan iş anlaşmalarına ilişkin ek iddialarla büyüdü ve ceza tüm şirketin toplam piyasa değerinden fazlasına ulaştı. AKP'nin nihai oyunu açık: Doğan yayın ya işin dışına çıkacak ya da grubun yöneticisi AKP'ye sadakat için and içecek. Türk kaynakları AKP'nin Doğan'a "düşman" olarak ilan ettiği bir gazeteciler listesi gönderdiği, müsamaha gösterilmesi karşılığında onları işten atıp atmayacağını sorduğunu söylüyorlar."

Bu gibi davranışların rahatsız edici olmakla birlikte "beklenmedik" sayılamayacağı kaydedilen yazıda hükümet için şu ağır iddiada bulunuldu:
"AKP 2002'de iktidara geldikten bu yana bağımsız medya örgütlerinin haczedilmesi ve parti destekçilerine satılması için yasal boşluklardan yararlanmış, basının görünümünü değiştirmiştir.

2002 yılında AKP yanlısı iş dünyası Türkiye'nin medya organlarının yüzde 20'sinden azına sahipti. Bugün hükümet yanlısı partizanlar yarısı civarına sahipler."


Rusya'da 26 bin gazete var, bağımsızların sayısı tek haneli

Yazıda Doğan bu "savaşı" kazanmadıkça, Türkiye'de AKP ve medya arasındaki ilişkinin Rusya'daki ilişkiyi andıracağı, Erdoğan'ın yakın arkadaşı Vladimir Putin'in ülkesinde hemen hemen tüm medya organlarını kontrol ettiği ve hükümet yanlısı işverenlerin bulunduğu bir devleti yönettiği iddia edildi.

26 bin gazete, 16 bin dergi, bin 400 radyo ve 2 bin 200 televizyonun bulunduğu Rusya'da bağımsız medya organı sayısının tek haneli rakamlarla ifade edildiği kaydedilen yazıda, "Rus yetkililer yayın bürolarına uydurma bahanelerle düzenli olarak baskınlar düzenliyor ve gazetecileri tutukluyorlar. Bazen bu da yetmiyor: Rus muhalefetinin bayrak gemisi Novaya Gazeta, son sekiz yılda dört mensubunu esrarlı biçimde kaybetti" ifadesi yer aldı. Foreign Policy dergisi şöyle devam etti:
"Türkiye bu açıdan, AKP'nin Birleşik Rusya uygulamalarını taklit etmeye çalışmasıyla son derece reel bir Rusyalaşma riskiyle karşı karşıyadır. Bu Türk medyası, geçmişteki laik hükümetler ve İslamcılık üzerinde siyasi spazmın oluşturduğu zor durumun atlatılmasında yardımcı olduğundan dolayı özellikle sinir bozucu. Örneğin 2008'de mahkeme, bazı 'anti -demokratik' ve laiklik karşıtı uygulamalarına bağlı olarak AKP'nin varoluş hakkını sorgulamıştı. Düzenli olarak AKP'ye vuran basın organları bile bu gibi isnadlar için partinin varolma hakkını ve demokratik sürecin bir parçası olmasını destekledi.
Şimdi Türkiye gerçek bir zorlukla karşı karşıya. Eğer ülke medyası bağımsızlığını kaybederse bu Türk demokrasisinin kredibilitesini aşındıracak. Medya 'özgür' olmaya devam edecek ancak hükümet bağımsızlığını kontrol edecek, onu tamamen körü körüne itaat etmeye yakın hale gelmeye zorlayacak. Küçük, bağımsız yayın organları yaşayabilecek ancak ana siyasi muhalefet fiilen kısırlaştırılacak ve Türkiye yaşamsal 'denge ve fren' mekanizmasını kaybedecek.

FP, yazıyı kaleme alan Soner Çağatay'ın ünlü düşünce ve araştırma kuruluşu Washington Institute'ta Türkiye Araştırma Birimi Başkanı olduğu ve zaman zaman Doğan Yayın grubuna ait gazetelerde makaleler kaleme aldığını kaydetti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler