'Türkiye'de mezhep çatışması yaşanabilir'

Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CNN TÜRK'te yayınlanan 'Tarafsız Bölge'programında Gazeteci Ahmet Hakan'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Baykal, uygulanan yanlış dış politika nedeniyle Türkiye'nin mezhep çatışmasının bir parçası haline getirildiğini belirterek, "Sıfır sorun ile yola çıktık. Şimdi Hizbullah ile kavga eder haldeyiz. Allah göstermesin, Samandağ'da yarın bomba patlasa ne olacağını bilmiyoruz. Eminim hükümet de bu konunun farkındadır. Hertürlü önlemi alıyordur" dedi.
 

Ortadoğu'da yeni bir gerilim dönemi geliyor

DHA'nın haberine göre; Türkiye'nin savaşa sürüklendiğini savunan Baykal, "Ortadoğu krizinin içine sürüklenmekte olduğumuzu görüyoruz. Ortadoğu'da yeni bir gerilim dönemi geliyor. Daima gerilim vardır. Daha büyük gerilimler hazırlanıyor. Mezhep çatışmaları temel bir olay haline gelmeye başladı. Bu tablo içinde Türkiye, hiç gerekmediği halde, Ortadoğu'daki bu krizin bir parçası haline gelme tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Savaş Türkiye'ye geldi. Biz savaşa girmedik. Ama öyle bir politika izledik ki. O politika, savaşı Türkiye'ye çekmeye başladı. Öyle tavırlar takınıyorsunuz, öyle meydan okuyorsunuz ki, Reyhanlı'da yaşanan olayın bir boyutu budur" dedi.

"Esad da gidecek"

Esad rejiminin orta vadede sona ereceğini savunan Baykal, "Gitmez olur mu? Siyasette gitmeyecek yok. Esad da gidecek. Herkes gidecek. Kısa vadede olmayabilir ama orta vadede bu olabilir. Kendi halkına füze atanın, olayın bu boyuta gelmesine engel olamayan birisinin orada kalması mümkün değildir. Uzadıkça Türkiye'nin aleyhine olur. Çok risk aldık" diye konuştu.

Hizbullah ile kavga eder haldeyiz

Türkiye'de mezhep çatışmalarının yaşanabileceği endişesini dile getiren Baykal, "Mezhep çatışmasının bir parçası haline geliyoruz. Sıfır sorun ile yola çıktık. Şimdi Hizbullah ile kavga eder haldeyiz. Türkiye'de, tuzaklara düşmeme konusunda Maraş olayları, Sivas olayları gibi olaylarla deneyim, tecrübe kazanıldı. Hatay halkının Alevisiyle, Sünnisiyle takındığı tavır gerçekten olağanüstü olmuştur. Allah göstermesin, Samandağ'da yarın bomba patlasa ne olacağını bilmiyoruz. Eminim hükümet de bu konunun farkındadır. Hertürlü önlemi alıyordur" dedi.

Kılıçdaroğlu - Swoboda krizi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Esad'a benzetmesini değerlendirmesi istenen Baykal şöyle konuştu:

"Yapacağımız benzetmeleri Avrupa'dan'dan onay alarak mı yapacağız. Böyle bir şey olabilir mi? O aşırı bir benzetmedir dersin. Seni ilgilendirmez. Acil bir tavır takınma ihtiyacının hissedilmesi, siyasi nezakete de uygun olmayan bir davranış. Kabul etmiyorsan konuş söyle. Türk gazetecilerle konuşurken söylemiş. Erdoğan'ın bir demokrasi örneği kabul edilmesini kabul etmek mümkün değil. Esad'ınki zulüm ediyor. Savaşıyor."

Bebek katilinden meşru muhataba döndü

Çözüm sürecine de değinen Baykal, süreçle birlikte terör örgütünün meşrulaşmaya başladığını ileri sürerek, süreçte bir pürüz yaşanması halinde ağır bir tablonun ortaya çıkabileceğini dile getirdi. Baykal, "Silah bırakılmış değil. Silahtan kopmak lazım. Süreçten herkesin bir bekleyişi var. Olanları net olarak bilmiyoruz. PKK'ya ümit verilmiş. Onlar diyor ki söz almadık, söz vermedik. Terör ve Kürt sorunu iç içe geçmiş durumda. Terör örgütünü meşrulaştırmaya başladık. Herkesin ezberi bozuldu. Eli kanlı teröristler, senin siyasi muhatabın oluyor. Demecin Diyarbakır'da okunuyor. Bebek katilinden meşru muhataba döndü. O zaman bu kırılırsa, çok ağır bir tablo ortaya çıkar. Bu konuyla birlikte Anayasa sorunu gündeme geldi" diye konuştu.

Demirel'e başsağlığı

Yayın sırasında 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel'in vefat haberini öğrenen Baykal, vefattan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Allah rahmet eylesin" dedi.

Seçimleri kazanmalıyız

Yerel seçime yönelik ciddi bir çalışmanın içine girilmesi gerektiğini vurgulayan Baykal sözlerini şöyle tamamladı:

"Cumhuriyet Halk Partisi'ne önüne gelen vuruyor. Önüne gelen suçluyor. Mesela MHP'ye o kadar kolay vuramıyor. Bir bedeli, riski var. Bir iki gazeteci yapınca hemen özür diledi. Seçimleri kazanmak zorundayız. Çok ciddi bir çalışmanın içine girmeliyiz. Mustafa Sarıgül'ün CHP'den aday olup olmayacağına parti karar verir."