Türkiye'den Gazze'ye 50 milyon dolar

Gazze'nin yeniden imarına ilişkin uluslararası konferans Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde başladı. Konferansta bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin Gazze için bugüne kadar gerek devlet, gerekse özel kuruluşlar kanalıyla 43 milyon dolar yardım topladığını, bunun dışında 50 milyon dolar ek yardımda bulunacağını açıkladı.

Türkiye'den Gazze'ye 50 milyon dolar
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.03.2009 - 08:44

Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın temsil ettiği Gazze'nin yeniden imarına ilişkin uluslararası konferansın açılışını Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek yaptı. Mübarek, aralarında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton'ın da bulunduğu 45 kadar ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı konferansın açılış konuşmasında, İsrail ile Filistin arasında bir ateşkese ulaşmanın öncelikli olacağını ifade etti.

Hamas'ın temsilen kimsenin davet edilmediği konferansta bağışçılardan en az 2,8 milyar dolar toplanması planlanıyor.

 

Gazze'ye 50 milyon dolar

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin Gazze için bugüne kadar gerek devlet, gerekse özel kuruluşlar kanalıyla 43 milyon dolar yardım topladığını, bunun dışında 50 milyon dolar ek yardımda bulunacağını açıkladı.

Türkiye, bağımsız Filistin devletinin kurulması sürecine destek amacıyla 2007 yılında Paris'te yapılan bağışçı ülkeler toplantısında 150 milyon dolar taahhütte bulunmuştu.
Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen Gazze'ye yardım konferansında konuşan Babacan, "Geçtiğimiz günlerde Gazze'de büyük bir insanlık trajedisine şahit olduk. Sınır kapılarının açılmasını ve ablukaların kaldırılması gerekir. Şimdi yaraları sarma zamanı" dedi.

Türkiye'nin Mısır'ın bölgede barış ve istikrara yönelik katkılarına destek verdiğini belirten Babacan, Filistin sorununun çözümü için, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde birbirinin varlığını tanıyan, yan yana iki devleti temel alan, barış sürecinin yeniden hayata geçirilmesi gereğine işaret etti.

"Filistinli gruplar arasındaki uzlaşma da birinci önceliktir. Filistinli grupların aralarındaki uzlaşmazlıkları bir an önce sona erdirmeleri çağrısında bulunuyoruz. Bu bağlamda Filistinli gruplar arasında geçtiğimiz hafta sağlanan uzlaşmayı destekliyoruz" diyen Babacan, bu anlaşmazlıkların Filistin halkına ve bağımsızlık ruhuna büyük zarar verdiğini kaydetti.

Gazze'de yaşanan insanlık dramının tekrarlanmaması ve bölgenin yeniden yapılanması için bu toplantının tam zamanında gerçekleştirildiğini ifade eden Babacan, bölgedeki insanların günlük yaşantılarına en kısa zamanda dönmesinin sağlanmasını istedi. Babacan, Gazze'ye uygulanan ambargonun bir an önce sona erdirilmesi ve bütün geçişlerin açılması gerektiğini kaydetti.

Babacan, Filistinlilerin sosyoekonomik durumunun geliştirilmesi için sadece Gazze'ye uygulanan ablukanın değil, Batı Şeria'ya uygulanan ambargoların da kaldırılması ve İsrail'in Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri kurmasına sona vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Babacan'ın konferansın ardından ikili görüşmelerde bulunması ve akşam saatlerinde Türkiye'ye dönmesi bekleniyor.


Almanya'dan 150 milyon Avro

Almanya, Gazze Şeridi'nin yeniden imarı için 150 milyon Avro yardım taahhüdünde bulundu. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ile Ekonomik İşbirliği Bakanlığı Müsteşarı Erich Stather'in Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde bugün düzenlenen konferansta, Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimine 150 milyon Avro yardım yapılacağını bildirdikleri ifade edildi.

Mali yardımın söz konusu bakanlıklar tarafından yapılacağı belirtilen açıklamada, Alman hükümetinin, Filistin yönetiminden Gazze'de güvenilir yapıların oluşturulmasını, İsrail'den de sınırları kontrollü bir şekilde açmasını beklediği kaydedildi.

Açıklamaya göre Steinmeier, konferansta yaptığı konuşmada, çatışmaların üzerinden 6 hafta geçmesine rağmen Gazze'deki insani durum hala çok kötü olduğunu söyledi.
Bu nedenle insani yardımların sürdürülmesi ve yeniden imarın hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gereğine işaret eden Steinmeier, "Almanya bu konuda etkili yardım yapmaya hazırdır. Bunun yanı sıra ortaklarımızla birlikte sürekli bir ateşkes için gerekli olan şartları sağlamaya yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu konuda bölgedeki yapıcı ortaklarımızla sıkı bir iş birliği yapılması çok önemli'' dedi.
 

Babacan Abbas ile görüştü

Konferans için Mısır'da bulunan Dışişleri Bakanı Babacan, Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile ikili bir görüşme yaptı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Burak Özügergin'in verdiği bilgiye göre, görüşmede Babacan, Türkiye'nin Gazze'nin yeniden imarına verdiği önemi dile getirdi ve Türkiye'de muhtelif kampanyalar vasıtasıyla halk arasında toplanan yardımları hatırlattı.

Babacan, "Tüm gruplarla temas halindeyiz. Filistinliler arası uzlaşmazlığın giderilmesi konusunda Mısır'ın çabalarını destekliyoruz. Arap aleminin de bir bütün olarak hareket etmesi, Filistin sorununun çözümü için elzemdir" dedi. Babacan'ın talebi üzerine, Abbas'ın Kahire'de Filistinli gruplar arasında yapılan görüşmeler hakkında bilgi verdiği de öğrenildi.

Abbas, Türkiye'nin sadece Filistin halkı için değil, bölge halkı için katkılarda bulunduğunu belirterek, "Doğru iş yapıyorsunuz" dedi.

Filistin sorununun çözümü için belirlenen "Yol Haritası" ve iki devletli çözüm konusunda çaba harcadıklarını bildiren Abbas, öncelikle Filistinlilere uygulanan ablukanın kaldırılmasına ilişkin taleplerini yineledi.

Abbas ve Babacan, İsrail'deki seçim sonuçları ile ABD'nin Orta Doğu özel temsilcisi George Mitchell'in Türkiye ve Filistin'e yaptığı ziyaretle ilgili olarak da görüş alışverişinde bulundular.

 

Abbas: Siyasi düzenleme olmadan ekonomik destek yeterli olmaz

Konferansta konuşan Abbas, ''Siyasi bir düzenleme olmadan, yeniden imar ve kalkınma çabalarının yetersiz, güçsüz ve tehditlere açık kalacağının farkındayız. İsrail'in silah makinesi, dost ve kardeşlerimizin yardımıyla inşa ettiğimiz kurumlarımız ve okullarımızın çoğunu birçok kez yerle bir etti'' ifadesini kullandı.

Konferansa katılımı, mali, ekonomik ve teknik desteği memnuniyetle karşıladıklarını belirten Abbas, ''Yine de İsrail ile çatışmada adil bir düzenleme yönünde somut ilerlemeler kaydedilmesinin gerekliliğinde ısrarlıyız'' dedi.

İsrail'in şahin kanadından olduğu bilinen Binyamin Netanyahu başkanlığında tarihindeki en sağcı hükümetini kurma hazırlığı içinde bulunduğu bir dönemde uluslararası toplumu barış sürecini kurtarmaya çağıran Abbas, dünyanın İsrail'de yakında kurulacak hükümetten, imzalanan anlaşmalara uyan, iki devletli çözüm temelinde bir düzenleme yapmasını istemesi gerektiğini kaydetti.

Temel talepleri hesaba katmayan bir barış sürecinde ilerleme kaydedilemeyeceğini belirten Abbas, ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama'nın yönetiminden ve Orta Doğu Dörtlüsünün diğer üyelerinden (Rusya, BM ve AB) İsrail'in 1967'de işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve İsrail ile barış içinde yan yana yaşayan bir Filistin devletinin kurulması için hızlı bir eylem beklediklerini ifade etti.

İsrail'in 22 gün süren Gazze saldırılarının neden olduğu yıkımı ''depreme'' benzeten Abbas, bağışçı ülkeleri Başbakanı Selam Feyyad tarafından hazırlanan 2,8 milyar dolarlık planı kabul etmeye çağırdı.

 

Clinton: Acil adım atılsın

Clinton, Araplar, İsrailliler ve uluslararası toplumu, Orta Doğu'daki şiddet döngüsünün kırılması için acil adım atmaya ve bölgede kapsamlı bir barışa ulaşılması hedefi doğrultusunda ilerlemeye davet etti.

Clinton, ABD'deki Barack Obama yönetiminin Orta Doğu'da kalıcı barış için yoğun gayret göstereceğini ve ABD'nin Gazze'nin yeniden imarı ve Filistin ekonomisinin canlandırılması için 900 milyon dolar bağış yapacağını açıkladı.

Clinton'un sözcüsü, dün yaptığı açıklamada, yardımın 300 milyon dolarının Gazze'de insani yardım amacıyla kullanılacağını, 600 milyon dolarlık kısmının ise bütçe ve kalkınma yardımı olarak merkezi Batı Şeria'da bulunan Filistin yönetimine verileceğini bildirmişti.
 

 

 "Gazze için buradayız"

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, açılışta yaptığı konuşmada, yıl başından beri dördüncü kez geldiği bölgede, bu toplantı dolayısıyla uluslararası toplum olarak hep birlikte istikrarlı, müreffeh ve barış çağı başlatmak umudunu taşıdıklarını söyledi.

Bir gelecek inşa etmek için başka seçeneğin olmadığını belirten Sarkozy, ''Filistin halkına yardım için olduğu kadar bir siyasi perspektif belirlemek için de buradayız'' ifadesini kullandı.

Fransa'nın Filistin halkıyla dayanışma içinde bulunduğunu, Fransa ve Avrupa'nın krizin başladığı andan itibaren seferber olduklarını söyleyen Sarkozy, ''Benim ilk önceliğim, yaşamların kurtulması için çatışmaların durmasıydı. Tekrar ediyorum, dün olduğu gibi bugün de Gazze'de askeri çözüm yoktur'' dedi.

Bölgedeki insani durumun büyük endişe kaynağı olduğunu ve Fransa'nın acil insani ihtiyaçları karşılayabilmek için faaliyetlerine devam edeceğini söyleyen Sarkozy, bugüne kadar yaptığı insani yardımların yanı sıra yıkılan evlerin inşası ve evlerinden yoksun kalan Filistinlilerin normal yaşam koşullarına kavuşmaları için bundan sonra da Filistin Yönetimi'ne mali destek vereceklerini kaydetti.

Geçiş noktalarının açılmasının bir başka öncelik olduğunu ifade eden Sarkozy, ''Gazze bir açık hava hapishanesi olmamalı. Bu toprakların açılması tünellerin kapanmasıyla eş zamanlı olmalı. İsrail, insani yardımların geçişi için geçiş noktalarını açmalı'' dedi, ancak başta silah kaçakçılığı olmak üzere her türlü kaçakçılığın engellenmesi için kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiğini de söyledi.

Fransa'nın bu konuda yardıma hazır olduğunu da belirten Sarkozy, Haziran 2006'da kaçırılan İsrailli asker Gilad Şalit'in serbest bırakılması konusuna da değindi ve askerin serbest kalmasının güven ortamına dönüşe yardım edeceğini kaydetti.

Fransa'nın Filistin Yönetimi'ne desteğinin tam olduğunu belirten Sarkozy, ''Gazze'nin yeniden imarı esastır, ama Batı Şeria da unutulmamalıdır. Yakında Beytüllahim'de bir Fransa-Filistin sanayi bölgesinin açılacak olmasını buradan duyurmaktan memnuniyet duymaktayım'' dedi ve bu bölgenin Filistin topraklarında açılacak ilk serbest bölge olacağına işaret etti.

Filistinli gruplar arasında uzlaşmaya varılmasının barışın anahtarlarından biri olduğunu ve bir Filistin devletinin kurulma şartlarının başında geldiğini söyleyen Sarkozy, görüşmelerin Kahire'de sürdüğünü ve Mısır'ın bu konuda sarf ettiği çabalarını desteklediğini kaydetti.
Filistinli gruplara açıkça Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arkasında birleşme çağrısında bulunan Sarkozy, Hamas ile bağlantıda bulunan ülkelere de Hamas'ı Abbas'a katılma yönünde teşvik etmeye çağırdı.

''2009 barış yılı olmalıdır'' diyen Sarkozy, ilkbahar aylarında Avrupa'da 3 aşamalı bir zirve yapılmasını istediği söyledi ve İsrail-Filistin anlaşmazlığının giderilmesi için tarafların bu yıl sonuna kadar bir anlaşmaya varılacak biçimde takvim belirlemeye teşvik edilmeleri gerektiğini kaydetti.

Sarkozy, sözlerini, ''Barış yolunu biliyoruz. Haydi ilerleyelim, artık zaman kaybetmeyelim. Zaten çok kan aktı, çok acılar çekildi. Barış ulaşabileceğimiz yakınlıkta. Bu fırsatı kaçırmayalım. Bu bizlerin görevi, bu siyasi bir görev, bu ahlaki bir görev'' diyerek tamamladı. Konferansta Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Ali Babacan temsil ediyor.

 

Hamas tepkili

Hamas, konferansa temsilcilerinin çağrılmamasını eleştirdi. Gazze'nin yeniden imar çabalarını memnuniyetle karşıladığını bildiren Hamas'tan konferansa hiçbir temsilci katılmıyor. Konferansta Filistin tarafını Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan Selam Feyyad ile diğer El Fetihli üyeler temsil ediyor.

Hamas hükümetinin sözcüsü Tahir El Nunu, Gazze'nin yeniden imarı konusunun siyasi malzeme yapılmasını ve Filistin halkının haklarından vazgeçmesi için bir baskı aracı olarak kullanılmasını reddettiklerini söyledi.

Tahir El Nunu, Filistin hükümeti olarak Gazze'nin imarı için atılacak her adımı takdir ederek, memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederken, "Ancak yapılacak yardımlara karşılık Filistin halkının haklarından vazgeçmemesi gerekir. Konferanstan önce ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'un yaptığı açıklamalar, Filistin iç diyalog çabalarının sabote edilmesi girişiminden başka bir şey değildir" dedi.

Konferansa Filistin Yönetimi Başbakanı Selam Feyyad'ın davet edilmesini de eleştiren El Nunu, bunun konferansı düzenleyenlerin siyasi hedef peşinde olduklarını ortaya koyduğunu savundu. Tahir El Nunu, Filistin halkının uluslararası baskı ve şantajlara boyun eğmeyeceğini, siyasi amaçlı yardımları da kesinlikle kabul etmeyeceğini ifade etti.
Hamas hükümetinin Başbakanı İsmail Haniye'nin danışmanı Yusuf El Rezka da benzer görüşleri dile getirerek, Selam Feyyad'ın Filistin halkını değil, Amerika ve uluslararası çevreleri temsil ettiğini, sadece Gazze'de değil, Batı Şeria'da, hatta El Fetih örgütü arasında bile istenmeyen kişi olduğunü iddia etti.

 

"Kanımız satılık değil"

Hamas'ın sözcüsü Fevzi Barhum ise "Filistin halkının kanı, hiçbir koşul altında politize edilmiş yeniden imar yardımları karşılığında satılık değildir" dedi.

Filistin halkının devredilemez hakları pahasına bir tarafın siyasi çıkar kazanmasını sağlayarak Gazze'nin yeniden imarından avantajlar elde etmesini kabul etmediklerini ifade eden sözcü, yeniden imarı hem etik, hem de insani bir süreç olarak gördüklerini, ancak işgal kuvvetlerinin zorla başaramadığının başka yollarla sağlanmasına izin vermeyeceklerini kaydetti.

Barhum, Gazze'nin yıkımından ve katliamlardan İsrail'i sorumlu tutarken, İsrail'in tek sorumlu olarak görülmesini ve suçlanmasını istedi. Gazze'nin imarı için Arap ülkeleri ve uluslararası toplumdan atılacak her adımı memnuniyetle karşıladıklarını belirten Barhum, konferansa katılanlara, toplanacak yardımları Filistinliler arasındaki iç rekabetten ayrı tutarak doğrudan Gazzelilere ulaştırılmasını sağlayacak bir mekanizma üzerinde çalışmaları çağrısında bulundu.

Gazze'deki Hamas hükümetini kastederek, "mevcut meşru Filistin hükümetini" görmezden gelmenin yanlış bir adım olduğunu söyleyen Barhum, "Filistin halkının çıkarları gerçekten düşünülüyorsa, bu girişimlere tüm tarafların dahil olması gerektiğini" ifade etti.

 

Kimler ne kadar vaatte bulundu?

Konferansa katılan ülke ve uluslararası kuruluşların, Gazze'nin yeniden imarı için yapacakları mali yardımın miktarını açıklamaları beklenirken, Filistin yönetimi vadedilen miktarın 2,78 milyar doları bulacağını ümit ediyor.

Konferanstan önce yapılan vaatler ise şöyle:

Körfez Arap ülkeleri 5 yıl içinde toplam 1,65 milyar dolar yardım yapmayı planlıyor.

ABD, daha önce yaptığı açıklamada 300 milyonu Gazze için ayrılmak üzere, toplam 900 milyon dolar vereceğini bildirdi. Paranın geri kalanı Filistin Yönetimi'ni desteklemek ve bütçe açıklarını karşılamak için kullanılacak.

Avrupa Komisyonu'nun toplam 436 milyon avro (552,6 milyon dolar) yardım vaadinde bulunması bekleniyor.

İngiltere Gazze ekonomisini yeniden kurmak için 30 milyon pound (43 milyon dolar) vereceğini açıkladı.

Bu vaatlerin gerçekleşmesi durumunda yapılacak yardımın toplamı, Filistin Yönetimi'nin beklentilerini de aşarak 3,145 milyar doları bulacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon