Türkiye'nin gizli cenneti: Marmara
Binlerce yıldır pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, imparatorlukların başkentleri olmuş kentleri barındıran Marmara Bölgesi, adeta bir açık hava müzesi gibi.
Türkiye'nin, içinden boğaz geçen,İstanbul'dan sonraki ikinci kenti Çanakkale, tarihi Gelibolu Yarımadası ve Milli parklara ev sahipliği yapıyor.
Her mevsim insanlara ayrı bir güzellik sunan Çanakkale, içinden deniz geçen coğrafyasıyla, topraklarının bereketiyle, antik, doğal ve modern bir kent. Antik dönemde ''Dardanelles'' olarak anılan Çanakkale'nin 671 kilometrelik kıyı şeridi bulunuyor.
Türk ve dünya savaş tarihinde önemli bir yere sahip Çanakkale Savaşları'nın geçtiği Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, antik dünyanın batı Anadolu'daki önemli merkezleri Truva ve Assos antik kentleri, kente gelenlerin en çok ziyaret ettiği yerler olarak dikkati çekiyor.
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı
Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'na ise, kent merkezinden feribot ya da araba vapuruyla ulaşılabiliyor. Savaşın izlerinin her yerde görülebildiği Gelibolu'daki 33 bin hektarlık alan, Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutuyor. Gelibolu Yarımadası boyunca Türk şehitlikleri ile yabancı askerlerin anısına yapılmış anıtlar bulunuyor.
Tarihi Milli Parkı kendi başına gezmek isteyenlerin alandaki her şeyi görebilmeleri oldukça zor. Bölgeyi görmek isteyenlere Çanakkale'deki seyahat acentelerinin düzenlediği turlara katılmaları öneriliyor.
Gökçeada ve Bozcaada
Çanakkale'ye gelenlerin ziyaret ettiği diğer önemli iki yer ise, Gökçeada ve Bozcaada. Bozcaada'ya Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Geyikli beldesinden, Gökçeada'ya ise Çanakkale'den ya da Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Kabatepe iskelesinden kalkan araba vapuru ve feribotlarla ulaşım sağlanıyor.
İlçe merkezi, feribotun yanaştığı Kuzu Limanı'na yaklaşık 7 kilometre. Yaz aylarında oldukça hareketli olan ilçe merkezinde, otel ve lokantalar bulunuyor.
Ziyaretçilere, adaya özgü yemekleri yemeleri tavsiye ediliyor. Ada şarapları ve ısırgan otu, rezene gibi yerel otlarla yapılan ''cullama'' adlı yemek, sakızlı muhallebi, dibek kahvesi en çok tercih edilenlerden. Bunun yanında, keçi sütünden yapılan peynirin, un, nane ve zeytinyağıyla buluşmasıyla fırına verilen yemeğin adı da ''cicirya''.
Ve Bozcaada...
Adaya yaklaşan araba vapurundan bakınca, ilk göze çarpan şey, kalesi. Vapur iskelesinin hemen yanında yükselen kale, şaşılacak kadar yeni görünüyor. Oysa tarihi Finikelilere kadar uzanıyor. Ceneviz ve Venedikliler tarafından onarılmış ve eklemeler yapılmış.
İskele çevresi adanın en canlı bölgesi. Lokantalar, kahveler, dükkanlar hep bu bölgede. Çarşamba günleri kurulan pazar yeri de burada. Yeni yapılan bağ evleri sayılmazsa, Bozcaada derli toplu bir yerleşim merkezi.
Şaraplarıyla ünlü adada, bu yıl 26-28 Haziran tarihlerinde yapılacak ''Şarap Tadım Günleri''ni de hatırlatmak gerekiyor.
En büyük doğal plajı Ayazma. Yanında Sulubahçe ve Habbele, Mermer Burnu, Akvaryum koyları, Tuzburnu, Çayır ve Ova kıyıları denize girilebilecek yerler arasında.
Ege Denizi'nin en önemli dalış noktalarından birisi Bozcaada. Denizin temizliği görüş mesafesini 50-60 metreye kadar uzatıyor.
Adanın bağları içinde bir otel ve şarap evi de var. Merkez, Poyraz Limanı ve Tuzburnu plajı arasındaki bölümde de, yeni oteller ve küçük tatil köyleri bulunuyor.
Truva ve Assos
Truva Antik Kenti'ne, Çanakkale'den 30 dakikalık yolculuğun ardından ulaşılıyor. Truva, gezginlerin kendi başına gezip anlayabilecekleri bir ören yeri değil. Mutlaka uzman bir rehber eşliğinde gezilmeli. Çanakkale'ye 90 kilometre mesafedeki Assos Antik Kenti ise Aristo'nun ilk felsefe okulunu kurduğu yer olarak biliniyor. Assos İskelesi, eski antrepolardan restore edilmiş butik otelleri, iyi balık lokantaları ile gezilip, görülecek önemli bölgeler arasında. Antik kent gezisinden sonra, kısa ama dik yokuşu inerek, araçları biraz uzak mesafede park ederek limana ulaşılıyor.
Kaz Dağları
Doğaseverlerin ilgisini en çok çeken yerlerden biri olan Kaz Dağları'nın bir bölümü de Çanakkale sınırları içinde yer alıyor. Dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olduğu belirtilen bu dağlarda, Yeşilyurt ve Adatepe gibi otantik köyler ziyaret edilecek yerler arasında.
Buralardaki otel ve pansiyonlar, güzel bir doğada temiz havayı teneffüs etmek isteyenleri yaz kış ağırlıyor. Beldeden akan dereleri takip ederek Kaz Dağları'nın güzelliklerini keşfetmek mümkün. Kaz Dağları'nın bir diğer ucu ise, il merkezinden Ezine'yi takiben gidilen Bayramiç ilçesinde.
Yalova
İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi büyükşehirlerin bir saat uzağında, ancak onların kent yorgunluğu olmayan, Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Benim kentim'' diye nitelendirdiği Yalova,
Yalova'ya gelecek ziyaretçiler, TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca'nın sahibi olduğu ''Karaca Arboretumu''nda bulunan ve dünyanın dört bir yanından getirilen bitkilerin bulunduğu ağaç müzesini gezme şansına ve mümkün olduğu takdirde Karaca ile sohbet etme imkanına sahip olabiliyor.
Bizzat Atatürk tarafından dikilen çınarların oluşturduğu doğal bir tünelden geçerek ulaşılan kaplıca diyarı Termal ise, kent merkezine 11 kilometre uzaklıkta.
''Marmara'nın Bodrum'u''
Termal'den 20 dakikada ulaşılabilen Çınarcık ise ''Marmara'nın Bodrum'u'' olarak adlandırılıyor. Yazın nüfusunu 10'a katlayan, tüm ilçeyi saran plajları, gece eğlenceleriyle ünlü Çınarcık'ın rakımı yüksek bölgeleri ise tam bir doğa harikası.
Evliyalar şehri: Bursa
Türkiye'nin sanayi merkezlerinden Bursa, sahip olduğu tarihi ve doğal güzelliklerle de önemli bir yere sahip. Kentin simgelerinden Uludağ, gezilecek yerlerin başında geliyor.
Osmanlı'ya başkentlik yapan ve ''Evliyalar şehri'' diye de anılan Bursa'da, çok sayıda türbe, han ve cami bulunuyor. Kent merkezindeki Hanlar Bölgesi'nde yer alan tarihi kapalı çarşı, yerli ve yabancı turistlerin uğraması gereken yerlerin başında geliyor.
İpek Yolu'nun batı kolunun son duraklarından olan Bursa'dan ipek almak isteyenlerin tercih etmesi gereken yer ise aynı bölgede yer alan Koza Han... Hanlar Bölgesi'nde yer alan Koza Han, sıcak yaz günlerinde bile asırlık çınar ağaçlarının gölgesinde oturup, bir şeyler içerek serinleme imkanı sunuyor.
Yine aynı bölgede yer alan Ulu Cami, 20 büyük kubbesinin görkemi, içinde bulunan şadırvanı ve hat sanatının özgün örnekleriyle kentin mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerinden.
İznik
Vatikan'da 1962 yılında toplanan 19. konsülde, Kudüs ve Vatikan'dan sonra üçüncü kutsal kent olarak ilan edilen İznik'te, Ayasofya ve Roma tiyatrosu gezilebilir, çini fırınları ziyaret edilebilir. Ayrıca, gölün etrafındaki plajlarda güneşlenip, gölde yüzme deneyimini yaşamak ve başta yayın şiş olmak üzere gölde avlanan balıkların tadına bakmak, İznik ziyaretinin ''olmazsa olmaz''ları arasında bulunuyor.
Edirne
Roma İmparatoru Hadrianus tarafından kurulan, o zamanki adıyla Hadrianapolis olan ve 1361 yılında Osmanlı padişahlarından I. Murat zamanında fethedilen Edirne, tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptı.
Selimiye'nin eşsiz mimarisindeki huzur, İstanbul'u fetheden fatihin doğduğu saray, asırlardır vazgeçilmeyen bir yiğitlik öyküsü Kırkpınar, hasret taşıyan 3 nehir, medeniyetin abideleri köprüler, hanlar, hamamlar, saraylar, ecdadın izlerini takip edenlerin mutlaka uğraması gereken yerlerdir.
Namı, dünyanın dört bir yanında bilinen, Mimar Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Cami, kentin ilk anıtsal yapısı Yıldırım Beyazıt Cami, temelinde mukaddes Kabe taşı barındıran Eski Cami, zigzag, karo, burma ve yivli bezemeleriyle kentin siluetine damgasını vuran Üç Şerefeli Cami, muhteşem çinileriyle Muradiye Cami, Edirne'nin ziyaret edilmesi gereken yapılarından.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza