Türk'ten İzmir açıklaması

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk İzmir'de DTP konvoyuna yapılan saldırının ardından hükümetten gelen partisine yönelik suçlamalara "DTP'nin kapatılması için psikolojik ortam hazırlıyorlar" şeklinde tepki gösterdi. Türk AKP'yi "Gerginlikleri MHP ve DTP'ye mal ederek halka 'istikrarı sağlayan biziz' mesajı" vermekle suçlayarak "Bunun altında politik oyun var" diye konuştu.Türk hükümetin açılımdan vazgeçtiğini ve bahane aradığını belirtirken, Anayasa Mahkemesi'ndeki kapatma davası konusunda "Bu partiyi kapatmakta yarar yok. Geçmişte de kapatıldı ama demokrasi mücadelemiz son bulmadı.Hangi zeminde olursak olalım mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Türk Meclis'te düzenlediği basınla sohbet toplantısında, İzmir'de hafta sonu yaşanan olayları ve hükümetten gelen açıklamaları değerlendirdi. İzmir'de yaşanan olayı, Türkiye'nin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak kaşımak istemediklerini ancak hükümetin psikolojik bir saldırı içinde olduğunu ifade eden Türk, İzmir'deki DTP eyleminin bugüne kadar ki en disiplinli, en duyarlı eylem olduğunu savundu. Yerel giysili çocukların miting otobüsüne çıkarıldığına yönelik suçlamalar olduğunu hatırlatan Türk, platformda üç beş tane yerel giysili çocuk olduğunu onların da kendisine çiçek verdiğini söyledi. Konvoyun güzergahtan ayrılmadığını kaydeden Türk, olay sırasında İzmir Valisi'ni aradıklarını ancak maçta olduğu için bulamadıklarını belirtti. Daha sonra İçişleri Bakanı ile görüşerek 'niye tedbir alınmadığı' yönündeki tepkilerini ilettiklerini söyleyen Ahmet Türk, olay günü akşam saatlerinde bir Emniyet Şube Müdürü'nün kaldıkları otele geldiğini ve kendilerine "Biz böyle bir saldırıyı beklemiyorduk, bilgimiz olsaydı, izin vermezdik" dediğini kaydetti. İzmir Emniyet Müdürü'nün "Müdahale etmeseydik daha büyük olaylar olurdu" şeklindeki sözleri ile otele gelen şube müdürünün sözlerinin çelişkili olduğunu ifade eden Türk, hükümetten gelen açıklamaları da eleştirdi. Türk "Aslında hükümetin söylemleri bu olaydan daha vahim" dedi.
 

"DTP'nin kapatılması için psikolojik ortam hazırlıyorlar"

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in bugün basına yansıyan sözlerini "DTP'nin kapatılması için psikolojik ortam hazırlıyorlar" şeklinde değerlendiren Türk, "Bu gerginliği MHP ve DTP'ye mal ederek halka 'istikrarı sağlayan biziz' mesajı vermek istiyorlar. Politik bir oyun var" diye konuştu. İzmir'deki saldırıyı İzmir halkına mal etmek gibi bir düşüncelerinin olmadığını da kaydeden Türk "DTP'nin sanık sandalyesine oturtulmak istendiği'ni savundu.
 

"Hükümet açılımdan vazgeçti bahanelerini arıyor"

Hükümetin son açıklamalarının "açılımdan vazgeçtiği"ni gösterdiğini ifade eden Türk, Başbakan ve hükümeti bahane aramakla suçladı. Bakan Çiçek'in geçmişte de "AKP'yi kapatırsanız bölgeyi DTP'ye teslim edersiniz" dediğini hatırlatan Türk, "Bu süreçte bölge partisi olmakla bizi suçlayanlar, Türkiye'nin batısına açımlamazı istemiyorlar. Hükümete soruyoruz; bir siyasi parti nereye gideceği konusunda kendilerinden mi izin alacak?"diye sordu. DTP olarak başından bu yana sürecin barışa evrilmesini istediklerini, gerginlik politikası içinde olmadıklarını söyleyen Ahmet, İzmir'de yaşanan olay sırasında da halkı yatıştırdığını kaydetti. Türk "Bölgelerarası gerginlik yaratacak politikalardan herkes uzak durmalı. Bunu bütün partiler için söylüyorum" dedi. Türk, 'İzmir'deki saldırının bir başka yerde karşılığı olsun' şeklinde bir yaklaşımlarının olmadığını da ifade etti.
 

"DTP'nin kapatılmasında yarar yoktur"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türk, yaşanan olayları hükümetin mi tahrik ettiği şeklindeki bir soruya "Önlem alınmaması bizi ciddi şekilde düşündürüyor. Tarafların birbirine girmesi durumunda, siyasi rant elde etmek isteyen bir mantığın yattığını görüyoruz. Bu çok açık. Hemen bu olaydan sonra hükümetin bazı açıklamaları yapması bizim böyle düşünmemizi, haklı kılıyor. Sayın Çiçek yargıya mesajlar veriyor, ince bir politika var. Biz bunu fark ediyoruz" karşılığını verdi.

Türk, DTP'nin kapatılmasına yönelik senaryolar olduğunun hatırlatılması üzerine de "Gerçekçi bir senaryo değil. Bu partinin kapatılmasında yarar yoktur. Geçmişte de partiler kapatıldı ama ne demokratik mücadelemiz ne de demokratik siyasetimiz son buldu. Bu süreci elbette ki siyaset yaparak Türkiye'nin gerçeklerini, Kürt halkının taleplerini dile getirmeye devam edeceğiz. Hangi zeminde olursak olalım bunu sürdüreceğiz. Partinin kapatılıp kapatılmaması bizi değil, karar verecekleri aslında ilgilendirir. Biz bu konuda ülkenin gerçeklerini dile getiriyoruz. Siyaset yapıyoruz, bu ülkede bin yıldır kaderbirliği yapmış halkların insanların gönüllü birlikteliğini sağlamaya yönelik bir arayışın içindeyiz. Ama bu ülkenin gerçeklerini de eğer birileri dile getirmeyin diyorlarsa, bu konuda biz bu konuda mücadelemizden, kararlılığımızdan vazgeçmeyiz. Gerçekten bu ülkede barışa katkı sunmak istiyoruz" diye konuştu.

'DTP PKK çizgisi üzerinde' yorumları yapıldığını, kendilerinin ise ilk günden bu yana 'DTP PKK değildir' dediklerini ifade eden Türk, "DTP elbette ki 2 milyonun insanın oyuyla seçilmiş, bir misyondur. Barışta önemli rol oynayabilir, önemli katkılar sunabilir. Önemli bir partidir. Halkın iradesiyle parlamentoya gelmiş insanlardır. Halkı temsil eder. Sorunlar konusunda muhataptır demişiz ama işin bütün boyutuyla olaya bakmamız gerektiğini ifade ediyoruz. DTP'nin yapacağı çok şeyi var. Ama ne yapabileceğini bilmeyen bir hükümet, açılım için yola çıktı ama artık bundan vazgeçmek için birilerini sanık sandalyesine oturtarak, birilerini bu sürecin önünde engel göstererek bu süreçte bu politikanın içine girdiğini görüyoruz, onu izliyoruz" diye konuştu.

"PKK'yi yok sayarak, İmralı'yı yok sayarak bu işi çözmek zordur"

Türk, hükümetin açıklamalarında, DTP'nin 'İmralı'yı adres göstermesi'nin etkisinin olup olmadığına yönelik bir soruya da şu karşılığı verdi:

"Biz aslında dürüstçe konuşuyoruz. DTP önemli bir misyondur. Ama yüzyıllık bir sorunu çözmek istiyorsanız, bu sürede en fazla tartışılan aktörleri, bu işin içinde, bu sürece gelmesinde önemli rolü olan insanları görmezden gelirseniz, başarılı olamazsınız diyoruz. Biz gerçekleri dile getiriyoruz, olayın bütün boyutlarını ortaya koyuyoruz. O bir sacayakları gibi. O ayakları görmezseniz başarılı olamazsınız diyoruz. Yoksa biz DTP'nin misyonunu, rolünü hiçleştirecek bir yaklaşım içinde hiçbir zaman olmadık. Biz aracıyız, köprüyüz, tarafız demişizdir. Bunun çok iyi görülmesi gerekir. Ama bir sorun varsa bu sorunu bütün boyutuyla ele almanız, bunların üzerinde yoğunlaşmanız gerektiğini ifade ediyoruz. Orayı yok sayarak, PKK'yi yok sayarak, İmralı'yı yok sayarak bu sorunu çözmek zordur diyoruz. Mümkün değildir diyoruz."

Türk, İzmir'deki olayla ilgili bir özeleştiri yapıp yapmadıklarına ilişkin bir soruya "İzmir'de en disiplinli bir şekilde yaptığımız konvoy. En iyi konvoylarımızdan birisi. Burada özeleştiri yapacak bir durum olsaydı seve seve yapardım. Ama böyle bir durum yok. DTP bu ülkede barışı istemeyen, kışkırtan bir parti olarak halka lanse edilmeye çalışılıyor. Halk da bu söylemlerin, politikanın etkisinde kalarak zaman zaman bize karşı önyargılı oluyor. Bizim amacımız Türkiye'yi bütünleştirmek. Bizim mücadelemiz Türkiye halkına karşı değil. Türkiye halkının değerlerine karşı değil. İnkar edilen haklarımıza, değerlerimize kavuşmak istiyoruz. Ama birileri tam tersi göstermeye çalışılırsa ister istemez psikolojik olarak insanları etkiliyor ve bu konuda DTP'ye önyargılı bakmayı beraberinde getiriyor" yanıtını verdi.
 

"Silopi sadece DTP'nin yaptığı bir çalışma değildi"

Türk "Kutuplaşma oluşmasında açılım sürecinin etkisinin olup olmadığı"na ilişkin bir soruyu "Bir kutuplaşma yok. Bu işi çözemememin sancıları var. Çözme kabiliyetini göstermemelerin yarattığı bir ortam var. Zaten dünyadaki her olay böyledir. Doğru formülleri ortaya koymazsanız gereksiz yere insanları gerginleştirmiş olursunuz" karşılığını verdi.

Türk, DTP eylemlerinde Öcalan posterlerinin açıldığı, PKK bayraklarının taşındığı eleştirilerinin hatırlatılması üzerine de "Bir siyasi parti olarak yaptığınız bir toplantıda halkı tamamen kontrol etme şansına sahip değilsiniz. Silopi'de yüzbinlerce insan toplandı. Bu sadece DTP'nin yaptığı bir çalışma değildi. Halkın bugün hangi noktada olduğunu, nasıl politize olduğunu, halkın taleplerini, sürece nasıl baktığını görmediğiniz müddetçe her zaman bu sorunlarla karşı karşıya kalırız ve yanlış değerlendirmeleri yapmış olursunuz, haksız değerlendirmeleri yapmış olursunuz. Halkı görmek lazım" şeklinde yanıtladı.