Uğur Mumcu'yu Anarken...

Uğur Mumcu'yu faili meçhul demeye dilimin hala varmadığı bir korkunç cinayete kurban vereli on sekiz, bir-iki-üç-dört-beş değil, tam on sekiz yıl geçti. Uğur Mumcu artık ülkemizde bir simgedir.

Uğur Mumcu'yu Anarken...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.01.2011 - 10:09

Neyin simgesidir Uğur Mumcu? Tam bağımsız bir Türkiye özleminin, antiemperyalizmin,  dürüst ve onurlu gazeteciliğin, gericiliğe karşı duruşun, insanca bir mücadelenin, korkusuzca yazmanın, parayla satın alınamazlığın, laiklik mücadelesinin bir simgesidir. Bu duruşu beğenmeyenler, Uğur Mumcu’nun yaşam hakkının elinden alınışından yıllar sonra bile, ardından hala yanlı bir biçimde konuşabilmektedir. Uğur Mumcu hakkında, onun düzgün bir yurttaş, toplumunu aydınlatmaya çalışan bir gazeteci, bir terör uzmanı, mükemmel bir araştırmacı gazeteci olmasına; ödünsüzlüğüne ilişkin konuşmaya cesaret edemeyenler, bugün başka arayışlara devam edebilirler.  Oysa Uğur Mumcu, ele alıp araştırdığı konular üzerinde büyük bir titizlikle çalışarak bu araştırmaları kamuoyuyla, toplumuyla cesurca paylaşmaktan geri durmayan bir gazeteciydi. Bugün korku tünellerinden geçmeye cesaret edilemeyen bir düzende Uğur Mumcu’nun yaptığının önemini anlamak daha da anlamlı hale geliyor doğrusu. Uğur Mumcu’nun, büyük sermaye gruplarıyla kişisel alışverişleri ve kaynağının ne olduğu belirsiz medya kollarıyla işi olmamıştır. Bu da ödünsüzlüğü için önemli bir seçimdir. Bir hukukçu olarak, ülkesinin bir aydını olarak,  halkın simgesi ve temsili haline dönüşmüş olması bundandır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine bağlı bir yazar ve gazetecidir o… Ciddi ölçekte paraların dağıtıldığı, bilginin doğru bilgiyi yapı bozuma uğratmak için halkın belleksizliği ve bilgisizliği üzerinden yeniden yazıldığı, kaynağının toplum bilincini sekteye uğratmak için sağlanarak kurulduğu medya kollarının olduğu bir dönemde, Uğur Mumcu’nun değerini bir kez daha anlamak gerekmektedir. O söyledikleri ve yazdıklarını kanıtlayabilecek bilgiye ulaşıp Türkiye üzerine oynanan oyunları tüm netliğiyle ortaya koyduğunda, artık hiçbir saptırma aracının bunu çürütebilecek hali ve cesareti kalmıyor gibi gözüküyordu. Bu nedenle bugün Uğur Mumcu’nun gazeteciliğini hala alkışlamaktan geri duran isimler pekala olabilir. Çünkü bu durumu alkışlamak zorunda olmak demek, kendi basiretsizliklerini ve güdümlülüklerini reddedememek demektir ki, bu durumda yapılacak tek şey Uğur Mumcu’nun bir yerlerde yanlış yapıyor olabileceğini ima etmek yoluyla halkta bir kuşku yaratmak olabilir. Yazık! Bu Cumhuriyet’e, bu devlete ve aydınlık Türkiye düşüncesine sahip çıkmak istemeyenler, Uğur Mumcu’yu anarken bile korkak davranmakta, bazen yok saymayı denemekte ama eminim yine oturup aynada kendi yüzleriyle baş başa kalmaktadır.
Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün ardından yıllar geçmiştir ama unutulmamıştır. Çünkü bu ülke çağdaş, yenilikçi, demokratik bir toplum olma düşünü kaybetmemiştir. Çünkü bu ülke her şeye rağmen sağduyuludur ki bunca olan bitene ve stratejiye rağmen ayakta kalmayı denemektedir. Uğur Mumcu unutulmamıştır çünkü bu ülkenin, Uğur Mumcu ve diğer  aydınlık insanlarına vefa borcu vardır ve onlara sahip çıkmayı öğrenmediği sürece uykuları bölünecek, vicdanı rahatsızlanacak, yarınları puslu birer yola dönüşmeye devam edecektir.
Şimdi şu soruyu soruyorum… Uğur Mumcu artık hayatta değilken bile bu kadar sakıncalıyken; gerçekten yaşayanlar kimler, yaşamaya cesareti olmayan ölüler kimlerdir? İçeridekiler kimler, tüm benliğiyle dışarıda olanlar kimlerdir? İnsanını sevenler kimler, sevmeyi öğrenemeyenler kimlerdir?
Uğur Mumcu… Bir ülkenin başına gelmiş en berbat şeylere karşı durabilen, bir ülkenin başına gelmiş en cesur insanlardan biridir… Saygıyla anıyoruz…


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon