Vahşet üzerine bir "deneme"
Destar Tiyatro "Disko 5 No'lu"yu Mirza Metin'in tek kişilik performansı ve Berfin Zenderlioğlu'nun rejisiyle sahneye taşıyor.
Diyarbakır’da restorasyondan insan iskeleti aramaya evrilen bir “kazı” hâlâ devam ederken 1980’lerin Diyarbakır 5 No’lu cezaevi utancını anımsadık. Özellikle Kürtlere yönelik, insan aklının alamayacağı türlü işkenceyi hâlâ duymamış, bilmemiş olanlara, kurulduğu 2008’den bugüne sadece Kürtçe tiyatro sahneye koyan Destar Tiyatro anlatıyor.
Mirza Metin’in yazıp tek başına oynadığı, Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği “Disko 5 No’lu”da örümcek, fare, sinek, köpek, gardiyan ve mahkûm Metin’in bedeninde, bir hücrede hayat buluyor. Metin 1 saat boyunca yumuşak geçişlerle bedeninin sınırlarını da zorlayarak bir vahşetin denemesini sunuyor.
- Konu sahneye koyanı da izleyeni de zorluyor. Araştırma ve yazma süreci nasıl gelişti?
Mirza Metin - Diyarbakır 5 No’lu içinde yaşadığımız coğrafyanın bir derdi. Orayı anlatabilmek de bizim derdimiz, borcumuz. İki yıldan beri nasıl anlatılacağı üzerine kafa yoruyorum. Birçok kaynak, belgesel, röportaj üzerinden araştırdım. Çayan Demirel “5 No’lu Cezaevi” belgeselinin tüm kayıt ve arşivlerini benimle paylaştı. Berfin de o dönemde Diyarbakır’da Ahmet Türk ve Bayram Bozyel’le röportaj yaptı. İşin içinden çıkmak zor oldu, ama şöyle bir sonuca vardım. İnsan insanlık dışı bir vahşeti anlatamaz. Biz yaklaşabilmeyi denedik. O yüzden ‘bir deneme’ diyoruz oyun için.
- Oyunu hayvan metaforları üzerinden aktarma fikri de yine bu anlatma zorluğundan mı kaynaklandı?
Metin- “Disko 5 No’lu” bir belgesel-oyun. Hem teatral anlamda dil arayışımın bir uzantısı olarak hem de bir belgeselden farkını ortaya koymak için imgeler bulmak zorundaydım. Oyunun içine girdikçe hücrenin de içine giriyorsunuz. Ne var o hücrede? Fareler, örümcekler, sinekler... Hikâyeyi oradan kurgulamaya çalıştım.
- Belgesel - oyun türünde sizi etkileyen örnekler var mı peki?
Berfin Zenderlioğlu- Genco Erkal’ın Madımak Oteli’nin yakılışını anlattığı “Sivas 93”, geleceğe dair zihnimin açılmasına yol açtı diyebilirim. Sivas katliamı yaşandığında çocuktum, aradan yıllar geçiyor ve o döneme ait çok bir şey kalmıyor insanın aklında. Çünkü Türkiye’de kendi tarihimizle yüzleşemiyoruz. “Sivas 93” bende öyle bir yara açmıştı.
- Sahnede bir saat boyunca hem işkenceci hem mahkûm, hem örümcek hem fareyi canlandırıyorsunuz. Yazarken kendi sınırlarınızı da düşündünüz mü?
Metin- Başından beri rolü benim oynayacağımı düşünerek metni kaleme aldım. Yazarken bir yandan da kafamda fotoğraflar oluşturdum, oyunculuk da ona göre şekillendi. Aslında mahkûmun da gardiyanın da altında bir anlatıcı oyuncu var. Mahkûmu, sadece ezilen, ağlayan, üzülen, yaralanan, acı çeken özellikleriyle aktarmak yerine karaktere bir mahkûm, bir gardiyan rolünü giydirmek ajitasyonun da önüne geçen unsurlardandı.
(Oyun, 11, 14, 24, 28 Şubat’ta Şermola Performans’ta Türkçe üst yazıyla sahneleniyor. 0 212 243 74 36)
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası