Vajinasıyla mutlu bir erkek
Buck Angel transseksüel bir film yapımcısı. Filimleri porno kategorilerinde verilen pek çok ödülün sahibi olmuş. Bunun sebebi biraz da Angel'ın yaşam mücadelesiyle ilgili. O ötekiler içinde bile bir öteki olmanın zorluğunu yaşamış. Depresyonu onu ölümün eşiğine götürmüş.
Ötekiler içindeki öteki; Buck Angel için en iyi tarif bu olur. Cinsiyet değiştirdikten sonra cinsel organından vazgeçmediği için transseksüeller tarafından dışlanmış. Mücadelesini beyazperdeye taşıyarak bir popüler kültür ikonuna dönüşmüş.
Ankara’da geçen hafta yapılan Seks İşçileri Konferansı’na video üzerinden yaptığı konuşmayla katılan Buck Angel, transseksüel erkek kitlesi içinde bile öteki olmakla mücadele etmiş bir isim. Bu mücadelesini porno film sektörüne taşıyarak kült bir kahramana dönüşmüş. Yaptığı filmler seks içeriğinin ötesinde kendisiyle aynı cinsel kimliği taşıyanlar için kendilerini ifade etmek adına bir ilham kaynağına dönüşmüş.
- Hayatınızın ilk yıllarından bahseder misiniz? Cinsel kimliğinizi belirlemenize yardımcı olan belli başlı olaylar nelerdi?
- Tabii, birçok insan transseksüel olduğum için kötü bir çocukluk geçirdiğimi düşünebilir, ama bu doğru değil. Çocukluğum tamamen normaldi. Ailem beni bir erkek gibi yetiştirdi. Amerika’da buna “tomboy” denir. Anormal bir şey yok. Çünkü pek çok aile çocuklarını böyle yetiştirir. Ancak sorunlarım ergenliğe girince başladı. Çünkü göğüslerim çıktı ve kızların yaşadığı diğer fiziksel değişimleri geçirmeye başladım. Kafam karışmıştı. O zamana kadar kendimi bir erkek gibi hissediyordum ve sonra uzun yıllar devam edecek alkol, uyuşturucu problemlerim başladı. 20’li yaşlarımın sonuna kadar cinsel kimliğimi tam olarak tanımlayabildiğimi söyleyemem. Çok utangaçtım; bir erkek gibi hissettiğimi biliyordum ama herhangi biriyle bunu konuşmam mümkün değildi. Ben de gay kadınlarla takılmaya başladım. Bu da aslında pek kolay değildi, çünkü onların kimliğini de kendime oturtamıyordum. Yine de en yakın gördüklerim onlardı. Cinsiyet değiştirene kadar cinsel kimliğimi tam olarak bulamadım.
- Toplum tarafından yaratılan problemlerle nasıl baş ettiniz? İçki ve alkol probleminizin üstesinden gelmek kolay oldu mu?
Aslında pek de olmadı. Kendimi öldürmeye çalıştım ve defalarca vücudumu kestim. Olduğum kişiden hiç memnun değildim. İçki ve uyuşturucular hiçbir şey hissetmememi sağlıyordu. Bugün yaşıyor olduğuma ben bile inanmıyorum. Yaşadıklarım hayatı daha da çok sevmeme ve diğerlerinin benim yaşadığım depresyonu yaşamaması için yardım etmeme sebep oldu.
- Cinsel kimlik konusunun politik tarafıyla ne zaman tanıştınız?
- Beş yıl öncesinde yetişkinler için film yapmaya başlayana kadar farkında değildim. Aslında politik işler yaparken bile politika yaptığımın farkında değildim. Fakat işlerim ilgi çekmeye ve insanlar “bacaklarınızın arasında var olan sizin kimliğinizi tanımlamaz” söylemimle daha çok ilgilenir hale geldikçe, filmlerimdeki güçlü söylemi ve politik duyarlılığı fark etmeye başladım.
- Porno sektörüne nasıl girdiniz? İstekli bir karar mıydı yoksa şartlar mı sizi zorladı?
- Tamamen gönüllü bir karardı. Bunu yapmak istedim çünkü sektörde -pozitif anlamda- benim gibi görünen kimse yoktu. Ayrıca benim gibi bir adamın vajinasıyla nasıl mutlu olabileceğini ve bunun beni daha az erkek yapmayacağını göstermek istedim. Vücudumu sevmeyi ve seks yapmayı nasıl öğrenmiştim; bu benim için çok önemliydi. trans-erkek cemaati içindeki pek çok insan bu durumdan hoşlanmıyor ve bugün bile vajinamla gurur duyuyor olmamı hoş karşılamıyor. Bu da benim hoşlanmadığım türden bir cemaat politikası. Bence bu insanlar çok daha açık ve sevgi dolu olmalı, oysa tıpkı toplumun onlara yaptığı gibi diğerlerini bir kalıbın içine koymaya çalışıyorlar. Bu işi yapmamın bir sebebi de bu, bazı insanların, erkek olmanın gereklilikleri hakkındaki fikirlerini onaylatmak zorunluluğu hissetmekten kaçmak.
- Her ne kadar filmleriniz “porno kategorisi”nde değerlendirilse de dünya üzerindeki LGBT bireylerin kimlik mücadelesinde sembolik bir anlam taşıyor. Filmlerinizi farklı kılan nedir?
- Filmlerim seks içerikli olsa da sadece pornodan ibaret değil. Daha çok eğitim ve dünyaya yeni bir cinsel kimliği tanıtmak amacı taşıyor. Benim gibi -kadın, erkek, gay, lezbiyen, siyah ya da beyaz- bir kutuya konulup tanımlanmak istemeyen pek çok insan var. Benim filmlerim de bununla, standart kalıpları kırmakla alakalı. İnsanlara sadece anlaşılmadıkları için yargılanmak ya da öldürülme korkusu taşımadan istediklerini yapmaları için cesaret vermek.
- Türkiye’de sizin gibi bir cinsel kimliği benimseyenlere ne söylemek istersiniz?
- Umarım bir gün Türkiye’ye gelip insanlara herkese açık ve sevgiyle yaklaşmaları hakkında bir şeyler söyleme şansım olur. Bizler insanız ve istediğimiz gibi yaşamaya hakkımız var. Eğer Türkiye’deki insanlar da yeterli eğitim imkânına sahip olsalardı LGBT bireylere daha anlayışlı yaklaşabilirlerdi.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Araştırma: Olası bir savaşta Türkiye'nin kaybı ne olur?