"Vatandaş dilediğince konuşsun"
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ''Herkes dinleniyor'' iddiasının safsata olduğunu belirterek, ''Bu konuları sürekli gündemde tutup vatandaşa dinlenme endişesi, korkusu yaşatmaya kimsenin hakkı yok'' dedi. Yıldırım, " Vatandaş dilediğince konuşsun, dostluklar kursun, iş, alışveriş yapsın" ifadesini kullandı.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen ''Telekomünikasyon Sektörü'nde Yaşanan Son Gelişmeler ve Sektörün Geleceği'' konulu zirvede MÜSİAD üyeleriyle bir araya geldi.
Bakan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, yurttaşlardan gelen talep üzerine gizli numara aramasıyla ilgili bir düzenleme yapıldığını belirterek, ''Artık gizlimiz, saklımız yoktur'' diye konuştu.
Zaman zaman dinlenme konusunun da toplumun gündemine geldiğini ifade eden Yıldırım, ''Hakikaten fiyakalı bir konu. Herkes bu alandan siyaset yapmayı seviyor. Kaldı ki bu işin siyaset yapılacak bir alan olmadığını ve insanın özel hayatının, haberleşme hürriyetinin vazgeçilmez bir hak olduğunun çok iyi bilinmesi lazım'' dedi.
Birkaç gün önce Anayasa Mahkemesi'nin bazı maddelerini iptal ettiği, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın Kuruluşuna Dair Kanun'la ilgili karardan sonra şahit oldukları bir konuya değinmek istediğini dile getiren Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Tüylerim diken diken oldu. Türkiye'nin anlı şanlı hukukçuları, hocaları, hatta bakanlık yapmış insanları bu konuyu alıp da okumamış. Çok kötü bir şey. Öyle yorumlar var ki şaştım kaldım. Çok alışık değilim, mecbur kaldım televizyonları arayıp müdahale ettim. Açıklama yapma ihtiyacı duydum. 'Bugüne kadar bütün bu işler yasal dayanaktan yoksun kalmıştır, dinlemeler geçersizdir, Başbakan kendine teşkilat kurdu, bunu Anayasa Mahkemesi ortadan kaldırdı' falan filan diyor, şaştım kaldım. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın yasası şudur; Türkiye'de 3 kuruluş, MİT, jandarma, polis, bunlar kuruluş kanunundan beri her ülkede olduğu gibi zorunlu hallerde sinyal takibi, başka yollardan delil elde edilemiyorsa, gerekiyorsa, delil için bir suçlunun veya sanığın dinlenmesi gibi konularda yetkileri var. Bu yetkilerini kullanırken zaman zaman yasa dışı yollara saptığı biliniyor geçmişte... Bu dinlemeler, sinyal izlemeler, teknik takiplerin terörle, organize ve adi suçlarla mücadele olmaktan ziyade bazen bu kuruluşların rekabetine kurban gittiği ve burada kuruluşlar değil ama bunun içinde veya dışındaki bazı kişiler tarafından kötüye kullanıldığı biliniyor. Türkiye'nin öyle bir sorunu var. Bugün bu çete davaları, ortaya çıkan varsa, bu içerideki cerahatlerin temizlenmesidir. Bundan başka bir şey değildir. Türkiye'nin bunlarla yüzleşmesi, bu cerahatleri temizlemesi lazım. Bu adeta bir virüsle mücadele programıdır. Bu yapılıyor.''
-''Yasadışı dinleme olabilir"
Binali Yıldırım, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın dinleme, sinyal izlemesi ve teknik takip yapmadığını, bunu bilmediğini belirterek, Başkanlığın görevinin, bu işle ilgili yetkisi, görevi olan kuruluşların taleplerinin yasalara uygun olup olmadığını belirleyip onay vermesi olduğunu anlattı.
Yıldırım, ''Buradaki keyfiliği ortadan kaldırıyor. Cep telefonu şirketleri, sabit ve uydu işletmecileri buraya altyapılarını veriyor ve buradan alınan onayla takip yapacak, sinyal izleyecek, dinleme yapacaklara izin veriliyor veya izinleri reddediliyor. Bütün bunlara rağmen bazı yasa dışı dinleme veya takip olabilir mi? Olabilir. Yasak, istenmeyen bir şey, ama olabilir'' şeklinde konuştu.
Bu teknolojinin önüne geçmenin mümkün olmadığını, iki kişi otururken birisinin kulağını dikebileceğini, ne konuşulduğunu da cebindeki kaydediciyle kaydedebileceğini ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti: ''Buna nasıl engel olunabilinir? Cep telefonunun 'no' tuşuna basacağına 'yes'e basarsın, bütün konuşmayı kaydedersin. Bunu nasıl engelleyeceksin? Bunun yolu yok. Bu bir etik meselesi. 'Bu etik değildir' deyip geçiştiremeyiz. İnsanları da mağdur edemeyiz. Bu kanunla ilk defa 'bu iş önemli bir suçtur ve cezası olmalıdır' dedik. Bunun neresi kötü? İtiraz neden geliyor? Bu iş siyaset yapmaya uygun bir alan. Böyle önemli konuları siyasete kurban verirseniz, 70 milyonu tedirgin ederseniz, hiçbir zaman onaylanacak, tasvip edilecek bir şey değildir. Burası siyaset alanı değildir.''
''Bu paranoyadan kurtulmamız lazım"
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, Türkiye'de yılda 105 milyar dakika konuşma yapıldığını, bu kadar konuşmayı dinlemeye kalkmanın on binlerce insanın gece gündüz 3 vardiya işi gücü bırakıp bu işi yapması demek olduğunu söyledi.
Yıldırım, ''Bu paranoyadan kurtulmamız lazım. Böyle bir şey teknik olarak mümkün değil. 'Herkes dinleniyor' falan, safsatadır. Bu konuları sürekli gündemde tutup vatandaşa dinlenme endişesi, korkusu yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Vatandaş dilediğince konuşsun, dostluklar kursun, iş, alışveriş yapsın. Vatandaş işini görecek, bu sektör de ayakta kalacak'' diye konuştu.
İletişim sektörünün krizde en fazla istihdam oluşturan sektörlerin başında geldiğini, son birkaç aydır bu şirketlerin eleman almaya devam ettiğini, işten eleman çıkarmadığını dile getirene Yıldırım, ''Çok örnek bir davranış. Krizde yapılması gereken de bu'' dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Emekliye iyi haber yok!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev