Virüs ruhlara da girmesin

Dünyayı saran koronavirüs, ruh sağlığını da tehdit ediyor. Rutin yaşantıları değişen ve evden çıkamayan insanların bu dönemde “Kaygı, korku, panik, öfke” duygularına kapılabileceklerine dikkat çeken psikiyatr Dr. Kuzeymen Balıkçı, “Karantina sonrası normal yaşantıya dönüşte adaptasyonu belirleyecek olan, bu dönemde yaptıklarımız olacaktır. Spor etkinlikleri, kitap okumak, örgü, dikiş, boyama, resim, müzik ve enstrüman çalmak gibi sanatsal faaliyetlerde bulunmak ruh sağlığı için faydalı olur ve adaptasyon sorunu yaşamayı önleyebilir” tavsiyelerinde bulundu.

STRES, KORKU, KAYGI

Bir hastalık hakkındaki korku ve kaygının bunaltıcı olabileceğini, bu durumun yetişkinler ile çocuklarda yoğun duygulara neden olabileceğini söyleyen Balıkçı, “Sağlıklı bireyler bu salgında çeşitli depresif, kaygı taşıyan, iç huzursuzluk yaratan, acı veren olumsuz duygulara kapılabilirler. Şok ve inkâr, stres, kaygı, korku, bunaltı, endişe, panik, öfke, tahammülsüzlük, gerginlik, umutsuzluk, huzursuzluk, suçluluk, çaresizlik gibi duygular bunlara örnek verilebilir. Bu duyguların olağan ve insani tepkiler olduğu unutulmamalıdır” dedi. 

Bu duyguların abartılı ve sürekli olmadığı sürece hastalık düzeyinde yaşanmayacağını anlatan Balıkçı, en sık görülebilecek psikiyatrik bozuklukları ise “Akut Stres Bozukluğu”, “Travma Sonrası Stres Bozukluğu”, “Majör Depresyon”, “Yaygın Anksiyete Bozukluğu”, “Uyum Bozukluğu” ve “Obsesif Kompülsif Bozukluğu” olarak sıraladı. 

DOĞRU BİLGİ

Salgın dönemi içinde rutin hayatın sekteye uğraması, düzenin birdenbire değişmesi, beklenti ve hedeflerin boşa çıkması, planların bozulması veya ertelenmesi gibi durumların kendini göstermesinin travmatik bir algı oluşumuna neden olacağını anlatan Balıkçı, “Burada en iyi adım doğru kaynaktan bilgi edinmek ve emin olunmayan kaynaklara riayet edilmemesidir” dedi.

SPOR KURTARICI

“Salgın ve karantina sürecinde yaşam rutinlerine en yakın şekilde eylem ve paylaşımları sürdürmek adaptasyon sorunu yaşamayı önleyebilir. Uyku, yemek, çalışma saatleri, keyif verici etkinlikler ve kişiler arası paylaşımlar mümkün olduğunca eski düzene en yakın şekilde sürdürülmeye çabalanmalı, rutinler korunmaya çalışılmalıdır. Günlük rutinlerde azalan uğraşların yerine, keyif ve tatmin veren yeni meşguliyet alanları koymak destekleyici yapıyı doğuracaktır. Spor etkinlikleri (yoga, pilates, dans, fitness vb.), kitap okumak ve araştırma metinleri incelemek, örgü, dikiş, boyama, resim, müzik, bitki ve evcil hayvan ile uğraş içinde olmak, sessiz sinema, kelime oyunları vb. materyallerden faydalanmak önerilebilecek uğraş alanlarındandır.”