Yargıtay'dan dövülerek öldürülen kadın için vahim karar

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, başkentte bir rezidansta, ismi Fatih Projesi yolsuzluğuna da karışan Murat Akar tarafından dövülerek öldürüldüğü belirlenen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çalışanı Ayşe Atasayar cinayetine ilişkin davada, vahim bir karara imza attı. Yüksek mahkeme, Atasayar’ı dövdükten sonra 2 gün hastaneye götürmeden ölümünü bekleyen Akar hakkında “kasten öldürme” suçundan verilen 25 yıl hapis cezasını, sanık lehinde bozdu. Yargıtay, sanık Akar’ın, cezasını neredeyse yarı yarıya indirecek olan “kasten yaralama sonucu ölüme neden olma” suçundan hüküm kurulmasını istedi.

Yerel mahkeme, Yargıtay’ın kararına uyarsa, sanık Akar, 8 ile 10 yıl arasında hapse mahkûm olacak.
Atasayar ailesinin avukatı Gülşen Uzuner, Yargıtay’ın bozma kararından sonra davanın 6 Şubat 2019 Çarşamba günü saat 10.40’ta, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüleceğini açıkladı. “Yargıtay’ın yorumunun soyut ve sanığın cezasını azaltma niyetinden başka bir amaç taşımadığını” belirten avukat Uzuner, şunları kaydetti:
“Vücudunun nerdeyse her yerinde yaralanma bulunan maktulün aldığı darbelerin çokluğu, yoğunluğu ve 40 saat sağlık kuruluşuna erişim hakkının engellenmesi, eve gelenlerden saklanması, delillerin bozulması ve yanıltıcı delil ve yönlendirmeleri, sanığın şiddet geçmişi karşısında kasten öldürdüğü açıktır. Sanığın halen tutuklu olduğunun ve eğer Yargıtay kararı doğrultusunda hüküm kurulursa tahliye olasılığının yüksek olduğunun da altını çizelim.” 

Atasayar ailesinin avukatı Gülşen Uzuner, Yargıtay’ın bozma kararından sonra davanın 6 Şubat 2019 Çarşamba günü saat 10.40’ta, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüleceğini açıkladı. “Yargıtay’ın yorumunun soyut ve sanığın cezasını azaltma niyetinden başka bir amaç taşımadığını” belirten avukat Uzuner, şunları kaydetti:
“Vücudunun nerdeyse her yerinde yaralanma bulunan maktulün aldığı darbelerin çokluğu, yoğunluğu ve 40 saat sağlık kuruluşuna erişim hakkının engellenmesi, eve gelenlerden saklanması, delillerin bozulması ve yanıltıcı delil ve yönlendirmeleri, sanığın şiddet geçmişi karşısında kasten öldürdüğü açıktır. Sanığın halen tutuklu olduğunun ve eğer Yargıtay kararı doğrultusunda hüküm kurulursa tahliye olasılığının yüksek olduğunun da altını çizelim."