Yasaksa şiddet, değilse bayram

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün havasını Taksim belirledi.

Yasaksa şiddet, değilse bayram
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.04.2014 - 22:08

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları Türkiye’de ne zaman yasaklansa sonuç polis şiddeti ve günlük yaşamda kaos oldu. Yasaksız 1 Mayıs’lar ise tam bir bayram havasında coşku ve barış içinde kutlandı. Taksim’deki yasaklar kutlama yapmak isteyen yurttaşlar kadar bölgedeki esnafı ve alınan ulaşım önlemleri nedeniyle tüm İstanbul’u olumsuz yönde etkiliyor.

Emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan birlik, dayanışma ve haksızlıklara karşı mücadele günü Cumhuriyetin ilk dönemlerinde getirilen yasaklar nedeniyle kutlanamadı. 1935 yılında “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak resmi tatil ilan edildi. 1960’lı yıllarda güçlenen işçi hareketleri 1 Mayıs’ı “İşçi Bayramı” olarak kutlamaya başladılar. En kitlesel 1 Mayıs, 1976 yılında DİSK öncülüğünde Taksim Meydanı’nda yüzbinlerce emekçi tarafından kutlandı. 1977 yılında ise büyük bir travma ve kırılma yaşandı. Meydanı hıncahınç dolduran halkın üzerine dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşmasının sonua doğru çevredeki binalardan ateş açıldı. 200’den fazla kişi yaralanırken savcılık raporuna göre 5’i silahla, 28’i ezilerek, 1’i panzer altında kalarak toplam 34 kişi, DİSK’in araştırmasına göre ise 40 civarında kişi öldürüldü. Faili meçhul kalan bu katliam, Türkiye’yi 12 Eylül askeri darbesine götüren olayların ilk basamağı oldu. 1978 yılında bir yıl önce katledilen 40 civarındaki insan için yüzbinlerce kişi yine Taksim Meydanı’nda buluştu.

 

Darbe yasakları

1979 yılında sıkıyönetim komutanlığı İstanbul’da mitinge izin vermedi. 1980 darbesiyle uzun süren yasaklı dönem başladı. 7 yıl boyunca kısa süreli iş bırakmalar, bayramlaşmalar ve bildiri dağıtılması gibi etkinliklerle kutlandı. 1987 yılında, yani 1977 katliamının 10. yıldönümünde sendikalar öncülüğünde bazı milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim adamları ile birlikte yaklaşık bin kişilik bir grup Taksim Cumhuriyet Anıtı’na şehitlerini anmak üzere çelenk bırakmak istedi. Polis sadece milletvekillerinin araçla anıta ulaşmasına izin verdi.

 

90’larda yeniden başladı

1989 yılında Taksim’de toplanan gruplara yine izin verilmedi, Mehmet Akif Dalcı isimli bir işçi protestolar sırasında polis tarafından vurularak öldürüldü. 1990 yılında da Taksim yasaklı bölge oldu. Taksim’e yürümek isteyen gruplarla polis arasında çatışmalar yaşandı. 1992 yılına kadar gayri resmi şekilde kutlanan 1 Mayıs, bu tarihten itibaren tekrar resmi olarak kutlanmaya başlandı. 1996’da 1980 sonrasının en kitlesel mitinglerinden biri Kadıköy’de gerçekleştirildi. Bu görkemli mitingin üzerine de gölge düştü. Yüzbini aşkın insanın üzerine ateş açıldı ve Hasan Albayrak, Dursun Odabaşı ile Yalçın Levent isimli işçiler öldü.

 

Şişli’de bayram havasında mitingler

1997’den 2004 yılına kadar 1 Mayıs İşçi Bayramı İstanbul’da Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı’nda barış içinde kutlandı. 7 yıl boyunca kutlamalar sırasında, meydana giremeyen sol gruplarla Taksim Meydanı’nda açıklama yapmak isteyen 20-30 kişilik gruplara yönelik polis müdahalesi dışında olay yaşanmadı. 2005 ve 2006 yılında kutlamalar Kadıköy’de gerçekleştirildi.

 

77 katliamının 30. yılında Taksim

2007 yılında ise DİSK, 1977 katliamanın 30. yıldönümü nedeniyle Taksim’de miting yapmak istedi. Ancak İstanbul Valiliği Taksim’de mitinge izin vermedi. İstiklal Caddesi, Sıraselviler, Tarlabaşı ve Dolmabahçe’den Taksim’e yürümek isteyen gruplara polis biber gazı ve coplarla müdahale etti. Kentte adeta sıkıyönetim ilan edildi. Toplu taşıma araçları çalışmadı. İstanbul dışından gelenler gişelerde durduruldu. Öğle saatlerinde Dolmabahçe ve Kazancı Yokuşu’ndan meydana girmeyi “başaran” gruplar katliamın 30. yıldönümünde 40 civarında yurttaşı Taksim’de andı.

2008 yılında 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” ilan edildi, ancak valilik Taksim’e yine izin vermedi. Kent genelinde yurttaşların Taksim’e ulaşmasını engellemek için alınan önlemler nedeniyle emekçilerin geceyi geçirdikleri Şişli’deki DİSK Genel Merkezi çatışmaların merkezi oldu. Binaya sabah 06.00’da başlayan gazlı saldırı gün boyu şiddetlenerek arttı. İstanbul’un dört bir yanından Taksim’e çıkmaya çalışan gruplar polis şiddeti ile karşılaştı. Yüzlerce kişi gözaltına alınırken Taksim Meydanı’na girmek mümkün olmadı. 1 Mayıs’ın resmi tatil günü ilan edildiği 2009 yılında ise Taksim’de “makul sayı ile kutlama” tartışması yaşandı. Valiliğin ve Emniyet’in “makul” bulduğu sayıda kişinin Taksim’e izin verme ısrarı nedeniyle yine gazlı müdahele oldu. Şişli’deki DİSK binası önünde oluşturulan korteje ulaşmak isteyen gruplara polisin sert şekilde müdahalesi sonucu Beyoğlu, Kurtuluş, Tarlabaşı savaş alanına döndü. Taksim Meydanı’na gaz bombaları altında girildi.

 

Üç yıl sonra izin

2010 yılında ise Taksim’de mitinge izin verildi. Yüzbinlerce kişi 32 yıl sonra Taksim’de coşkuyla işçi bayramını kutladı. Ardından 2011 ve 2012 yıllarında da Taksim’e yasak getirilmedi ve 1 Mayıs alanı halaylara konserlere sahne oldu.

 

Tekrar yasak

2013 yılında ise Taksim Yayalaştırma Projesi nedeniyle meydanda süren inşaat bahane edilerek Taksim’e tekrar yasak getirildi. Her yasaklı 1 Mayıs’ta olduğu gibi İstanbul yine gaza boğuldu. Hastanelerin bahçesine varıncaya kadar sokağa çıkan herkes biber gazına maruz kaldı. Dilan Alp isimli lise öğrencisi çatışmalarda ağır bir şekilde yaralandı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, Alp’in elindeki biber gazına karşı kullandığı sirkeli su şişesinin molotofkokteyli olduğunu söyleyip lise öğrencisini “marjinal” ilan etmesi tepkilere neden oldu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon