Yeni Bir Avukatlık Yasasına Doğru...

Yeni Bir Avukatlık Yasasına Doğru...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.12.2011 - 07:10

Avukatlık, Adalet Bakanlığı’nın vesayetinden kurtarılmalıdır. Bu konudaki yasa değişiklikleri en kısa sürede hayata geçirilmelidir. TBB tarafından yapılan bir yönetmeliğin bakanlığın onayına sunulması kabul edilemez. Meslek disiplini ile ilgili verilen kararların bakanlık denetimine sunulması kaldırılmalıdır.

Kamuoyuna yansıyan ve artık günlük hayatımızın bir parçası olan internet üzerinden ulaşan bilgilere göre, Türkiye Barolar Birliği (TBB) yeni bir Avukatlık Yasası çalışmasını başlatmıştır. Avukatlığın çatı örgütü olan TBB bir taslak hazırlamış ve bunu barolara göndermiştir. Barolar bu konuda görüşlerini bildireceklerdir. Ayrıca bazı bölge toplantılarının düzenlendiği de bilgi dağarcığındaki yerini almıştır.

Bu kısa yazıda birkaç noktayı belirtmek uygun olacak.

Avukatın aydın sorumluluğu: Ülkenin bir aydını olarak avukat ülkenin ve dünyanın sorunlarına eğilmek ve sahip çıkmak, düşüncelerini açıklamak ve savunmak zorundadır. Bu hassas çizgiyi politika yapmaktan ayırmak şarttır. Bugün içinde bulunulan şartlar ve dünya ölçeğinde oluşan ortam, bu tavrı her zamankinden daha önemli kılmaktadır.

Yakın geçmişte, İstanbul Barosu’nun öncülüğünde başlatılan, çok büyük sayıda baronun katılımı ile hazırlanan ve kamuoyuna duyurulan, hak, hukuk, özgürlük, kişi güvenliği, hukuk devleti adına çok önemli mesajlar içeren Deklarasyon’u elbette bir kez daha hatırlıyorum ve alkışlıyorum.

Hukuk platformunda avukatlık: Avukat hukuk uzmanıdır; savunmayı meslek edinen kişidir. Bugün AB sürecinde her şeyi yeniden öğrenmek durumunda olan bir meslek adamıdır. Böyle bir şey başka mesleklerde yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasadan başlayarak temel yasalarını “yeniden” yapma gayreti içinde. Bunu bu ülkenin insanı için yaptığını dünyaya duyurması gerekirken ne yazık ki ortaya çıkan tablo, bu çabanın AB’ye girmek için olduğunu ortaya koyuyor.

Taslak hazırlanırken dikkate alınması gereken temel noktalar bellidir. Soruyu şöyle sorarak başlayabiliriz:

Avukatlık adına neler yapılmalıdır? Avukatlık, Adalet Bakanlığı’nın vesayetinden kurtarılmalıdır. Bu konudaki yasa değişiklikleri en kısa sürede hayata geçirilmelidir.

TBB tarafından yapılan bir yönetmeliğin bakanlığın onayına sunulması kabul edilemez. Meslek disiplini ile ilgili verilen kararların bakanlık denetimine sunulması kaldırılmalıdır.

Bazı avukat meslektaşlarımın zihnini okuyorum. Bunlar radikal değişiklikler. Radikalleri başarırsanız, tarihe geçersiniz. Yoksa sizi kimse hatırlamaz.

Avukat olmak (staj ve sınav): Staj, her mesleğin öğrenim aşamasıdır. İyi bir staj, iyi meslek adamı yetiştirmenin temelidir. İyi hukukçu, iyi avukat olur, ancak avukatlık mesleğini öğrendikten sonra. İkisi farklı şeylerdir. Staj, geçmişe oranla çok daha iyi düzeyde. Fakat yapılacak şeyler tabii ki var. Ülke genelinde stajda fırsat eşitliği yok. Büyük illerde iyi staj için şartlar daha elverişli. TBB’nin bu konuda temel çözümler üretmesi şarttır.

TBB, stajyerin parasal ihtiyacını bir ölçüde karşıladı, fakat mesleğe hazırlamak bundan da önemlidir. Bu konu avukatlık sınavı ile de bağlantılıdır. Sınavsız avukatlık düşünülemez. Ancak ülkemizde bu konuda bazı oyunlar oynanıyor. Sınav sürekli erteleniyor. Oysa genç nesiller için sınav sonucu kazanılacak olan avukatlık payesi bir şereftir.

Sınavın temel taşlarının şunlar olması gerekir: Sınav, mesleğe başlamak için yeterli bilgiyi ölçer. Bu konuda ölçüyü iyi koymak gerekir. Tecrübeli bir avukatın sahip olduğu bilgiyi siz avukat adayında ararsanız, hata edersiniz. Soruyorum: Avukatlığı dört dörtlük bilen var mı?

Bu sınavı TBB yapar; ÖSYM’yi işe karıştırmaz. Onlar test yöntemi bilirler; çoktan seçmeli sınav bilirler. Bu yöntemlerle avukat olunmaz. Avukatlık hukuki muhakeme yeteneğini gerektirir. Bu sınavı avukatlar yapar, bir ölçüde hukuk fakültesinden yardım alır.

Avukatlıkta kıdem ve avukatlık ortaklıkları: Avukatlıktaki çalışma kuralları değiştirilmelidir. Böyle bir sistem başka bir ülkede var mıdır? Bugün ruhsatnameyi al, ertesi gün Yargıtay’da duruşmaya gir ya da Yüce Divan’da avukatlık yap. Bu sistem genç meslektaşlara iyilik değil, kötülüktür. Gençlerin mahkemelerde bocalamaları üzücüdür, ama bozuk sistemin bir sonucudur.

Mesleğin faaliyet alanı çizilirken kategoriler yaratılmalıdır. Belirli sürelerle sınırlandırılacak olan bu kategoriler mesleğe seviye kazandıracaktır. Çok sayıda avukatı bünyesinde barındıran avukatlık şirketleri düzeninin hayata geçirilmesi, gençlerin kıdemlilerle aynı çatı altında usta-çırak ilişkisi içinde çalışmalarını mümkün kılacaktır.

Bu sorun mutlaka çözülmelidir. Yasada geçmişte yapılan değişiklik sorunu çözmemiştir. Çözülemeyen sorunun çekirdek noktası, konunun mali yönünde yatmaktadır. Avukatların ortaklık kurarak çalışmalarına izin verilmediği için ve maliye avukatların ortak çalışmalarına rağmen, vergi hukuku yönünden tek mükellefliği öngördüğü için, vergi sorunu doğmaktadır.

Yabancı uyruklu hukukçu barındıran hukuk şirketleri: Bu kişiler barolara kayıt olamadıkları için, Türkiye’de avukatlık yapma hakları yoktur. Fakat yasanın arkasından dolanılarak, danışmanlık şirketi tabelası altında avukatlık yapılmaktadır. Bunun önlenmesi şarttır. Taslakta yabancı uyruklu avukatların ülkemizde avukatlık yapabilmelerinin önünü açan düzenlemelerin yapıldığını okuyoruz. Bu tavır yanlıştır. Bilinmesi gerekir ki, avukatlık “ulusal” bir meslektir.

Türk barolarına Türk vatandaşı olan avukatlar kaydolabilir ve görev yaparlar. Aksi bir tavır Türk avukatları rencide eder.

Son söz: Konular ve sorunlar elbette bu kadar değil. Fakat ne yazık ki yerimiz sınırlı.

Av. Prof. Dr. Erdener Yurtcan/ İstanbul Barosu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon